TEKSTİL S.O.S. VERİYOR

Son 10-15 yıl içinde ilimizde hızla gelişen tekstil, binlerce kişinin ekmek kapısı oldu. Peş peşe açılan tekstil atölyelerinde istihdam edilenlerin sayısı 40 bini aşarken bir çok yabancı firma ilimizde tesisini kurdu, yine yerli onlarca firmamız da burada üretime geçti.

Bunlar güzel şeylerdi.

Batman’ın tekstil açısından iyi bir Pazar ve iyi bir iş gücüne sahip olduğunu anlayan bir çok firma İstanbul başta olmak üzere bir çok şehirdeki işletmelerini kapatarak Batmana yerleşti ve üretimlerini buradan yapmaya başladı.

Bu Batman için olumlu bir gelişmeydi.

Ülkenin en çok işsiz sayısına sahip olan Batman, zaman içinde 40 bin kişiyi istihdam etmeye başlayınca herkes bu gelişmeden memnun oldu. Tekstil sektörü de canlanınca üretilen tüm mallar sahiplerini buldu, böylece buradaki iş adamları daha fazla yatırım yapmaya başladı.

Ünlü markalara iş yapan firmalar ürünlerini en kaliteli şekilde imal edip yurt dışına gönderirken, kaliteli işçilik nedeniyle yurt dışından talepler arttı ve özellikle bilinen firmalar işlerine daha fazla sarılmaya başladı.

Bu durumu gören yabancı firmalar, Batmandaki tanıdıklarına şehrin durumunu soruyor ve burada yatırım yapmanın artı ve eksisini öğrenmeye çalışıyorlardı. Hemşehrilerimiz de Batmana katkı olacağı için hep olumlu şeyler söyledi ve şu anda ilimizde faaliyet gösteren büyük firmalar da tesislerini açıp üretmeye başladılar.

Ama Tekstil sektörü 2023 yılında teklemeye başladı. Nakliyenin artması, işçi ücretlerinin yükselmesi, kalifiye eleman sıkıntısı derken önceden yaşanan güzelliklerin yeri endişeye dönüştü. Konuştuğumuz tekstilciler oldukça dertliydiler. Gidişattan memnun olmayan bu sektörün erbabı, yetkililerin söyledikleriyle yaşananların örtüşmediğini belirterek bir an önce sayın milletvekilleri ve sayın Valimizle görüşmek istediklerini ifade ettiler.

2024 yılı asgari ücretinin açıklanması, nakliye giderleri ve hayat pahalılığının kendilerini olumsuz etkilediğini belirten tekstil firmaları, bunun dışında sendikalaşma hareketinin işçilerde de verimi düşürdüğünü ifade ettiler.

Bazı sendikaların tekstil işçilerini organize ederek onları üye yapmaya çalışmalarını doğal karşıladıklarını, işçi hakkının korunması için sendikaların gerekli olduğunu söyleyen tekstilciler, bunun yasal çerçevede yapılmasını arzuladıklarını belirterek sendikanın kendilerine koz olarak kullanılmasının işçi-işveren sorununu büyüteceğini ve iş barışının yok olacağını, hatta bazı firmaların bundan dolayı işçi çıkarmak zorunda kaldığını, bazı firmaların da işyerlerini kapattığını söylediler.

Onun için Tekstilin S.O.S. verdiğini yazımızın başında belirttik. Tekstilciler en kısa zamanda sayın milletvekilleri ve sayın Valimizle görüşmek istediklerini ve soruna çözüm bulunması için aracılık yapılmasını istediler. Evet, 40 bin civarında tekstil işçisi var ama, böyle giderse kısa zamanda en az 10 bin kişi işsiz kalacak, zaman içinde bu sayı belki daha da artacaktır.

Hepimiz biliyoruz ki, iş barışı çok önemlidir ve bu olmadığı sürece işyerlerinde verim olmaz. Tekstilciler, şu anki en büyük sorunun sendika ile işveren sorunu olduğunu ifade ederek üye yapılacak tekstil işçilerinin üyeliklerinin kendi istek ve rızalarıyla gerçekleşmesini istiyorlar.

Sendikayı suçlamak da yanlıştır.

İşçinin hakkını savunan ve bu konuda yapılması gerekeni yapmaya çalışan sendikanın üye sayısı arttıkça işverenin korkusu daha da büyüyecek. Herkes bunun farkında ama, bu konuda sanki yanlış yol izleniyor.

İl yöneticilerimizin tekstil işverenleri ve sendikacılarla görüşme yaparak iş huzurunun bozulmaması ve üretimin aksamaması için herkesin üzerine düşeni yapmasını istemeliler.

Evet, son bölümdeki konu ciddi rahatsızlıklara neden olmuştur. Kapanan işyerleri olduğu gibi çıkışları verilen çok sayıda işçi de var. Buna yeni açıklanan 17 bin liralık asgari ücreti veremeyecek olan firmaları da dahil edersek önümüzdeki süreçte binlerce kişinin işsiz kalabileceğini belirtiyor ve tarafların bir masa etrafında toplanarak makul çözüm yolları bulmalarını istiyoruz.

Hoşça kalınız.