<div><strong> </strong>Bu sene Miladi 1 Mart 2025'te başlayan Mübarek Ramazan-ı Şerif 29 Mart 2025'te sona erdi ve 30 Mart 2025 (Bugün Bayram). Bu sene 1 Ramazan 1446 ve 29 Ramazan 1446 ile arasındaki günler oruç günleri idi. Bayram 1 Şevval 1447 yani bugün.</div> <div> Bayramlar elbette müstesna günler. Sıla-i rahime vesile, küçüklerin büyüklerini ziyarete ya da arayıp hal hatır sormalarına, uzak yakın akrabaların birbirleriyle buluşmalarına vesile çok güzel ve çok özel günler. Yüce Rabbim her daim bizleri Bayramlara ulaştırsın. Sabahtan bu yana bizzat ya da cep telefonu vasıtasıyla Bayram tebriklerim sürüyor.</div> <div> Bu yazı vesilesiyle de tüm <strong>Ümmet-i Muhammed'in Ramazan Bayramını tebrik ediyor, cümlesine sağlık ve esenlikler diliyorum.</strong> Ümmet-i Muhammed’e sağlık ve esenlik içinde nice nice Bayram sevinci diliyorum.</div> <div> Bu temenni ve dileklerim yanında, şunu belirtmeliyim ki, esasında yine hüzün dolu bir bayram içindeyiz. Niye mi?</div> <div> Bilindiği üzere, 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de ve özellikle Gazze’deki Müslümanlar eşi benzeri görülmemiş bir katliama ve soykırıma uğratıldı. <strong>Nerdeyse 1,5 yıldır, hergün ve ama hergün siyonist terörist İsrail ve yardakçısı ABD yönetimi, çoluk çocuk demeden, yaşlı genç dinlemeden ve kadın erkek ayırmadan katliam işliyor. Bu görülmemiş vahşet hâlâ devam ediyor. Filistin ve Gazze’de 50 binden fazla insan öldürüldü (öldürülenlerin bir çoğu çocuk) ve sözde ateşkes olsa da katliam hız kesmiyor Gazze’de ve tüm Filistin’de.</strong></div> <div> Bu ahvalde neyin Bayramı, neyin kutlaması bu? Elbette yüreğimiz hüzün dolu ve kalbimiz yumruk gibi, siyonist terörist İsrail’e karşı bir duruştayız.</div> <div> Biz 1,5 yıldır bu hüzün içindeyken ve bu hayatı sorgularken, bir de son iki haftadır Ülkemizde vandallık zuhur etti.</div> <div> Tabi kendiliğinden zuhur etmedi.</div> <div> Sorumsuz bir siyasi parti (sözde) lideri halkı sokaklara, adeta isyana ve boykota çağırdı. Ve gençler bu çağrıya maalesef uydular.</div> <div> Dün sosyal medyada şöyle bir paylaşımda bulundum: “Dünya'nın her yerinde mazlum Filistin'e destek sürerken bizde bir hırsıza destek için vandallar sahnede. Masum Filistin için değil de hırsız birisi için birileri sokaklarda eylem yapıyorsa bunun tek bir nedeni vardır. O nedeni <strong>Merhum Muhsin Yazıcıoğlu Başkanımız şöyle belirtmiş: "Bizim tarlayı bizim haberimiz olmadan birileri sürmüş."</strong></div> <div><strong> </strong>Tanzimat dediler, Jön Türkler dediler, İttihat ve Terakki dediler, bilmem ne zıkkım Fırkası dediler ve bizi bizden kopardılar. Hazreti Muhammed aleyhissalatu vesselamın bu Ümmetini tanınmaz hale getirdiler. Gerçekten bizi özümüzden kopardılar. Bizi İslami Değerlerimizden ayırdılar.</div> <div> Kendimi bildim bileli “Kudüs” derim ve “Filistin ile Kudüs'ün özgürlüğü benim derdim”. Son 1,5 yıldır da tüm Dünya’nın müşahede ettiği terörist siyonist İsrail’i lanetledim ve lanetimi sosyal medyada da haykırıyorum. Bana bundan dolayı çevremden ve hatta bizzat yakınlarımdan sözlü saldırılar var. Şahsıma hücum ediyorlar:<strong> “Bize ne Filistin’den, bize ne Gazze’den”</strong> diye bana sözlü saldırıyorlar. Ne diyelim, Allah (cc) ıslah eylesin.</div> <div> İşte bu hüzün ve çaresizlik içinde bir Bayramı daha idrak ettik. Sözün özü, bir hüzünlü Bayram daha yaşadık.</div> <div> Geçen gün şöyle tefekkür ettim: <strong>“Ne onurumuzla İslam’a uygun yaşadık, ne de şerefimizle ölmeyi becerebildik. Bir yaşayan ölü, toprağa görülmemiş ceset gibi arada-derede, ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamadan, güya yaşıyoruz.”</strong></div> <div> Üstadımız Mehmet Akif”in şu mısraları birden aklıma geldi.</div> <div> “Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'Davransana... Eller de senin, baş da senindir!His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.”</div> <div> Evet, yaklaşık 150 ya da 200 yıldır, hal-i pür melalimiz bu şekilde. Müslümanlar olarak maalesef bilinçsiz ve kütük gibi yaşıyoruz. Selin içindeki bir kütük gibi sağa-sola savruluyoruz. Allah yâr ve yardımcımız olsun.</div> <div> Bugün Bayram günü. Bir şiir kaleme aldım. Onu takdim ederek huzurlarınızdan ayrılıyorum.</div> <div> Bu çağda Ümmet-i Muhammed olarak zorda ve darda olsak da, hüzün içinde olsak da, Bayramlar’ın bizzat kendisi barışmaya, kavuşmaya ve umuda vesiledir. Bu şiirde de bu güzellikler var.</div> <div> </div> <div><strong>BAYRAMLAR</strong></div> <div><strong> </strong></div> <div>Bugün bayramdır, kalmasın küskünlük.</div> <div>İyilik ve takvadadır üstünlük.</div> <div>El ele, kalp kalbe, sağlansın bütünlük.</div> <div>Bayramlar dostça barışma günüdür.</div> <div> </div> <div>Bülbül konsun, yuva yapsın güle.</div> <div>Huzur, mutluluk dolsun her gönüle.</div> <div>Giden gitsin, gelen gelsin, güle güle.</div> <div>Bayramlar dosta kavuşma günüdür.</div> <div> </div> <div>Elbet zorluk ve güçlük var bu asırda.</div> <div>Çözüm yolu çalışma ile sabırda.</div> <div>Allah emrediyor, yarışın hayırda.</div> <div>Bayramlar dostça yarışma günüdür.</div> <div> </div> <div>Şifa bulsun hastalık, bitsin sayrılık.</div> <div>Olmasın hüzün, son bulsun ayrılık.</div> <div>Kalmasın ihtilaf, kalmasın gayrılık.</div> <div>Bayramlar dostça barışma günüdür.</div> <div>Bayramlar dosta karışma günüdür.</div> <div> </div> <div>Vesselam.</div>