USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

KAÇ DİKİLİ AĞACIMIZ VAR?

Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Bir Müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler o Müslüman için birer sadakadır.”

          Dünyadaki canlı varlıkları saydığımızda bitkiler, hayvanlar ve insanlar diye bir sınıflandırma yaparız. Bitkiler yeryüzünde geniş bir alanı kaplar. Dünyadaki bitkilerin önemli bir kısmını da ağaçlar oluşturur.

          Ağaçlar kökleri sayesinde toprağı tutar, toprak kaymasının ve erozyonun oluşmasını engeller. Her tarafa dağılan kökleri toprağın da nemli kalmasını sağlar. Ağaç kesildiğinde veya başka bir nedenden devrildiğinde bir kısmı doğadaki başka canlılara yiyecek olur, bir kısmı da çürüyüp yine toprağa karışır.

          Ağacın düşen yaprakları, meyvesinin kabukları, çekirdekleri bile doğada çöp olarak kalmaz; toprağa karışır. Bir ağaç toprağa dikildiği günden çürüyüp toprak olduğu güne kadar toprağa, hayvanlara ve insanlara sadece yarar sağlar.

         Toprağa ekilen her üründen hem hayvanlar hem insanlar yararlanır. İnsan bir bitkinin meyvesini, yemişini; kuşlar

yaprağını; böcekler kökünü yer. Her canlı o bitkiden kendisine düşen kısmetini alır. 

             İnsanların hayatlarını devam ettirebilmesi toprağa bağlıdır. Çünkü hayat toprakla başlar. Toprağa ekin ekilir; bu ekinler yağmurla buluşur, yetişir, olgunlaşır, sofralarımıza ulaşır. Toprağa ağaç dikilir; bu ağaçlar suyla buluşur, yetişir, gelişir, meyve verir, sofralarımıza ulaşır. Yağmur yağar, otlar yeşerir, yeşeren otlarla beslenen hayvanlar süt verir, yumurta verir, et verir.

                Allah; insanı denemek, imtihan etmek için dünyaya göndermiştir. İnsanın görevi de iman etmek ve salih amel işlemektir. Salih amel; iyi, güzel ve faydalı olan davranışlar ve eylemlerdir. Toprağa fide ekmek veya ağaç dikmek bu güzel ve yararlı işlerdendir. Müslümanın yapması gereken güzel bir amel de ağaç dikmektir.

                Düşünün bir kere… Bir ağaç diktiniz. Diktiğiniz ağaç beş altı yılda büyür, meyve veren türden ise ürün vermeye başlar. Çok değil beş altı yıl sonra bir çoban veya yolcu o ağacın gölgesinde oturur, ağaca sırtını dayar, dinlenir. Ağaç meyve veriyorsa meyvesinden yer; açlığını ve susuzluğunu giderir. “Kim bu ağacı dikmişse Allah ondan razı olsun.” diye dua eder. Diktiğiniz ağaç sadaka, ağacın gölgesi sadaka, meyvesi sadaka olarak iyilik hesabınıza yazılır. Kuşun, arının, böceğin o ağaçtan yararlanması da sadaka olarak iyilik hesabınıza yazılır.

            Verdiğimiz örnek sadece bir ağaç içindi. Her yıl bir ağaç diktiğinizi düşünün. On yılda on ağaç, elli yılda elli dikili ağacınız olur. Var sayalım ki yaşadığınız kasabada, ilçede beş bin insan yaşıyor. Her insan yılda bir ağaç dikse bir yılda beş bin; iki yılda on bin; on yılda elli bin ağaç eder. Yani bir kasaba on yılda oksijeni bol ve temiz bir yer haline gelir. Herkes kendi kasabasını, ilçesini, şehrini ağaçlandırırsa on yılda bütün bir ülke ağaçtan ve yeşilden yana nasibini almış olur.

          Peygamberimiz başka bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Kıyamet kopmak üzereyse ve birinizin elinde bir fidan varsa kıyamet kopmadan onu dikebiliyorsa bunu hemen yapsın.”

            Ağaç dikmenin yaşı, zamanı ve yeri yoktur. Genç, yaşlı, kadın, erkek herkes hayatının her döneminde ağaç dikmelidir. Ağaç dikmeyi bir gelenek, örf haline getirebiliriz. Mesela evlenen her çift birer ağaç dikebilir, askere giden her genç bir ağaç dikebilir, okulunu bitiren öğrenci, önemli bir sınavı kazanan kimse bir ağaç dikebilir.

           Hz. Ebubekir; sefere hazırlanan ordusuna: “Hurma ağaçlarını kökünden kesmeyiniz ve yakmayınız, meyve ağaçlarını kesmeyiniz.” diye emir vermiştir.

           Ağaç dikmek kadar var olan ağaçları kesmemek, onlara zarar vermemek; tam tersine onları korumak da o kadar önemlidir. Çünkü ağaçları korumak sadaka yerine geçen iyiliklerin devam etmesine katkı sağlamaktır.

          Müslüman olarak yapmamız gereken ağaç dikmeyi hayatımızda bir kural, bir gelenek haline getirmek ve var olan ağaçları da korumaktır. Bunun için göstereceğimiz en ufak bir gayret, bir çaba bize sevap, hayır, dua olarak geri dönecektir.

           Yüce Rabb’imizin hayırlarda yarışmayı nasip etmesi dileğiyle…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ