USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

TİCARET AHLÂKI

TİCARET AHLÂKI

Ticaret, belirli bir mal üzerinden alıcı ile satıcının yaptıkları bir aittir. İnsan sosyal bir varlık olduğu için günlük hayatında diğer insanlarla mal ve hizmet alış-verişi yapmakta; genellikle ya üretmekte-tüketmekte ya mal satmakta-almakta ya da akit yapmakta – akitlere şahitlik etmektedir.

Toplumsal hayatta bu kadar yoğun bir şekilde içinde bulunulan ticaret konusunda harama düşülmemesi için ticaret fıkhını bilmelidir. Hz. Ömer (radiyallahu anh) ticaret fıkhını bilmeyen esnafa ruhsat vermezdi. “bizim çarşımızda alışveriş in hükmünü bilmeyen mutlaka faize düşer. Demiştir.

Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “Ticaret yapın, çünkü rızkın onda dokuzu oradadır. “  buyurarak bizi ticaret yapmaya teşvik etmiş. Yine “Sadık ve emin tüccar (ahirette) peygamberlerle, sıddıklarla ve şehitlerle beraber haşrolunucaktır.” buyurarak da ticareti doğru ve güvenilir bir şekilde yapanın cennete gireceğini müjdelemiştir

Ticarette asıl olan dürüst olmaktır. Zira peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bizi aldatan bizden değildir demiştir.

Alırken ve satarken kolaylık sağlamak. Nitekim peygamber efendimiz «Satarken, alırken, alacağını isterken, kolaylık gösteren kimseye Allah rahmet etsin.»  Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- satarken kolaylık gösteren, eli açık ve cömert olan herkese merhamet duasında bulunmuştur. Malın fiyatında müşteriye kolaylık sağlar ve ona güzel ahlakla muamele eder. Bir şey satın aldığında da kolaylık gösteren, eli açık ve cömert olur. Malın fiyatını haddinden fazla düşürüp kıymetini azaltmaz. Kendisine borcu olan kimselerden borcunu isterken de kolaylık gösteren, eli açık ve cömert olur. Fakir ve yoksula zorluk çıkarmaz. Borcunu onlardan şefkatle kibarca ister. Ödeyemeyen kimseye mühlet tanır.

Müslüman tüccarların güzel ahlakı sayesinde Asya ve Afrika’nın birçok yerinde İslâm’ın yayılmasında çok büyük etkileri olmuştur.

Kişiye göre değil herkese karşı dürüst davranmalıyız. Bir kadın imam-ı Azam’a satmak üzere ipek bir elbise getirdi. Ebu Hanife kadına bu elbise için ne kadar istediğini sordu. Kadın yüz dirhem deyince

Ebu Hanife;

“Bu elbise yüz dirhemden daha çok eder, fiyatını yükseltin” dedi kadın yüzer yüzer fiyatını yükseltti ve dört yüze kadar çıktı.

Ebu Hanife “Bu elbise daha fazla eder” deyince kadın; “Benimle alay mı ediyorsun” dedi.

Ebu Hanife; “Hayır hayır. Bir adam getirin de elbiseye Fiyat biçsin” dedi. Kadın bir adam çağırdı. Fiyat takdir ettirdi. Ebu Hanife beş yüze satın aldı.

Malın kusurunu gizlememeli:

İmam-ı Azam ortağı Hafs b. Abdurrahman’ı mal satmak üzere gönderdi ve malların içinde kusurlu bir elbise de bulunduğunu ona söyledi. “Müşteri bu malı satın almak isterse kusurunu mutlaka söyle. “ diye tembih etti. Hafs eldeki tüm malları sattı ama hatalı malı satarken kusurlu olduğunu söylemeyi unuttu. Ayrıca bu malı kime sattığını da bilmiyordu. Ebu Hanife, durumdan haberdar olunca satılan o malların tümünden kazanılan parayı sadaka olarak dağıttı.  ( Ebu Nuaym, Hilyetu’l Evliya) 1

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ