Halkın bir ilacın aç veya tok karınla alınması meselesini de yanlış bildiğini, aldığı ilaçları tedavi süreci bitmeden kullanmayı bıraktığını, doktora gitmeden tavsiye üzeri ilaç aldığını vurgulayan Bayhan, ilaç kullanımı konusunda doğru eğitimin verilmesi gerektiğini ifade etti. Televizyon, internet gibi görsel iletişim araçlarından, yapılan sağlık programlarından etkilenen vatandaşların yanlış yönlendirildiğini söyleyen Bayhan, vatandaşların sağlıklı tedavi için doktor ve eczacılara danışması gerektiğini belirtti. Evde biriken fazla ilaçlara da değinen Bayhan, milli servet değerinde olan bu ilaçları toplama konusunda proje çalışmaları bulunduğunu açıkladı.
“HASTALAR İLACI NASIL KULLANACAĞINI BİLMİYOR”
Toplumda bilinçsiz bir şekilde ilaç kullanımının olduğuna dikkat çeken Bayhan, “Akılcı ilaç kullanımıyla ilgili eğitimlerimiz oluyor. Vatandaşlar ile yapmış olduğumuz diyaloglar neticesinde ilaç kullanımının çok da doğru bir şekilde olmadığı sonucuna ulaşıyoruz. Maalesef bilinçsiz bir şekilde ilaç kullanılıyor. Halk boyutunda kesinlikle eğitimlerin olması lazım. Bir ilacın aç karna mı yoksa tok karna mı alınmasının ne demek olduğunu maalesef hastalarımız bilmiyor. Tok karna olayı yemekten hemen sonra alınan ilaç değildir. Yemekten 45 dakika, bir saat sonra alınan ilaçtır. Aç karna alınma olayı ise yemekten hemen önce alınan ilaç değildir. İlacın, yemek yenilmeden yarım saat önce alınması demektir. Bunu halka eğitim vererek öğretmemiz lazım.” dedi.
“ÇÖPE GİDEN İLAÇLAR MİLLİ SERVET NİTELİĞİNDE”
Hastaların reçetelerine yazılan ilaçların tamamını kullanmadığını ifade eden Bayhan, “Hastalarımızın en büyük yanılgısı şudur; hekimlerimiz tarafından örneğin 10 tablet olarak 5 günlük tedavi günde iki defa belirleniyor. Hasta, birinci ve ikinci günü kullandıktan sonra semptomlarda bir iyileşme gördükten sonra ilacı bırakıyor. Yani tedaviyi yarıda kesiyor. Orada bakteriyel şeyler bitmeden tedaviyi kestiğinden dolayı maalesef hastalık tekrardan nüksedebiliyor. Gelişmiş ülkelerde tekli ilaç sistemi var. Mesela ilacın içerisinde 30 tane var, hasta 10 tane kullanması lazım. Ama Türkiye’de belli başlı ilaç kutularında maalesef 30, 50, 90, 100’ü bulan tabletler var. Hastalar bazen 10 tane kullanıyor, 90 tanesi çöpe gidiyor. Bu milli servet noktasında da büyük bir kayıptır.” diye konuştu.
“GOOGLE İNSANI KANSERE KADAR GÖTÜREBİLİYOR”
Toplumda ilaç kullanma bilincinin yeterli olmadığını vurgulayan Bayhan, son olarak şunları söyledi: “Hastalar eczanelere gelip kendisine iyi geldiğini düşündüğü herhangi bir ilaç istiyor. ‘Bu ilacın iyi olduğunu nerden biliyorsun?’ dediğimiz de ise şu veya bu söyledi cevabı veriyorlar. Kulaktan dolma bilgiler ile bir sağlıklı yaşamak mümkün değil. Ayrıca bizde bir televizyon kültürü oluştu. Televizyon kültürüyle birlikte gördüğü her şeyi kabullenip, maalesef eczacının veya doktorun söylediğini kabullenmeyen bir kitle oluşmaya başladı. Akılcı ilaç kullanımını kesinlikle halka öğretmemiz lazım. Düzensiz kullanılan ilaçlar, birçok hastalığa neden olabiliyor. Eczacılar, en yakın sağlık danışmanıdır. Halkımız televizyondan, internetten araştırma yapacağına eczacılardan her türlü bilgiyi alabilir. Akılcı olmayan ilaç teşviki yaptığı için televizyonlardaki yayınları doğru bulmuyorum. Teşhisi koyan kesinlikle hekim olmalıdır. Televizyondaki bir doktor veya sunucu olmamalıdır. Google ise hiç olmamalıdır. Google, insanı kansere kadar götürebiliyor.” (Murat Ezgin)