<div> </div> <div>İİsmail Acarkan, Kişiliğin DNA’sı adlı eserinde şunları söyler: “Evrensel bilgelikler açısından bakıldığında insan; üç varoluş düzeyinin bütünlüğünü oluşturan bir varlık olarak tanımlanır. Bunlar; ruh-nefs-beden (spirituel, psikolojik, biyolojik) boyut olarak ifade edilirler.</div> <div>Bu üç varoluş düzeyi birbiriyle ilişkili olup her birinin kendisine özgü nitelik ve işlevleri vardır. Bu üç düzey birbiriyle iç içedir. Bunların birbiriyle etkileşim tarzı ise şöyledir:</div> <div><strong>Nefs(psişe) ve beden</strong>, birbiriyle karşılıklı etkileşim içindedir. Yani, psikolojik boyutumuz ile bedenimiz arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. Beden dengeli ve sağlıklı olduğunda, psikolojik yapı da bu durumdan olumlu etkilenir. Psikolojik boyut sağlıklı olduğunda da beden bu durumdan olumlu yönde etkilenir.</div> <div><strong>Ruh(spirit)</strong> ise, nefs ve bedenden etkilenmeyen bir yapıya sahiptir. Bununla birlikte ruh; nefs ve bedeni etkileyebilen bir niteliğe sahiptir. (…)</div> <div><strong>RUHSAL-SPİRİTÜEL DÜZEY</strong></div> <div><strong>Ruhsal/spiritüel düzeyde; </strong>aşkın <strong>varlık, </strong>aşkın <strong>akıl </strong>ve aşkın<strong> duygu </strong>vardır. Bu düzeyde çift kutupluluk, çatışma, gerilim, eksiklik, negatiflik, mutsuzluk, mahrumiyet ve dengesizlik yoktur. Ruhsal düzeyde saf huzur ve mutluluk vardır. Ruhsal boyutta herhangi bir mahrumiyet, eksiklik ve tatminsizlik durumu yoktur. Ruhsal düzeydeki huzur ve mutluluğun dışsal hiçbir nedeni yoktur. Ruhsal boyut, hastalanmaz ve bozulmaz. (…)</div> <div><strong>PSİŞİK(PSİKOLOJİK) DÜZEY</strong></div> <div><strong>Nefsin/psişe</strong>; ne tam maddi nede ruhsal olan ancak ikisinden de etkilenen (bir nevi gökyüzü ile yeryüzü arasındaki atmosfer gibi olan); ruh ile beden arasında bir ara düzeydir. Nefse kendini ve kullandığı bedeni hayatta tutması için üç meleke-kuvvet (düşünce, istek ve eylem melekeleri) verilmiştir.</div> <div><strong>Fizik/Eylem Merkezi</strong>; varlığını koruyup etkili olmaya yönelimlidir. Varoluş alanını korumaya ve savunmaya, dış etkilerden bağımsız olabilmeye, etkin, güçlü ve hâkim olmaya odaklıdır.</div> <div><strong>İstek/Arzu Merkezi</strong>; İlişkilere ve ilişkileri üzerinden kimlik ve kendilik değeri edinmeye yönelimlidir. Fark edilme, sevme-sevilme, ilgi çekme-ilgi gösterme, takdir edilme, olumlu kimlik ve imaj sahibi olmaya odaklıdır.</div> <div><strong>Düşünme Merkezi; </strong>bilgi ve hayata karşı uygun karşılık verebilme yeterliliğine yönelimlidir. Tüm verileri gözlemleyip tanımlama, tam bilgiye ulaşma, geleceği öngörebilme ve hazırlıklı olmaya odaklıdır. Güvende olma ve uyum arayışındadır<strong>.</strong></div> <div><strong>BEDENSEL DÜZEY</strong></div> <div>Beden ile psikoloji arasında çok güçlü bir bağ ve etkileşim vardır. Psikolojik düzeydeki olumlu bir durum, bedeni olumlu etkiler. Korku, kaygı, gerginlik, öfke, üzüntü, karamsarlık, keder, ümitsizlik gibi olumsuz olgular ise bedeni ve beyin biyokimyasını olumsuz yönde etkiler.</div> <div><strong>Özetle;</strong> insanı tam olarak tanımlayabilmek için bu üçlü yapıyı(spirit, psişe, beden veya Arapça karşılıklarıyla <strong>ruh, nefs, cisim</strong>) bilmek zorunludur. Aynı zamanda, her bir düzeyin işlev ve niteliklerini birbirine karıştırmamak ve her birinin gerçek değerini ve hakkını vermek gerekmektedir”</div> <div>Bunlardan birisini esas alıp diğerlerini ıskalamak, ötelemek, dikkate almamak, parçacı bir yaklaşım olur ki, bu doğru değildir. Doğru olan, bütün parametrelerin değerini ve hakkını vererek bütüncül bir yaklaşımla olayı anlamaya çalışmaktır.</div> <div>Eşyanın zahiri niteliklerini tanımak için duygularımızın ötesine geçerek, fiziki dünyadan elde edilen verileri zihinsel fonksiyonlar marifetiyle zihin dünyamıza kodlamaktır. Aklımızı, kalbimizi, duyularımızı, hayal gücümüzü ve irademizi birlikte eşgüdümlü olarak kullanarak bütüncül bir yaklaşımla mesafe almaktır. </div> <div> </div> <div> </div> <div> </div> <div> </div>