USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

RAMAZAN VE İNSAN PSİKOLOJİSİ ÜZERİNE

RAMAZAN VE İNSAN PSİKOLOJİSİ ÜZERİNE

İnananların yolunu gözlediği, yılda yalnızca bir defa gelen kıymetli Ramazan ayı nihayet geldi. Bu haftaki yazımızda Ramazan Ayı nın manevi ikliminin insanları sardığı, tüketim ve Yaşam tarzlarında değişiklik meydana getirdiği, insanları daha az hareket etmeye ve daha fazla düşünmeye yönlendirdiği bu günlerde ramazan ayı ve insan psikolojini üzerinde durmaya çalışacağım.

Ramazan; insanlar için Allah’ı daha yakından hatırlama, ona daha çok sığınma ve Allah’ın kudretini daha derinden hissetme ayıdır. Günlük yaşamda sahip olduğu bir takım imkânlar ve güçler neticesinde yere göğe sığmayan, ufak dağları ben meydana getirdim derecesinde olan kişilerin Ramazan ayı ile birlikte kendisini ve davranışlarını gözden geçirdiği, akşam ezanı okunmadan kendi iradesiyle bir lokma bile yiyemeyecek kadar aciz olduğunu iliklerine kadar hissettiği zamanlardır. Bu bağlamda Ramazan ayının bir otokontrol ayı olduğunu söylemek de yanlış olmayacaktır.

Ramazan insanların iç yolculuklarına çıkabilecekleri, kendi iç dünyalarındaki seslere kulak verebilecekleri müstesna Zaman dilimleridir. Her anlamda sınırsız tüketim alışkanlıkları edindiğimiz şu günlerde; sevgiyi, zamanı, emeği ve tüm güzel duyguları hiç düşünmeden bir çırpıda tükettiğimiz ve pişmanlık duyma noktasında imtina ettiğimiz pek çok şeyi ramazan ayı bize düşünme fırsatı vermektedir. Bu kıymetli aylar, kişinin kendisini dinlemesi, ruhunun dinlenmesi, düşüncelerinin demlenmesi ve kendisini tanıması, hedefler belirlemesi adına da önemli zamanlardır.

Bahsettiğimiz bu kıymetli zaman dilimleri; insanların maddeden ziyade manaya, Abartı dan ziyade dengeye, yaratılmış olanları memnun etmekten ziyade Yaradan’ı memnun etmeye çabasının yoğunlaştığı zamanlardır. Zira kişi; insanlara yaranmaya çalıştıkça ne kadar yara aldığının farkındadır. Pişmanlıkları, keşkeleri, kızgınları ve kırgınlıkları da hep bu yüzdendir.

Ramazan ayı elbette inananlar için güzide bir ibadet ayıdır ve hem Allah katında hem de insanlar nezdinde kıymet verilen/kıymet gören rahmet dolu günlerdir. Bununla birlikte bu kıymetli aylar insanın varoluş amacını tekrardan gözden geçirmesi, önem sırasına koyduğu bazı alışkanlarını revize etmesi açısından da pek kıymetlidir.

Çevremize şöyle bir göz attığımızda herkes ne kadar da yoğun olduğundan dem vurmaktadır. Herkes işlerini bir türlü yetiştiremediğinden, zamanın kendilerine yetmediğinden ve uykuya dahi zor zaman bulmaktan dertlenmektedir. Zaman zaman iyi bir yaşam sürme adına hayatımızı o kadar karmaşık ve yönetimi zor bir aşamaya getiriyoruz ki, anın keyfini yaşayamıyor, sürekli bir yerlere yetişme telaşı içerisinde kaybolup gidiyoruz. Bakınız kıymetli okurlar; derdi Dünya olanın dünya kadar derdi olur. Çok fazla şeye sahip olmaktan ziyade insanı mutlu edecek ve gerçek huzura kavuşturacak olan şey ne kadar az şeye az ihtiyaç duyduğu ile alakalıdır. İnsan ancak bu şekilde zihnindeki yüklerden kurtulabilir, gerçek özgürlüğü böyle yakalayabilir ve ruhu gerçek manada huzura erebilir. Bu bağlamda önem ve öncelik sıralamaları tekrardan gözden geçirilerek gerekli revizelerin yapılması olumlu adımlar olacaktır.

Hemen hemen herkes sahip olduğu şeylerden dolayı zaman zaman serzenişlerde bulunmaktadır. Eminim sizlerin de çevresinde sahip olmak için bir zamanlar içten yakarışlar ve dualar eden; ancak sahip olup bu imkânlara eriştiğinde ise şikâyet eden insanlar görmüşsünüdür. Bu yönüyle insanoğlu çok gariptir. İç huzuru ve dengeyi araç lara bağladığı için amaçladığı o huzur maalesef onun gönül dünyasında yer bulamamaktadır. Zira insanoğlu ulaşamadıklarının kölesi, eriştiklerinin ise nankörüdür.

Tüm okurlarımın Ramazan ayını gönülden tebrik ederim. Bu kıymetli aylarda hem beden sağlığı hem de ruh sağlığınızın tam bir iyilik halinde olduğu, bununla birlikte manevi kazanç anlamında da güzel günler dilerim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ