DİNİMİZİN DİREĞİNİ AYAKTA TUTUYOR MUYUZ?

Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Namaz dinin direğidir, kim onu terk ederse dinini yıkmıştır.”

Allah, dünyayı imtihan yeri olarak; insanı da ibadet etmek için yaratmıştır. İbadet; insanın Allah’a olan sevgi, saygı ve bağlılığını göstermek için yaptığı davranışlardır. Bu davranışlardan, amellerden biri de namazdır. Namaz; ilk peygamber Hz. Adem’den bugüne dek bütün peygamberlere iletilen bir ibadettir.

Peygamberimiz başka bir hadisinde “Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.” Buyurur. Gerçekten nasıl ki baş vücudun yönetim yeri merkezi ise namaz da insanın günlük hayatını yöneten bir ameldir. Namaz; günün beş farklı zamanında güzelce abdest alıp namaza durmanız beş kez yıkanıp Allah’la buluşmanız demektir. Peygamberimiz sahabeye: “Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?” der. Sahabe: “O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz.” dediler. Peygamberimiz “Beş vakit namaz işte bunun gibidir.” der. Abdest almak maddi, namaz kılmak manevi temizlik olur. Namaz hem insanı temizler hem de kötülükten uzaklaştırır. Bu konuda Allah bize şöyle sesleniyor: “Sana kitaptan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz insanı hayasızlıktan ve kötü işlerden alıkoyar…” (29;45)

Hakkını vererek sabah namazını kıldığımızda o namaz bizi öğle vaktine kadar korur. Öğle namazını kıldığımızda o namaz da bizi ikindiye kadar korur. Böylece her namaz, sonraki namaz vaktine kadar insanı kötü işlerden uzak tutar.

Allah yine bize şöyle sesleniyor: “Kitaba sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlara gelince, iyilik için çalışanları ödülsüz bırakmayız.”(7;170) Allah’ın kitabı olan Kuran’a sımsıkı, samimi bir şekilde sarılıp hakkını vererek namaz kıldığımızda hem arınmış oluruz hem de kötülüklerden uzak durmuş oluruz. Kuran’a sımsıkı sarılmış, kötülüklerden uzak kalmış bir insan; iyi, güzel ve faydalı işler yapacaktır. Böyle bir insana da Allah, yaptıklarının karşılığını verecektir.

Peygamberimize kulak verelim…

“Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken Rabb’iyle özel olarak konuşmaktadır.”

“Kulun Rabb’ine en yakın olduğu an secde halidir. Öyleyse secdede iken çokça dua ediniz.”

“Cennetin anahtarı, namazdır.”

Namaz, Allah ile buluşmaktır. Namazla günde beş defa Allah’la buluşuyor, O’nunla konuşuyoruz.

Çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz veya ünlü bir kişiyle bizim için bir buluşma ayarlansa ne yaparız? Her halde buluşma gününü iple çeker, o gün gelince en güzel şekilde hazırlanır, buluşma saatinden önce buluşma yerinde hazır olurduk.

Her namazdan önce okunan ezan bizi Rabb’imizle buluşmaya çağırmıyor mu?

Her ezanda hayyalel felah (haydi kurtuluşa) diye bize seslenen Rabb’imize kulak veriyor muyuz?

Allah bizim kurtuluşumuzu istiyor. Peki biz ne kadar kurtulmak istiyoruz?

Allah her birimize özel olarak buluşma imkanı veriyor. Peki biz bu imkanı ne kadar değerlendiriyoruz? Rabb’imizin her çağrısına kulak verip O’nunla buluşmaya (namaza) gidiyor muyuz?

Namaz Rabb’imizle buluşmaktır. Secde anı da Rabb’imize en yakın olduğumuz andır. Secde anı Rabb’imize baş eğişimizin en güzel halidir. Secde “Rabb’im senin önünde boyun eğiyorum. Sana tüm benliğimle teslim oluyorum. Ben acizim, güçsüzüm. Sadece sana güveniyor, sana dayanıyorum.” demektir. Onun için secde anında Allah’a yalvarmalı, yakarmalı, dua etmeliyiz.

Hakkını vererek, samimiyetle ve zamanında kılınan namaz kişiye cennetin kapılarını açtırır. Çünkü namaz insanı gün içinde en çok kuşatan, donatan ibadettir. Namaz insanı kötülükten, fenalıktan uzak tutar. Kötülükten uzak kalan kimse cehennem ateşinden de uzak kalır, cennete yaklaşır.

Peygamberimiz başka bir hadisinde “Kıyamet gününde kulun ilk önce hesaba çekileceği şey, namazdır.” buyuruyor. Allah da bize şöyle sesleniyor: “…Namaz belirli vakitlerde müminler üzerine farz kılınmıştır.”  (4;103)

Allah namazı, yani “kendisiyle özel olarak buluşmayı” farz kılmıştır. Namaz o kadar önemli bir ibadettir ki kıyamet günü ilk hesaba çekileceğimiz şey olacaktır.

                Niçin namaz kılmalıyız?

                Eğer Rabb’imizi seviyorsak; O, emrettiği için namaz kılmalıyız.

                Rabb’imizle özel buluşma olduğu için namaz kılmalıyız.

                Secde; kulun Rabb’ine en yakın olduğu an olduğu için namaz kılmalıyız.

                Secde duanın, istemenin, yalvarmanın yeri olduğu için namaz kılmalıyız.

                İnsanı hayasızlıktan ve kötü işlerden alıkoyduğu için namaz kılmalıyız.

                İnsanı kirlerden arındırdığı için namaz kılmalıyız.

                Cennetin anahtarı olduğu için namaz kılmalıyız.