<div>SEÇİM</div> <div>Bilindiği gibi ülkemiz seçimlerin sık olduğu ülkelerin başında geliyor. Bundan dolayı seçimler tekerrür ederek ülkenin gündeminden düşmüyor. Aynı oranda ırkçılık, fitne, tarafgirlik, teassub, karşı tarafı küçümseme, çekemezlik gibi olumsuzlar hayatin bir parçası haline geliyor. Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi falan partinin mensubu kendi partisinden olan din- vatan insanlık muhalifi bir partiliyi karşı partinin en iyi insanına, hatta velisine tercih edecek kadar büyük hata işleyip hak çizgisinden inhiraf ediyor. Hatta diyor ki: “benim partimden, felsefemden ve ırkımdan olsun ne olursa olsun tercihimdir…”</div> <div>Evet dini ahkâma göre seçim, meşrudur, fakat hakkı kabul etmemek haksız insanı hak olana tercih etmek gayri meşrudur, hak değil, vicdani olmadığı gibi din dışı, fitne unsuru ve şeytanidir.</div> <div>Bir seçmen perde arkasına geçip oyunu istimal etmek isterken elini vicdanına koyup tercihini yapmalıdır. Yani dinin ve tüm insanların menfaatini öne alıp tercihini yapmalı, dine ters, taassup, ırkçılık, şahsi yarar hatasına düşmemeli.</div> <div>Zira hatalı seçimden tevellüt eden vebal, bütün milleti ilgilendirdiği için büyük vebaldir. Nitekim doğru seçimden tevellüt eden sevap da aynı oranda büyük sevaptır.</div> <div>Edebiyatta bir kelime var, Empati: Yani bir şeyi bir şeyin yerine koymak. Evet, partiler ve liderler bu teraziyekonulup tercih yapılmalıdır. Falan lider falan liderin yerine konulup din ve memleket ona teslim edilse ne olur? Falan parti falan partinin yerine girse ve din ve memleket ona teslim edilse ne olur?</div> <div>Çok eskilerden Empatiyi kabul etmeyen sabit fikirli ibretlik bir seçmeni beyan edip seçmenlerin dikkatine sunarım:</div> <div>Evet, Bismil’e bağlı Haramemo adında bir köy var, köyün lideri Selim, 50 sene evvel bana şu ibretlik macerayı nakil etti:</div> <div>“Eskiden İsabegi- Halilbegi iki parti vardı. Bir adam bir yük üzüm köyümüze arpayla değiştirmeye getirmişti. Ben ona sordum, ‘sen Halilbegi misin, İsabegi misin? Ben halilbegiyim’ dedi. Ben ona dedim ki ‘İsabegi ol, üzümünü bana ver, köylüye dağıtacağım benim ambarımdan iyi buğdaydan yükünü doldur’ adam, dedi ki Vallah, ‘Xalé selim (Selim dayı) iyidir ama olamaz.’ Ben ona dedim ki ‘kendi üzümünü kendine sat ben de sana bir yük vereceğim iki yük olacak, İsabegi ol.’ Adam dedi ki: Vallah hali Selim iyidir ama olamaz. Ben ona dedim ki sana iki yük vereceğim üzümünü de bir yüke değiştir, oldu üç yük. Adam: Vallah hali selim iyidir ama ben İsabegi olsam da benim eşeğim de Halil begidir, o hiç İsabegi olamaz”</div> <div>Evet, akıllı, imanlı, vatan sever bir insan bu adam gibi olmamalı, hak çizgiden sapmamalı, dine, tüm insanlara faydalı olan doğruyu tercih edip mührünü basmalıdır.</div> <div>Bazı seçmenler gerçeği düşünmeden ambleme bakarak tercihini koyuyor, bu çok gariptir.</div> <div>1970'li yıllarda bir partinin amblemi Kır at. Birisinin Koyun. Birisinin Bozkurt. Ve 1983de bir partinin amblemi horoz idi.</div> <div> ve bir partini amblemi de çalışan bir insan resmi idi. O partinin genel başkanı radyodan seçmenlere şöyle seslenirdi:</div> <div>"Değerli vatandaşlarım; Yok atmış, yok koyunmuş, yok kurtmuş yok horozmuş bırakın bu hayvanları yahu! İnsana oy verin, insana!"</div> <div>Ben o zaman dedim ki adam insana oy verin diyor, ben de derim ki hangi insana? Dine -vatana, tüm insanlara nisbî de olsa faydalı olana mı yaksa irade ettiği ve tercih ettiği insana mı?</div> <div>Bana göre bu zamanda kalbi tam beyaz olan insanı bulmak zor, bari simsiyah olmasın, gri de olsa tercihlidir. Hakka namzet ol.</div>