USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

ESKİ AKİT YAZARI ABDURRAHMAN DİLİPAK'TAN İLGİNÇ BİR YAZIYI SİZLERLE PAYLAŞIYORUM:

ESKİ AKİT YAZARI ABDURRAHMAN DİLİPAK'TAN İLGİNÇ BİR YAZIYI SİZLERLE PAYLAŞIYORUM:

TERS KÖŞE 

"Fuhuş, uyuşturucu, marka ve lüks tutkusu derken, bizim ‘modern muhafazakarların' geldiği nokta, dudaklarınızı uçuklatacak hale geldi.

Su geçiren oje, abdeste mani olmayan rujlarımız var artık.

Helal likör, helal bira, helal şampanyalarımız var.

Yakında helal etiketli rakı da çıkaracaklar.

Hani biz başkalarına benzemeyecektik?

Siyasilerimiz, bürokrasimiz, ahlak zafiyeti içinde.

Bebeğin cinsiyetini tahmin partisi diye bir parti duydunuz mu siz? Bizimkilerde var.

After umre party var.

Eskiden hac ve umreden dönenlerin evinde tebrik ziyaretleri olurdu, tebriğe gelenlere tesbih ve seccade hediye edilirdi, ama bu işin bir adabı olurdu.

Rock müzik eşliğinde zikir party'si bile var artık.

Yatlarda happy birthday party gibi rezaletler de var.

Hepsi tesettürlü tabii!

Ramazan iftarını party'e dönüştürenler var, şatafat, müzik, kadınlı erkekli rengarenk giysiler içinde semazenlerle başlıyor.

Baby shower party çıkmış.

Bekarlığa veda partisi adı altında fuhuşa özendirenler bile var.

Tesettürlü ama, lüks, israf, ne istersen var.

Artık bu işler için ajanslar var, altın kaplamalı pasta sunumlarına kadar, Körfez ülkelerindeki rezillikleri aratmayacak her şey var.

Haram para cüzdanda durduğu gibi durmuyor.

Bu işlerin içinde siyasilerin, bürokratların yakınları, karıları var.

Bunlar biliniyor.

Yat partilerinde konken oynayan, tesettürlü hanımlar var.

Başörtüsü başörtüsü olmaktan çıktı, aksesuara dönüştü.

Namazı spor, orucu diyet niyetine dönüştürmüşler.

Hac da turizm olmuş.

Zaten adı şimdiden belli, hac ve umre turizmi.

Kurban da kebap bayramı olunca, bu iş tamam.

Sakal bırak, başörtüsü tak, sonra onlar ne yapıyorsa aynısını yap.

Seremoni, ritual, ikonalar, hepsi aynı.

Aşağılık kompleksi bizi mahvediyor.

Sadece makam sahiplerinin değil, her seviyenin ayağı kayıyor.

Yakında piercingli, tattolu imamlar görürsünüz.

Kimileri Lale Devri sosyetesinin yaptıklarını Osmanlı zannediyor, kimileri mevlidleri bile party'lere dönüştürüyor.

Artık ilahiyatlarda bile namaz kılanlar yüzde 50 nin altına düşmüş.

İnandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanmaya başladık.

Bunun sorumlusu kim?”

Kırk günlük bebeğe tek taş yüzük takan tesettür sosyetesi var.

Ascot yarışlarındaki düşeslere, baroneslere özeniyorlar, türbanın üstüne tüylü şapka takarak, Lale Devri saraylarında, şatafatlı sofralarla mevlit yapıyorlar.

Mutaassıp yaşam biçiminden, gösteriş tüketimine sürüklendiler.

Mahremiyet duygusunun yerini, abartılı görgüsüzlük aldı, para döküp saçarak var olmaya çalışıyorlar, bedevi kültürüyle yarışıyorlar.

Maneviyattan maddiyata öylesine hızlı geçtiler, dünyevi zevklere kendilerini öylesine kaptırdılar ki, kulaklarından altınlar, pırlantalar fışkırdığını herkese seyrettirmek istiyorlar.

Nasıl bir açlıksa artık, helal etiketli şampanyalar satılıyor.

Alkolsüz mojito var.

Sodalı limonata derse, havalı durmuyor, illa mojito diyecek.

Alkolsüz bellini var.

Alkolsüz aperol var.

“İslami eğlence” adı altında “helal organizasyon” yapan şirketlerin sayısında patlama yaşanıyor.

Beş yıldızlı otellerde tahtırevanla düğün yapan var.

Salona tavandan sarkıtılan gondola binerek giren var.

İlahi ekipleri var, helal müzik yapıyorlar, “düğün gecenizi helal çerçevesinde şenlendiriyoruz” diye reklam veriyorlar.

Sunucusuyla beraber semazen ekipleri var.

Helal suşili düğün yemekleri, Osmanlı köşklerindeki varaklı dekorlarda, Swarovski kristalleriyle süslü padişah koltuklarında, altın kaplamalı pastalarla bitiyor, cümle alem görsün diye, videolarını internette yayınlıyorlar.

Dini düğün palyaçosu var kardeşim!

İslami animatör var.

Helal selülit kremiyle İslami esaslara uygun masaj salonu var.

Taylandlı masözlere türban taktırıyorsun, İslami esaslara uygun olmuş oluyor!

“Allah ile aldatma” ikliminin, Türkiye’mizi ne hale getirdiğini gördüğüm için, gerçekten çok üzgünüm.

Ünlü yazar Abdurrahman Dilipak'ın yukarıda okuduğunuz yazısı günümüzü çok güzel anlatmaktadır. İsrafın, sınırsız harcamanın, gösterişin tavan yaptığı günümüzde bunlar maalesef yaşanıyor.

Büyük bir israf ve gösteriş yarışında olan bir gurup insanın samimiyetleri de tartışılır. Çünkü bunların hepsi Allah için değil, sadece ve sadece başkalarına nazire yapmak içindir. Bununla ilgili söylenecek bir söz yok. İnşallah bir gün bu kesim yanlışlarını görür ve normale döner.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ