USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

DOĞAL AFET VE FACİALAR İLE İMTİHAN

 

Doğal afet ve facialara karşı  ne kadar hazırlıklıyız?

Geriye doğru, yakın tarihimize şöyle bir baktığımızda Bu güne kadar Ülkemizde Meydana gelen doğal afetler ve facialar ile sınavlarda notumuzun pek iyi olmadığını görüyoruz.

16 Ağustosu 17 Ağustosa bağlayan gece meydana gelen deprem, Türkiye’de yakın tarihte şahit olduğumuz  o tarihe kadarki en büyük felaket olarak kayıtlara geçti.

Gölcük depreminde, Marmara denizinin dibindeki fay hattının 7,4 şiddetinde sarsılması ile resmi rakamlara göre 18.373 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.Bunun nerede ise 3 katı kadar da insanımız yaralanmış veya hayatını engeli bir şekilde yaşamaya devam ettirmek zorunda kalmıştır.

Jeoloji mühendisleri odasının Gölcük depremi  için hazırlarmış olduğu raporda Depremin yıkıcı olmasının ve çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin en önemli nedeninin aktif fay hattının üzerine yapılaşmanın olmasının yanı sıra deprem yönetmenliğe uygun ve yeterince dayanıklı statiğe sahip inşaat yapılmamasındandır.

Evet yapılaşma, aktif fay hattının üzerinde yoğunlaşmış buna karşılık bu dönemlerin belediyeleri ve iskan(çevre şehircilik) bakanlığından belki de yeteri derecede kontroller yapılmamıştır.

Gölcük depreminin getirmiş olduğu büyük bir yıkım ve can kaybı sonucunda bizim çok büyük bir ders çıkarmamız gerektiğini bize göstermiştir.

Gölcük depreminden 25 yıl sonra;6 şubat 2023 büyük yıkımı, büyük acı, her yönü ile büyük bir felaket şeklinde ilk olarak 7,7 büyüklüğünde saat 04:17 de….

Ardından gün içerisinde sat 13:24 bu kez K. Maraş’ta 7,6 büyüklüğündeki felaket kendini göstermiş ve sonuç olarak resmi rakamlara göre  53.537 insanımızın hayatını kaybetmesi ile sonuçlanmıştır.

Ancak  Hatay depreminde bir kez daha gördük ki 25 yıl öncesinde Gölcük depreminde yaşanan depremin ağır sonuçlarına sebep olan nedenler ile aynı olan hatalar tekrarlanmış, üstelik yapıların önemli bir kısmı gölcük depreminden sonra yapılmış olmasına rağmen ve maalesef ki yine fay hattı üzerinde yapılaşma devam etmiş, imar afları, yeterli statiğe sahip olmayan ve yanlış mimarı yapılardan kaynaklanan sebepler ile yani 25 yıl öncesindeki hataların aynısı, belki de daha kötüsü tekrarlanmıştır.

Yani öyle görünüyor ki Gölcük büyük felaketinden ders çıkarılmamıştır.

Hem Gölcük depreminde hem de Hatay-K.Maraş depreminde yapılan geç müdahaleleri, geç ulaşan yardımları hiç hesaba  bile katmıyorum.

Notumuz gene zayıf, ve gene sınıfta kaldık.

Neden bunu böyle söylüyorum çünkü dünyanın diğer ülkelerinde de depremler oluyor, daha da büyük şiddette  depremler oluyor ama bizdeki ile farkı, onlarda can kaybı ve yıkım bizimki ile karşılaştırılamayacak kadar az oluyor. Can kayıpları nerede ise  yok denecek kadar az oluyor. Tabi ki de can kayıpları az olsun, hiç olmasın ama bizim de onlarınki kadar az olması için önlemler alalım diyoruz.

Ve Gelelim taze  yaramız olan Bolu Grant Kartalkaya oteldeki faciaya.   Oteldeki yangın hiç can kaybın sebep olmayacak bir şekilde atlatabilirdi diyor uzmanlar.

Faciaya sebep olan eksiklikler neler diye bakıyoruz…

Uzmanların yaptığı açıklamaya göre böyle bir otelde can kaybının hiç olmaması yada çok daha az olması gerekiyordu.

Ama can kaybı fazla oldu…

Yangına müdahale yardımı geç gelmişti, yine uzmanlar bu tür bir olay karşısında 15-30 Dakika arasında Oteldeki her kes tahliye edilebilirdi diyor.

Peki böylemi oldu? hayır onlarca can kaybı, yürek yakan görüntüler, bir tülü kontrol altına alınamayan yangın…

 Peki ne eksikti..

Yangın merdiveni mi uygun değildi, değilse niye?

Yangın söndürme sistemlerimi yoktu, yada yangın söndürme sistemimi çalışmadı, peki neden?

Yangın ilk çıktığından kimsemi yoktu yada vardı da yangını söndüremediler mi peki niçin?

Denetleme yapılmamışıydı gerçekten ?

Bütün bu sorular cevap bekleyen sorulardır….

Olay esnasında ve sonrasında Yetkililer basına çıktı ve her yetkilinin açıklaması benim sorumluluk alnımda değildir şeklinde oldu. Gerçekten böyle miydi, bu kadar basit miydi?

Gölcük depreminde olduğu gibi, 25 yıl sonra Hatay depreminde de aynı hatalar ile  büyük kayıplara maruz kaldık. Çünkü Gölcükten ders çıkarmamıştık,  sorumluları bulamadık…

İzmit Körfez geçişi Köprüsünü yapan Japon Mühendis Rioichi Kishi Halatın kopması nedeni ile intihar etti. 

Aslında halatı kendisi yapmamıştı, hiçbir suçu da yoktu ama gururluydu, guruna yedirememişti meydana gelen olayı, olayın sorumlusu benim diye bir de not bırakmıştı kimseyi suçlamamıştı…

Yangın faciasındaki Sonuç; okul başladığında hayatını kaybeden öğrencilerin masaların birer çiçek bırakılacak, arkadaşları ağlayacak, biraz hüzün, kahrolma  başkada bir şey olmayacak.

Gölcük depreminde olduğu gibi felaketten bize kalacak olan kimse yok mu ses yankısı…

Ümidimiz başka afetlerin yaşanmaması, yaşanacaksa da ders çıkarma umudu ile…. Bolu faciası için hepimizin başı sağ olsun.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ