<div>İştah kaybı olarak da bilinen iştahsızlık, günlük olarak vücuda alınan besin miktarının azalması ve aç hissetmeme durumudur. Yeme isteğinin olmaması ve aç hissetmeme iştah kaybının temelini oluşturur. Bu durum aniden ortaya çıkabilir ya da uzun süre boyunca yavaş yavaş gerçekleşebilir. İştahsızlık bir haftadan daha uzun sürdüğü durumda ise uzman doktordan yardım almak önemlidir. Böylelikle altında yatan neden belirlenerek buna yönelik tedavi yöntemi çıkarılabilir.</div> <h3><strong>Bebeklerde İştahsızlık Neden Olur?</strong></h3> <div>Bebeklerde iştahsızlık genellikle ek gıdaya geçiş dönemlerinde ya da diş çıkarma durumlarında ortaya çıkar. Daha detaylı bakıldığında ise bebeklerde demir eksikliği ya da çinko eksikliği nedeniyle görülebilir. Bebeklerde iştahsızlık, ortalama 9.aydan sonra başlayarak okul döneminde de devam edebilir.</div> <h3><strong>Çocuğum Neden İştahsız?</strong></h3> <div>Çocuklarda iştahsızlık problemi sağlıklı gelişimini sürdüren çocukların %25’inde ve büyüme-gelişme geriliği tanısı almış olanların yaklaşık %35’inde görülen; son derece yaygın beslenme sorunlarından biridir. Çocuklarda yeme davranışı bebeklik döneminden itibaren görülen zihinsel ve fiziksel gelişim sürecinden, anne ile çocuk arasındaki mevcut etkileşim düzeyinden, sinir sistemi ve metabolizma ile ilgili çeşitli mekanizmaların işleyişinden ve çok sayıda sosyal faktörden büyük oranda etkilenir.</div> <div>Çocuklarda iştahsızlık organik ve organik olmayan nedenler olarak iki farklı şekilde sınıflandırılır. Organik nedenlere bağlı iştahsızlık problemi daha çok prematüre doğum gibi sebeplerden dolayı oral beslenmenin geç başladığı durumlarda, metabolik hastalık varlığında, inflamatuar hastalıklar, besin alerjisi, uygun olmayan diyetler, bebekte emme ve yutma fonksiyonlarında bozulmaya neden olabilen yarık damak-dudak tablolarında, makroglossi(dil büyüklüğü) reflü ve sinir sistemi ile ilgili çeşitli sorunlarla birlikte ciddi gelişimsel gecikmelere yol açan serebral palsi gibi nörolojik hastalık durumlarında ortaya çıkar. Tüm bu problemler iştahsızlığa neden olmanın yanı sıra son derece ciddi ilerleyebilen önemli sağlık sorunlarıdır. Ancak çocuklarda iştahsızlık problemi %50 oranında organik olmayan nedenlerden kaynaklanır. Çocuklarda ani iştahsızlık sorununa yol açabilen ve tüm olguların büyük kısmında sorumlu olan bu davranışsal temelli iştahsızlık nedenleri şu şekilde sıralanabilir:</div> <div>Ebeveynlerin çocukları beslenme ile ilişkili baskı oluşturan tavırlar sergilemesi.Özellikle yenidoğan döneminde anne-bebek etkileşiminin zayıf olması ve bebeğin çocukluk döneminde dahi beslenmeyi bir “görev” olarak nitelendirmesi.Ailenin abur cubur grubundan yiyecek tüketimine karşı gereğinden daha sert tutum sergilerken sebze ve meyve içerikli yiyeceklerin tüketimine yönelik fazla baskıcı davranma gibi beslenme ile ilgili aşırı kısıtlayıcı tutumlar sergilemesi.Çocuğa beslenme ile ilgili son derece keskin sınırlar çizen ebeveynin sigara, alkol, hazır gıda gibi zararlı alışkanlıklara sahip olması.Çocuğun yaşına uygun fiziksel aktivitelerde bulunmaması; bilgisayar oyunu gibi hareketsiz eğlence alışkanlıklarının bulunması.Yemek sırasında televizyon izlemek, oyun oynamak gibi dikkat dağıtıcı unsurlara yönelinmesi.Tüm bunlar çocuklarda davranış temelli iştahsızlık nedenleridir ve doğru zamanda fark edildiği takdirde uygun girişimlerle kontrol altına alınabilir.</div> <h3><strong>Yeme Alışkanlığını Nasıl Kazandırabilirim?</strong></h3> Çocuğun yaşına ve oral motor gelişimine uygun küçük miktar gıdalar ile başlanmalıdır. Tadını sevmezse zorlanmamalıdır. Yeni başlanmış olan besinin bebek tarafından tadının beğenilmesi bazen 10-15 kez denemeden sonra olabileceği unutulmamalıdır. Bebeğin beslenme miktarı çocuğun gereksinimlerine göre ayarlanmalı ve beslemede çocuğun iştahına da saygılı olunmalıdır. Çocuklara yiyecekler teklif edilmeli, hangi besinden yiyeceği kararı ise çocuğa bırakılmalıdır. Çocuğun tabağı çocuğun ilgisini çekecek şekilde süslenmeli, kendisinin seçim yapmasına izin verilmelidir. Gürültüsüz sakin bir ortamda mama sandalyesinde yemek masasına yakın pozisyonda oturtulmalıdır. Televizyon ve telefon açılmamalıdır. Öğünler arası acıkmasına fırsat verecek süre (3-4 saat ) olmalıdır. Öğünler arasında atıştırmaya izin verilmemelidir. (Sadece su verilebilir). Öğünler arası hareket oyun ile enerji kaybetmesi sağlanmalıdır. Uygun hava şartlarında çocukları ev hapsinden kurtarılmalı, açık havada gezinti ve spor yapmalarını, yemeklerini de bu ortamda yemeleri sağlanmalıdır. Yüksek oksijenli, temiz hava ve yeşil doğa, hayatı monotonluktan kurtarır, metabolizmayı canlandırır, iştahı açar. Yemeğe başlama 15 dakika, yemeğin süresi 30-35 dk. ile sınırlanmalıdır. Mümkünse aile ortamında yemeğe aile ile başlanmalıdır. Aile bireyleri beslenme sırasında beslenmeyi olumsuz etkileyecek davranış içinde olmamalı ve kendileri de seçici davranmamalıdırlar. Beslenme için masaya hep birlikte oturulup hep birlikte kalkılmalı, çocuğun tabağı süslenmeli. Çocuğu kendisinin el ve kaşıkla yemeğini bağımsız yemesine ortam hazırlanmalıdır. Yemeği yediren kişi mutlu eğlenceli olmalıdır. Asla ısrarcı, cezalandırıcı, rüşvetçi, tehditci, baskıcı olmamalıdır. Ara ara yiyecek dışı minik ödüller verilmelidir. Kirletmeye ve kirlenmeye izin verilmelidir. İştah şurubu adı altında satılan ilaçlardan uzak durun. Muhtemelen çocukken sizin de iştahsız olduğunuzu ve anne babanızın sizin için endişe ettiğini düşünün. Çocuğunuzla inatlaşmayın.