<div>Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yönelik “silah bırakın” çağrısı, son derece önemli ve olumlu bir adımdır. 55 yıldır devam eden silahlı çatışmalardan geriye yalnızca kan, gözyaşı ve ölüm kaldı. Bu süreçte kim kazançlı çıktı? Hiç kimse. O yüzden silahların sustuğu, çatışmaların son bulduğu, birlik ve beraberliğin güçlendiği bir gelecek için bu çağrıyı olumlu karşılıyorum.</div> <div>Yıllardır süregelen bu çatışmalar, ne yazık ki her gün yeni acılarla karşımıza çıktı. Hayatını kaybeden de bu ülkenin evladıydı, geride acı dolu hatıralar bırakan da. Hepimiz aynı havayı soluyor, aynı suyu içiyoruz. Zamanında omuz omuza düşmana karşı savaşan Türkler ve Kürtler, bugün de bu toprakların eşit haklara sahip bireyleri olarak birlikte yaşamalıdır.</div> <div>Bu ülke; Türklerin, Kürtlerin, Arapların ve diğer tüm etnik kökenlerden insanların ortak vatanıdır. Hiçbir topluluk kendisini bu toprakların tek sahibi olarak görmemelidir. Kimliğinin üzerinde "T.C." yazan herkes, birinci derecede vatandaştır ve devletin sunduğu tüm haklardan eşit şekilde yararlanma hakkına sahiptir.</div> <div>Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur:</div> <div>"Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna mücadele eden bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölen de bizden değildir."</div> <div>Bu hadise göre hiç kimse soyunu, dilini ya da kökenini kendisini üstün görmek için bir araç olarak kullanamaz. Çünkü insan doğacağı yeri, dilini ya da anne-babasını seçme hakkına sahip değildir. Bu, tamamen Allah’ın takdiridir. Kendini başkasından üstün görmek, başkalarını yok saymak anlamına gelir ve bu, toplumda ayrışmaya yol açar.</div> <div>Sonuç olarak umarım bu silah bırakma süreci başarıyla ilerler ve Türkiye sınırları içinde yaşayan herkes barış, huzur ve refah dolu günler geçirir. Kardeşlik ve dayanışma içinde, hep birlikte güçlü bir Türkiye inşa etmek hepimizin ortak hedefi olmalıdır.</div>