<div>Bugün Ramazan ayının 3.cü günü. Araya Cumartesi-Pazar girince bir anda 3 günü geride bırakmış olduk! Benim yaştakiler iki kez Temmuz-Ağustos aylarında ve o mevsim sıcaklıklarında oruç tuttuğumuz için Mart ayındaki oruçlar bizi etkilemiyor, hatta çok kolay geliyor.</div> <div>Ramazan ayı yazısını nostalji olarak yazıp 40-50 yıl önce Batman’da yaşanan Ramazanlardan örnekler vereceğim. Tabi o yıllarda şimdiki gibi para yoktu, zenginlik yoktu. Herkes kendi bütçesine göre harcama yapar, iftarını da aldığı malzemeye göre yapardı.</div> <div>Yaz aylarındaki Ramazan aylarında sıcaklardan bunalan vatandaşlar gölgelik yerleri tercih ederken, az sayıda buzdolabı olanların dışındakiler, şimdiki Bankalar caddesinin Japon pasajının yan tarafında kurulan tezgâha 1 metre uzunluğundaki kalıp buzlar konulur, 25 veya 50 kuruşluk buz istendiğinde de testere ile kesilerek iple bağlanıp iftarda soğuk su içmek için insanlar evlerine götürürdü. Yıllarca karşılaştığımız bu manzarada parasına göre buz alan ve bunu bir iple bağlayıp evine götürenler oldukça şanslı, hatta zengin sayılırlardı. Keza meyan kökü şerbeti o dönemlerde de tercih edilen ve cola niyetine içilen bir içecekti.</div> <div>Yine mevsim yaz ise, çoğunluk sebzeleri tercih eder, yerel otlardan yemek yapılması için alış veriş yaparlardı. Pirinç, et, tavuk almak herkesin kârı değildi, çünkü TPAO.da çalışanlar ile esnafın bir kısmı rahat geçinirken çoğunluk ise bu imkânlardan yoksundu.</div> <div>Hele 90’lı yıllarda aşırı göç alan Batman ve bölgenin çeşitli il, ilçe ve köylerinden gelen binlerce kişi kenar mahallelerde buldukları evlerde yaşamaya başlamışlardı. Önce canlarını kurtarıp Batmana geldikleri için mutluydular. Sonra kiraladıkları köhne evlerde musluğu açıp su aktığını, düğmeyi çevirdiğinde lambanın yandığını görünce o insanlar kendilerini medeniyete erişmiş kişiler olarak görüyorlardı.</div> <div>Bir müddet sonra bunlar yiyecekleri bir şeylerinin olmadığının farkına vardılar. Hele Ramazan ayı gelince işleri daha da zorlaştı. Yardımlaşma konusunda iyi olan Batman, bu göçmen komşulara ellerinden geldiğince yardım etti.</div> <div>İş bulamayan vatandaşlar en kolay yolunu bularak bir el arabası satın alıp halden aldıkları sebze ve meyveleri satıp geçimlerini sağlamaya çalıştılar. Bir dönemler, seyyar satıcılık ve el arabacılığı o kadar yaygındı ki; bu arabalar yüzünden şehir merkezinden geçmek mümkün değildi.</div> <div>Şimdi olduğu gibi, 40-50 yıl öncesinde de Batman yine hareketliydi. Ramazan aylarında alış verişler yapılır, cepteki paraya göre ihtiyaçlar karşılanırdı. Ama ne yazık ki; o yıllarda da kan davaları devam eder ve Ramazan gününde köyünden, mezrasından Batman’a gelenleri düşmanları takip eder ve bir yerde kıstırıp silahla ateş ederek öldürürlerdi.</div> <div>Binalar o kadar lüks, caddeler o kadar geniş, iş yerleri o kadar abartılı değildi ama şimdi olduğu gibi iftar saatinin yaklaşmasıyla birlikte şehirde büyük bir hareket olurdu. Yine şimdiki gibi çok araç yoktu ama o zamanlarda da insanlar iftara yetişmek için acele eder, o saatlerde sıklıkla kazalar meydana gelirdi.</div> <div>Daha da ilginci, matbaaların çoğu imsakiye basar, çocuklar da cami önlerinde kalabalık olan yerlerde satarlardı. İftardan önce akşam namazını kılıp öyle evlerine gitmek isteyenlere de hayırseverler ezandan sonra orada bulunan cemaate ekmek, helva dağıtır ve zamanında iftarın açılmasını sağlarlardı.</div> <div>Şimdi olduğu gibi, Ramazan ayında hiçbir lokanta açık olmazdı. Dışarıdan gelen yabancılar ve hasta olanlar ancak manavlardan meyve ve bakkallardan bisküvi alır ve gizli yerlerde bunları yerlerdi. Çevre köylerden gelen gayri müslimler de hiçbir zaman saygısızlık etmedi, kimse sokakta sigara bile içip dikkat çekmedi.</div> <div>İftar saati yaklaştığında maddi durumu iyi olan evlerden tepsilerle çıkılır ve muhtaç olan ailelere yemekler götürülürdü. Teravih namazından sonra ise camilerin önünde cemaate çeşitli tatlılar, lokumlar, bisküviler, gofretler ikram edilirdi.</div> <div>Anlayacağınız belki kimsenin şimdiki gibi sosyal hayatı iyi değildi ama insanlar mutlu ve huzurluydu. Yukarıda yazdıklarımın hepsini yaşadık, şahit olduk.</div> <div>Dilerim ki; bu yazdıklarımız birileri tarafından not edilir, ya da gazete saklanır, bizden sonra gelecek nesillere okutularak gelenekler ve yanlışlar anlatılır.</div> <div>Hepinizin Ramazanını tebrik eder, orucunuzun ve ibadetlerinizin Allahtan kabul görmesini dilerim.</div> <div>Hoşça kalınız.</div>