HER BİRİMİZ ÇEVRE VE DOĞA’YI KORUMA GÖNÜLLÜSÜ OLMALIYIZ

Doğayı korumak için doğal kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde korunmasını sağlamak gerekiyor.

Doğayı, doğadaki çeşitliliği korumak, iklim değişikliğinin önüne geçmek için insanların ve kurumların uluslar ve uluslar arası düzeyde el birliği ile çalışması gerekiyor.

Doğa ve temiz bir çevrenin dolayısı ile iklim değişikliğinin gerçekten korunmaya ihtiyacı vardır ve Doğayı koruma bu gün bir zorunluluk haline gelmiştir.

Küresel ısınmanın; Sanayi devriminden sonra Dünya ve atmosfer, insandan faaliyetlerinden kaynaklı kirlilikten dolayı 2050 yılına kadar atmosfer sıcaklığının 1,5 derece yükseleceği beklentisi vardı. Küresel ısınmadan dolayı 2050 yılına kadar atmosfer sıcaklığının 1,5 derce yükselmesi durumunda Dünyamızda, iklim değişikliği ve  biyo çeşitlilik açısından ciddi bir risk oluşturacağı bilim adamlarınca sık sık dile getiriliyordu.

Ancak henüz 2024 yılında yine bilim adamlarınca yapılan açıklamada küresel ısınmanın sanayi devriminden sonra ilk kez 1,5 dereceği aştığı ve Dünyada  iklim değişikliği açısından tehlike çanlarının çalındığını söylüyorlar.

Günümüzde açık ve net olarak yaşanan kuraklık, yağış rejimlerinin düzensizliği ve Mevsim kaymalarını, Atmosfer ve doğa kirliliğinin sonucu olarak açık bir şekilde hissetmeye başladık.

Dünyadaki iklim değişikliğinin önüne geçebilmek, çevre ve doğayı korumak için bütün insanların, kurumların ve Devletlerin çevreci bir mantıkla doğayı ve çevreyi el birliği ile sahiplenmesi gerekmektedir.

Dünyada  biyo çeşitliliğin yok olmasının, iklim değişikliğinin meydana gelmesinin, Dünyadaki doğal dengenin bozulmasının, Dünyamızdaki her canlı için yaşam şart ve şekillerinin gittikçe dengesiz bir hal almasının, küresel ısınmanın, kutuplardaki buzulların erimesinin, Okyanus sularının ısınmasının aklınıza gelebilecek bütün olumsuzlukların tek sebebi insan kaynaklı sebeplerdir.

Yapılan araştırmalar bize şunu göstermiştir ki, İnsan oğlu hemen bu gün bile Dünyayı kendi haline bırakıp Doğaya zarar verici hiç bir şekilde etkide bulunmaz ise, Dünyanın sanayi devrimi öncesi hale gelmesi için, tabiri caizse Dünyanın kendisini resetlemesi için en az 200 yıllık bir süreye ihtiyacı vardır.

Peki Doğa ve çevre böyle hızla kirletilmeye devam edilirse ne olacak?

Doğa ve çevre böyle hızla kirletilmeye devam edilirse; Biyolojik çeşitlilik  azalacak veya çok sayıda biyolojik çeşitlilik yok olacak, iklimler değişecek, yağışlar zamansız ve dengesiz yağacak, yeterli tarımsal üretim yapılamayacak, dünyada gıda sıkıntısı yaşanacak, su ve gıdaya ulaşmak için dünya üzerinde büyük göçler olacak, dünyada su savaşları ve gıda savaşları yaşanacak, sağlık sorunları yaşanacak, salgın hastalıklar artacak, ormanlar yok olacak, içme sularına, su kaynaklarına ulaşım çok zor olacak vs.. kısacası bu ve  bunun gibi daha bir çok sıkıntılar Dünyada kendini baş gösterecektir.

Ama bunun önüne geçmek biz insanların elinde, aslında İnsanlar olarak bizler;

-Çevre ve doğa hakkında  toplumun daha çok  bilinçlendirilmesini

-Geri dönüşümün yaygınlaştırılmasını, bu konuda bilinçlendirmenin yapılmasını

-Plastik objelerinin mümkün mertebe kullanımın azaltılması ve geri dönüşüme gönderilmesinin sağlanmasını

-Suyun tasarruflu kullanılmasını

- Yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızın korunmasını

-Kimyasal ürünlerin/ilaçların mümkün olabilecek en az ve kontrollü kullanılmasını

-Denizlerimizin korunması, özelikle evsel atıkların arıtıldıktan sonra denizlere dökülmesinin sağlanmasını

-Hava kirliliğine sebep olan her türlü atık, akar yakıttan mümkün mertebe kaçınılmasını

-Akar sularımızı, akar su yatakların korunmasını

-Her fırsatta toplu taşıma araçların kullanılmasını

-Doğal biyolojik iş ve işlemlere önem verilmesini sağlayarak bunların önüne geçebiliriz.

Dolayısı ile yukarıda kısaca izah etmeye çalıştığım durumu göz önünde bulundurarak her birimiz çevremize, ailemize çocuklarımıza doğayı ve çevreyi korumanın ne kadar önemli olduğunu anlatmamız, hiç beklemeden doğayı ve çevreyi dolayısı ile dünyamızı korumak, olumsuz gidişata dur demek için mücadeleye başlamalıyız.

Evet her birimiz geç kalmadan Çevre ve Doğayı koruma gönüllüsü olmalıyız.