Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Muharrem Arslandağ konu hakkında şu bilgileri verdi:
"Toplumların gelişmişlik dereceleri arttıkça kalp ve damar hastalıkları daha sık görülür olmuştur. Bunların çoğunluğu da kalp krizlerinden olmaktadır. Kalp ve damar hastalıkları için en önemli risk faktörleri tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, sigara ve tütün ürünleri kullanımı, ailevi yatkınlık, kilo fazlalığı ve hareketsiz yaşam tarzıdır. Kalp damar hastalığı tanısı konulduktan sonra yapılan anjiyografi ile hangi damarda ne kadar darlık olduğu tespit edilir ve bu tespit ışığında nasıl bir tedavi uygulanacağı belirlenir. Her zaman bypass ya da her zaman stent diye bir durum söz konusu değildir. Hastanın klinik durumu ve darlıklarını özelliklerine göre hangi tedavinin kullanılacağı değişir. Anjiyografiyi yapan hekim ve kalp damar cerrahisi uzmanı birlikte görüş yürüterek hangi tedavinin hasta açısından daha faydalı olduğunu belirler.
Özellikle şeker hastalığı varlığı, daha önce stent takılıp tekrar daralmış olan damarlarda ve küçük damar çapı durumlarında öncelikle ilaç kaplı olan stentler tercih edilmektedir. Bu vakalarda ilaçsız stentler daha kısa sürede tekrar tıkanabimektedirler. Bu riski göze almamak ve en fazla hasta memnuniyeti açısından imkânı olan hastalarda ilaçlı stentler tercih edilmelidirler. Diğer durumlarda ilaç salgılamayan stentler kullanılırlar. Eğer hastalıklı damarlar stent takılarak tedavi edilemeyecek gibi görünmekteyse, birlikte bir kapak hastalığı var ve bu kapak ameliyat ile değişecekse, kalp adalesinin cansız kısmı mevcut ve bu ameliyatla çıkarılacaksa, ritm bozukluğu yapan bir yer mevcut ve ameliyatla düzeltecekse o zaman hastaya bypass ameliyatı daha uygun bir tedavi seçeneğidir.
Stent ve balon işleminden sonra hekim arkadaşın size tavsiye ettiği ilaçları düzgün olarak kullanmak hayati öneme sahiptir. Özellikle kan sulandırıcı ilaçlar stentin içinde pıhtı oluşumunu azaltarak yeniden tıkanmasını engellemektedir. Doktorunuz kesmedikçe başka hiç bir nedenle ilaç tedavisini kesmemek ve değiştirmemek gerekmektedir. Bazen anjiyografi esnasında kan damar dışına çıkarak o bölgede küçük morartılar yapabilmektedir, bunlar önemli değildirler. Birkaç hafta içinde yok olup giderler. Anjiyografi yapılan kasık ya da kol bölgesinde ilk günlerde ağrı oluşabilir ama ağrı uzarsa ve dayanılmaz boyuta gelirse, şişlik ve morarma başlarsa, bu anjiyografi deliğinin olduğu uzuvda ağrı ve renk değişikliği başlarsa mutlaka hastaneye başvurmak gerekir. İşlem sonrasında yeniden göğüs ağrısının başlaması stentin ya da balon bölgesinin yeniden tıkandığını ifade edebilir. Mutlaka hızlı bir şekilde doktora başvurmak gerekir. Bu durumun en sık sebebi kan sulandırıcı olarak verilen ilaçların kesilmesi ya da aksatılmasıdır. Bu hastalarda stent içine bakabilmek için yeniden anjiyografi yapılması gerekmektedir ve gerekli olan girişimsel tedavi ya da ilaç tedavisi bu esnada kararlaştırılmaktadır.
Damar sertliğinin engellenmesinde önemi olan temel önlemler, bu hastalarımız için de önerilir ve gereklidir;
1. Dengeli beslenin ve doktor arkadaşın uygun gördüğü zaman ve miktarda fizik aktivite yapın.
2. Özellikle yüksek kolesterole neden olan katı yağlar, beyaz un ve un ürünleri ve şekerli gıdalardan uzak durun. Sebze ve meyve tüketin, özellikle balık tüketimine önem verin.
3. Sigara ve alkol tüketmeyin.
4. Hipertansiyon ve şeker hastalığınız mevcutsa en azami tedavisini sağlayın.
5. İlaçlarınızı düzenli olarak alın.
6. Kontrol zamanınızı geçirmeyin."