Demirci ustası Mahir Arslan, “1986 yıllarında dönemin en gözde mesleği tütüncülüktü. Ben yapmak istemiyordum. Güneşte durmayı sevmiyordum. Köyümüzde demirci ermeni ustalar vardı. Babam beni onların yanına çırak olarak verdi. Demircilik mesleğine çok merakım vardı. 1988’de bir arkadaşın dükkânını devralarak ilçe merkezinde işletmeye başladım. O zamanlar bu işi yapanların sayısı dörttü. Şimdi ise sadece ben yapıyorum” dedi.
“İYİ BİR HAFIZA GEREKİYOR”
Zamana direnen meslekler arasında olan sıcak demir dövme sanatını kendisine ait atölyede çocuklarıyla birlikte çalışarak yaşatıyor. Demirden balta, kazma, dehre, bahçe kapısı, çatı, pencere korkulukları kısacası demirle ilgili ne gelirse yapıyorlar. Küçük bir demir parçasını alıp kızgın ateşe verdikten sonra ona şekil veren demirci Ustası Arslan, “bir şeyi gördüğünüz zaman hafızanızda tutamıyorsanız o işte usta değilsiniz demektir. Ateşin üstüne koyduğu demirleri ısıtarak siparişe göre şekil vererek talepleri karşılıyoruz. Fabrikanın yaptığı işler bizim yaptığımız işler gibi sağlam değil. Biz yaptığımız malzemeler için garanti veriyoruz. Bütün çocuklarımı okuttum, atama olmadığı için şimdi hepsi yanımda bana yardım ediyorlar. Alın terimizle çalışıp gelen talepleri karşılıyor ve unutulmaya yüz tutmuş mesleğimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Bu meslek güç ve hafıza isteyen bir meslektir” şeklinde konuştu.
İLÇENİN SON DEMİR USTASI
Teknolojinin gelişmesiyle mesleğinin değer yitirdiğini anlatan Arslan, "ilçemizin son demir ustasıyım, güzel bir sanat ancak bitme noktasına geldi. Taşımacılığın atla, öküzlerle yapıldığı dönem mesleğim önemliydi ama şimdi onlar da yok mesleğimiz de bitiyor. Demirden istediğiniz her şeyi yaparım, istediğiniz demire şekil veririm. Şimdi ki bizim yaptığımız demir ürünlerin hazırları yapılıyor, bizim yaptığımız ürünler kadar sağlam olmadığı halde yinede satın alınıyor" ifadesini kullandı. (Numan Ezgin)