KESK üyelerinin katılımıyla Batman ve Edirne’den sendika yöneticileri Ankara’ya hareket etti. Atatürk parkında yapılan basın açıklamasını KESK Batman Dönem sözcüsü sözcüsü Deniz Topkan okurken yürüyüş kolu adına KESK Eş Genel Başkanı Şükran Yeşil Kablan bilgilendirme konuşmasını yaptı. Daha sonra heyet Ankara'ya uğurlandı. Atatürk Parkında yapılan açıklamada Toplu İş Sözleşmesi talepleri okundu. Yapılan açıklamada “Yıllardır çocukların bile inanmadığı TÜİK enflasyonuna bağlanmış düşük maaşlar, sefalet ücretleri düştü. Çalışanların neredeyse yarsının asgari ücrete mahkum edildiği, ucuz emek cennetine çevrilmiş bir ülke düştü. Sofrasındaki ekmeği küçülen, güvencesiz, angarya çalışmaya mahkum edilen hep bizler olduk. Karın tokluğuna, düşük maaşlarla, sefalet ücretleri çalıştırılan hep bizler olduk. Büyüdüğünü söyledikleri Türkiye’den bizim payımıza; Her yıl daha adaletsiz hale getirilen vergiler, kuru ekmek bütçeleri güvencesiz hale getirilen bir çalışma yaşamı düştü. Dünyanın kıskandığını iddia ettikleri Türkiye’de: 84 milyonluk nüfusun 16 milyonuna Açlık Sınırı Altında, 50 milyonuna Yoksulluk Sınırı Altında bir yaşam düştü. Dünyanın kıskandığını iddia ettikleri Türkiye’de: Üretime değil, borçlanmaya, betonlaşmaya dayalı insan ve doğa düşmanı model her gün daha yıkıcı hale geldi. Kamucu anlayışta, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Bunun bedelini de söndürülemeyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz” dedi.
TALEPLER SIRALANDI
Yürüyüş öncesi basın açıklamasında taleplerini yineleyen KESK Genel Eş Başkanı Şükran Yeşil Kablan, Toplu İş Sözleşmesi bazı talepleri dile getirdi. Kablan “pandemi sürecinde daha fazla derinleşen kriz sonucunda gıda, barınma, su, ısınma gibi en temel giderlerini karşılamakta zorlanan tüm yurttaşlara Temel Gelir Güvencesi verilmesini istiyoruz. Dar gelirli milyonlarca vatandaşımızın sağlık ve eğitim başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerine parasız ulaşmasının sağlanmasını istiyoruz. Ülkenin kanayan yarası haline gelen kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının önüne geçilmesini istiyoruz. Bunun için İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı fesih kararından vazgeçilmesini,190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanmasını istiyoruz. İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret istiyoruz. Hiçbir Kamu Emekçisi Hanesi Yoksulluk Sınırı Altında Kalmasın diyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını istiyoruz. Otomotiv sektöründe bile ÖTV indirimi yapılırken bordoluların maaşlarından-ücretlerinden peşin peşin kesilen gelir vergisinin her yıl daha fazla artırılmasına artık yeter diyoruz. Maaşımızın cebimize girmeden buharlaşmasına neden olan Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesini istiyoruz. Boş vaatlerden, defalarca verilen sözlerin yıllarca ertelenmesinden bıktık. Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek istiyoruz. Hiç kimsenin ayrımcılığa uğramadığı, kariyer ve liyakatin esas alındığı, sendikal hak ve özgürlüklerimizin önündeki engellerin kaldırıldığı Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı istiyoruz. Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, Grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemi istiyoruz” şeklinde konuştu.