Halkların Demokratik Partisi (HDP) Plan ve Bütçe Komisyon Üyesi ve Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın açıkladığı 2021-2023 dönemine ilişkin Yeni Ekonomi Programı’nı (YEP) değerlendirdi. İpekyüz, YEP’te açıklanan öngörülerin ekonomiyi daha da küçülteceği, kişi başına düşen milli geliri azaltacağını ve işsizliği tırmandıracağının yanı sıra, bölgesel eşitsizliği de beraberinde getireceğini söyledi. YEP’te beklediklerinden farklı bir tabloyla karşılaşmadıklarını ifade eden İpekyüz, programın halkın yaşadığı sorunlardan uzak, hamasi vaatler içeren bir belgeden ibaret olduğunu belirtti. İpekyüz, “YEP’te yoğunlukla Türkiye’deki ekonomik krizin sebebinin salgınmış gibi bir anlatı tercih edilse de biz durumun böyle olmadığını biliyoruz. Türkiye ekonomisi derin yapısal krizler içerisinde olan ve bu sorunların salgınla daha görünür olduğu bir ekonomi; salgın öncesinde de bütçe açığı, dış borçlar, yüksek enflasyon, işsizlik, döviz kuru vs. sorunlarla boğuşan bir ekonomi” dedi.
‘İKTİDAR EKONOMİYİ YÖNETEMİYOR’
YEP’in mevcut ekonomik krizlerin hiçbirine dair bir çözüm sunmadığını sözlerine ekleyen İpekyüz, “YEP’e baktığımızda yoksul ve yoksulluk kelimeleri tek bir defa dahi geçmiyor. İşçi bir defa dahi geçmiyor. Hakeza demokrasi ve özgürlük kelimeleri bir defa bile geçmiyor. YEP’in ortaya koyduğu tek gerçeklik, iktidarın ekonomiyi yönetemediğidir” diye konuştu.
TEŞHİS VE TEDAVİ SORUNU
Bakan Albayrak tarafından öngörülen vaatlerin karşılanması için yeterli kaynağın kalmadığına işaret eden İpekyüz, şunları ifade etti: “2020 yılı Merkezi Bütçesine baktığımızda en büyük kalemin 230 milyar TL ile savaş ve güvenlik harcamaları olduğunu görüyoruz. 2020 yılı bütçesinden yandaş sermayeye 18,8 milyar TL garanti ödemesi ayrıldı. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. İktidarın politik tercihleriyle şekillenen kaynak ayırmalara bakmak gerekiyor. Tercih iktidarda kalmak için daha fazla şiddet ve toplumsal gerilim olunca bütçede delikler oluşuyor, ödemeler gerçekleştirilemiyor, kur ve enflasyonla mücadele edilemiyor. İşte görüyoruz, Türkiye’de kamu kuruluşları şirketlerden aldıkları ilaç ödemelerini yapamıyor. Hatta bilgilerimize göre devlet memurlarının maaşını ödemekte bile zorluklar yaşanıyor. Bu gerçeğe rağmen Hazine ve Maliye Bakanı ‘kur bizi ilgilendirmiyor’ diyor. Oysa sadece yılbaşından bu yana kurdaki artış sebebiyle 200 milyar TL civarında fazladan borçlu hale geldik. İktidar kurdan kaynaklı bu meblağı vergi ve zam olarak toplumdan çıkarmanın peşinde. Bu sebeple vergi ve zamların en önemli sebeplerinden biri olan kurdaki artışı görmememizi istiyorlar” şeklinde konuştu.