USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Rızkımıza ve Ömrümüze Bereket Getiren Kavram: Sıla-i Rahim

Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Kim rızkının bollaştırılmasını, ömrünün uzamasını arzu ederse, akraba ilişkilerini sürdürsün.” 

Akraba; “insanın yakınındaki kimseler” anlamına gelir. Akrabalık; kan yoluyla veya evlilik yoluyla oluşur.

Bir kimsenin rızkının bollaşması; maddi olarak imkanının artması, refah düzeyinin yükselmesi demektir. Allah; helal yoldan kazanan, kazancına haram bulaştırmayan, faiz yemeyen, zekatını hakkıyla dağıtan, bol bol sadaka veren kimsenin rızkını bollaştırır. Rızkı genişleten bir etken de Müslüman olarak akrabalık bağlarını devam ettirmektir. Akrabalık bağlarını korumanın, akrabalık ilişkilerini sürdürmenin yolu da paylaşmaktan geçer. Bayram, düğün gibi güzel günlerinde mutluluklarını paylaşmalı; onlarla kucaklaşmalıyız. Cenazelerinde onlarla ağlayabilmeli, onları teselli etmeli, acılarını paylaşabilmeliyiz.  Hastalıklarında onları ziyaret etmeli, iyileşmeleri için Allah’tan şifa dilemeli, onlara dua etmeliyiz. Zor günlerinde, dar günlerinde onlara maddi ve manevi elimizden gelen her türlü yardımı yapmalıyız.

Bir insan doğduğunda o insanın kaderi, ne kadar yıl yaşayacağı Allah’ın yanında yazılıdır, kayıtlıdır. Bir insanın eceli ne bir dakika öne alınabilir ne de bir dakika ertelenebilir. Ama insan akrabalık bağlarını gözettiğinde rızkı gibi ömrü de bereketli olur. Şöyle ki Allah; o insana daha sağlıklı, mutlu ve huzurlu “an”lar yaşattırır. Allah; o insana daha çok ibadet etmeyi, daha fazla salih amel işlemeyi nasip eder.

Peygamberimiz başka bir hadisinde “Akrabalık ilişkisini kesen cennete giremez.” demiştir.

Cennet kapısını aralamanın bir yolu da akrabalık bağlarını devam ettirmektir. Bununla ilgili Sıla-i Rahim kavramı çokça kullanılır. Sıla “kavuşmak, ulaşmak”; Rahim ise “acımak, şefkat duymak” anlamlarına gelir.

Birincisi bizde acıma, şefkat duygularının oluşması bizi iyi bir insan yapar. Bundan dolayı Allah’ın merhametine kavuşuruz. İkincisi akrabalarımıza acıma ve şefkat duygularıyla yaklaşmamız bizi yine Allah’ın merhametine ulaştırır. Aynı duygulara akrabalarımız, komşularımız, çevremiz, şehrimiz de kavuştuğunda Allah bütün bir topluma merhamet eder. Akrabalık bağlarını koruyan bir toplumda bolluk olur, bereket olur. Akrabalık bağlarını gözeten bir toplum mutlu ve huzurlu olur.

Peygamberimiz başka bir hadisinde “Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka diğeri Sıla-i Rahimdir ki bu da sadaka sayılır.

Birine yaptığımız yardım, iyilik, sadaka karşılığında bize bir sevap yazılıyorsa bu iyiliği, yardımı, sadakayı akrabalarımıza yaptığımızda bize iki sevap yazılır.

Peygamberimize birisi gelir ve der ki: “Benim akrabalarım var, ziyaret ediyorum; fakat onlar bana gelmezler. Ben iyilikte bulunurum, onlar bana kötülük ederler, ben onlara yumuşak davranırım, onlar beni bilmezden gelirler.” Peygamberimiz ona “Onlar seni sormasalar da sen onları ziyaret etmeye devam et.” der.

Günümüzde şehirleşme insanı daha çok çalışmaya, daha fazla para kazamaya sevk etti. Daha fazla para kazanma hırsı insanları hem yalnızlaştırdı hem de bencilleştirdi. Şehirler büyüdükçe akrabalar arasındaki mesafe de arttı. Bu sosyal ve ekonomik durum akrabalar arasındaki diyaloğun da azalmasına neden oldu.

Şehirleşen, yalnızlaşan, bireyselleşen kısacası dünyevileşen insana bir de şeytan yanaşır, ona sürekli vesvese verir: “Falan akraban senin düğününe gelmedi sen de gitme. Falan akraban sen hastalık geçirdiğinde seni sormadı sen de onu sorma. Şu akraban bayramda seni aramadı sen de onu arama. Bu akraban senin taziyene gelmedi sen de onun taziyesine gitme. Diğer akraban ihtiyacın olduğunda sana yardım etmedi sen de ona yardım etme.” şeklinde şeytan, insanın kulağına fısıldar, onun yolundan gitmesini ister. Her taraftan dünyanın kendisini kuşattığı insan da şeytanın emirlerine boyun eğer.

Yapmamız gereken şeytanın emrine uymak yerine Allah’ın ayetlerini işitmek ve akrabayı sormaktır. Bozucu insanların sözlerini dinlemek yerine peygamberin sözlerine kulak vermek ve akrabayı gözetmektir.

Allah; akrabaya yardım etmeyi emrediyor (16;90). Ayrıca akrabalık bağlarını koparmamamız gerektiğini (4;1) söylüyor.

Sıla-i Rahim; akrabayı bayramda kucaklamaktır.

Sıla-i Rahim; akrabayı hastalığında, taziyesinde teselli etmektir, derdini paylaşmaktır.

Sıla-i Rahim; darda kalan akrabaya sadaka vermektir, yardım etmektir.

Sıla-i Rahim; akrabanın sevincine, kederine ortak olmaktır.

Sıla-i Rahim; akrabanın kapısını çalmaktır, halini anlamaya çalışmaktır.

Sıla-i Rahim; rızıkta bereket, ömürde berekettir.

Rızkımızın bol, ömrümüzün bereketli olmasını istiyorsak akrabaya acımalı, ona merhamet etmeliyiz. Vereceğimiz sadakalarda, yapacağımız dualarda onları unutmamalıyız. Akrabalık bağlarını güçlendirmeli, ilişkilerimizi devam ettirmeliyiz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ