MERHAMET

Bir hadiste ‘’ Yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.’’ denilmektedir.

Merhamet kelimesinin anlamı ‘’ acıma, koruma ve sevgi gösterme’’dir. Merhamet ; insanı başkalarına iyilik ve yardım etmeye yönlendiren bir duygudur.

Kime merhamet etmeliyiz?

Yaşadığımız dünyada çevremizde bulunan bitki, hayvan ve insanlara merhamet etmeliyiz. Mesela aç bir köpeğe yemek, susamış bir kediye su verebiliriz. Yaralı bir hayvanın yarasını sarabiliriz. Evimizin bahçesine, damına, balkonuna ekmek veya bir avuç buğday koyup aç olan kuşlara yem hazırlayabiliriz. Ya da herkes evinin balkonuna bir kuş yuvalığı bırakabilir. Bu yuvalığa biraz su ve buğday bırakırsa büyük bir iyilik yapmış olur.

Arkadaşlarımıza, komşularımıza, akrabalarımıza iyilikler yapabiliriz. Mesela komşumuza bir tabak çorba veya yemek ikram edebiliriz. Akrabalarımızın ihtiyaçlarını giderebiliriz. Şimdi diyeceksiniz ki:’’ İyiliği hep biz yapıyoruz. Karşı taraf ise hiç iyilik yapmıyor. Bir kere de onlar bize iyilikte bulunsun.’’ Biz iyiliği Allah için yapıyoruz. Onlar sizin yaptığınız iyiliği unutabilir ama Allah unutmaz.

Merhametsiz; ‘’acıması olmayan, katı yürekli, taş kalpli ’’ anlamlarına gelir. Eğer merhametsiz olursak çevremizdeki bitkilere, ağaçlara zarar veririz, hayvanlara eziyet ederiz, insanları da ezip geçeriz.

Önümüzde iki yol var: Ya merhametli olup Allah’ın huzuruna alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıkarız; ya da merhametsiz olup Allah’ın huzuruna başımız eğik bir şekilde çıkarız.

Peki ‘’göktekiler’’ kimdir?

Göktekilerden kasıt Allah ve melekleridir. Eğer merhamet sahibi (mal sahibi, makam sahibi, aşiret sahibi değil ) olursak melekler bizim bağışlanmamız için dua ederler. Eğer merhamet sahibi olursak Allah hem bu dünyada hem de diğer dünyada işimizi kolaylaştırır, bize yardım eder.

‘’ Allah’ın size merhamet etmesini istiyor musunuz?’’ diye sorsam hemen herkes ‘’ Evet, istiyoruz.’’ diyecektir. O zaman nerden geldiğimizi unutmadan, birbirimize karşı kibirlenmeden, büyüklenmeden birbirimizi sevelim, birbirimize yardım edelim, birbirimize destek olalım.

 Yine başka bir hadiste:’’ İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.’’ buyruluyor. Yani Allah’ın bize acımasını istiyorsak bizim de insanlara acımamız gerekiyor.

Yusuf Has Hacip de bu konuda şöyle der: ‘’Yalnız kendini koruyan kişi merhamet sahibi değildir. Merhametli kişi başkalarının iyiliği için çalışan kimsedir. İyi kimse derdi olanlara deva olur. ‘’ Demek ki sadece kendimizi değil başkalarını da düşündüğümüz zaman merhamet sahibi oluruz.

Allah-u Teala bir ayette şöyle der: ‘’Allah’a ve peygamberine itaat edin ki merhamet olunasınız.’’ (3;132) . O halde Allah’ın emirlerini yerine getirirsek, peygamberimizi de örnek alarak yaşarsak bize de merhamet edilir. 

Sözlerimizi şu duayla bitirelim:

‘’Rabbimiz iman ettik, Sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. ‘’ (23;109)