Televizyonlarda toplumun dini, kültürel ve aile yapı değerleri ile örtüşmeyen, gençleri özendirerek yozlaştıran ve nesli ifsat eden ahlaksız dizi ve programlara Batman halkından tepki geldi. Batmanda esnaflık yapan Şehmus Kara “Çarpık ilişkilerin gösterildiği diziler, her geçen gün artıyor ve aile yapımız dinamitleniyor. Ahlaksızlığın had safhaya çıktığı bazı televizyon dizileri ve programları büyük bir tehlike arz etmekle birlikte henüz hayatı yeni yeni tanımaya çalışan çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakıyor. Çocuklar, pek çok sahneleri yasak olması gereken bu dizileri izleyerek, kendi öz değerlerinden kopuk bir şekilde büyürken, fuhuş ve çarpık ilişkiler gibi ahlaksızlıkları reyting uğruna yayınlayan televizyon, söz konusu dizi ve programlarla taptaze beyinleri zehirliyor” dedi.
“REYTİNG UĞRUNA EVLİLERİN ZİNASI ALKIŞLATILIYOR”
Son zamanlarda toplumun ahlaki değerlerini yok eden televizyon kanallarındaki dizi ve programlara biran önce önlem alınması çağrısında bulunan vatandaşlar, toplumun dini değerlerini hedef alan bu tür dizi ve programların yasaklanmasını istedi. Gazetemize konuşan Fikret Özkan, zina yapan evli kadının ‘şükretmesi’, TV’deki seyircilerin alkışlaması ve bu tür ahlaksızlığı özendirmek için reyting uğruna program yapanlar hakkında derhal ceza-i işlem yapılmasını istedi. “Diziler ve programlar üzerinden toplumun değerlerinin hedef alındığını ve Batı'nın kendi ahlaksızlığını bu dizilerle topluma aşılamaya çalıştığını belirten vatandaşlar, ahlaksızlığın had safhaya çıktığı dizi ve programlar için yetkilileri ve televizyon yayınlarını denetlemekle görevli olan RTÜK’ü göreve çağırdı. “Sanat” adı altında televizyonlarda yayınlanan program ve dizilerdeki ilişkilerin, toplumun ahlakını ve değerlerini zedelediğine dikkat çeken vatandaşlar, bu konuda önlem alınmasını istediklerini belirttiler.
"RTÜK GÖREVİNİ HAKKIYLA YAPMALIDIR"
RTÜK'ün görevini hakkıyla yerine getirmediğini belirten Serdar Yıldız, "Son 20 yıla yakın bir süreçte ‘gündüz kuşağı’ adı altında sunulan programlar insanlarımızın maalesef örf ve adetlerine, kişiliklerine aykırı hareket etmelerini sağladı. Bu programların yayından kaldırılması bu saatten sonra zor bir süreç olacak. Çünkü çeşitli programlar adı altında programları tekrar yayınlıyorlar. İnsanlara verdiğimiz değeri bu süreçte kaybettik. Bir toplumu uyuşturmanın en basit yolu; spor, sinema ve eğlencedir. Son 20 yıllık süreçte bunları maalesef başardılar. Evlendirme programları ve mafyacılık oynayan diziler var. 13 yaşındaki çocuk elinde artık adını bile zikretmekten nefret ettiğimiz uyuşturucu maddeleri kullanıyorlar. O çocuk bunu annesinden ve babasından öğrenmedi. TV programları gençlerimizi uyuşturucuya özendirdi. Bu durum Türkiye'de büyük bir sorun haline geldi.” ifadelerini kullandı.
"BU TÜR AHLAKSIZLIKLAR BİZE UYGUN DEĞİLDİR"
Dizilerin, ahlak dışı ve şiddet içerikli olduğunu belirten Mehmet Çiçekçi, “Dizilerde genelde şiddet ve uygun olmayan sahneler var. Bazen dizilerde şiddet uygulandığını görüyoruz. Çocuklar bunu görünce etkileniyor. Bu tür uygun olmayan dizilere karşıyız. Bir Müslüman toplum olarak bu tür ahlaksızlıklar bize uygun değildir. Dizilerin daha düzgün, daha öğretici ve ailelere daha faydalı olursa bizim için daha anlamlı olur. Son zamanlarda sokaklarda ve caddelerde uyuşturucu kullananları görüyoruz ve bir şey demeye de korkuyoruz. Çocuklarımızı dışarı bırakamıyoruz, akşam olduğu zaman ‘çocuklarımıza sakın dışarı çıkmayın’ diyoruz. Bu duruma müdahale edilmesi lazım" şeklinde konuştu.
"ÇOCUKLARIMIZ TEHLİKE ALTINDADIR"
Dizilerin özellikle çocuklar üzerinde çok etkili olduğuna işaret eden Murat Özdemir, “Bu programlar gerçekten insanlara faydalı değil, tam tersine insanları suça teşvik edecek programlar yapılıyor. Bu konuda tedirginim. Çünkü benim de çocuklarım var. Şu an bu tür programlara bakarak maalesef ki kötü ve çocuklarımız kötü yetişiyorlar. Televizyon programlarındaki ölçü insanların gelişimine göre, faydalı olmasına göre değişmelidir. Daha güzel, daha uygun, insanları geliştirmeye teşvik edecek programlar, filmler, kültürümüze, ülkemize, şehrimize her türlü faydalı olabilecek diziler olmalıdır." dedi.
"BU PROGRAMLARIN ENGELLENMESİ LAZIM"
Ahlaksız dizi ve programların toplumun kanayan yaralarından sadece bir tanesi olduğuna dikkat çeken İbrahim Ünalan da şöyle konuştu: "Bu programların engellenmesi hatta denetim altında tutulması gerekiyor. Bugünkü platformlara baktığımızda pek fazla denetlenmiyor. Yayına girecek programların belli bir kontrolden sonra yayına girmesini istiyoruz. Çünkü bugün kız kardeşlerimiz, küçük kardeşlerimiz de bu dizileri izliyor ve olumsuz etkileniyorlar. Şu an etkilenmeseler dahi birkaç yıl içerisinde olumsuz etkilenecekler. Son zamanlarda toplumumuzun kanayan yaralarından bir tanesi Netflix dizileri olsun YouTube'daki bazı platformlarda olan diziler olsun, bu konu hakkında rutin ve diğer yasal şirketlerin devreye girmesini istiyorum. Çünkü televizyon başında veya internette 7'den 70'e herkes var. Bu durum çocukların zihinsel gelişimini kötü etkileyebiliyor, kaldı ki yeni ergenlik çağına girmiş bireylerde olumsuz etkilere yol açabilir.”