Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim -Sen Batman Şube Başkanı Aykan Sağırkaya yaptığı açıklamada;
“Bilindiği gibi kamu görevlilerine 2023 yılının ikinci yarısı için yapılacak artış rakamlarına ilişkin kanun teklifi TBMM’ye sunulmuştur.
Buna göre 2023’ün ilk 6 ayında ortaya çıkan %11,77 oranındaki enflasyon farkı ve 2021 yılı toplu sözleşmesinde yer alan %6’lık artışın (kümülatif %17,55) üzerine 8 bin 77 TL’lik seyyanen zam yapılmasını içeren bir kanun teklifi hazırlanmıştır. Bu teklifle en düşük dereceli memur maaşının 22 bin TL’ye yükseltildiği ifade edilmektedir.
Halbuki gerçek açıklanandan farklıdır.
En düşük dereceli memur maaşını 22 bin TL seviyesine yükseltmek için belirlenen kriter en düşük işçi maaşına mayıs ayında yapılan artışlar olmuştur. Mayıs ayında imzalanan toplu sözleşmeye göre en düşük işçi maaşı Ocak 2023 itibarı ile çıplak olarak 22 bin TL olmuştur.
Bu rakam üzerine temmuz ayında %15 daha artış yapılacaktır.
Ama en düşük dereceli memur maaşı hesaplanırken aile yardımı ve çocuk parası da dahil edilmiş; çıplak ücret yerine giydirilmiş ücret dikkate alınmıştır. Yani en düşük işçi maaşı çıplak olarak ocak ayında 22 bin TL olmuşken, en düşük memur maaşı sosyal yardımlarla birlikte ancak temmuz ayında 22 bin TL seviyesine gelebilmiştir.
Gerçekte 15’inci derecenin 1’inci kademesindeki bekar bir memurun maaşı 10 bin 400 TL dolayındadır. Buna göre en düşük dereceli bekar bir memurun maaşı, yapılacak artışlarla temmuz ayında 22 bin TL değil 20 bin 300 TL olacaktır. Bu rakam ifade edilenden 1700 TL daha düşüktür.
Ocak ayında 22 bin TL olan en düşük işçi maaşına ise temmuz ayında %15 oranında bir zam daha yapılacak ve 25 bin 300 TL’ye yükselecektir. Böylece en düşük işçi maaşı ile en düşük memur maaşı arasında 5 bin TL fark olacaktır.
Buradan anlaşılacağı üzere en düşük işçi maaşı ile en düşük memur maaşı eşitlenmemiş, var olan adaletsizlik devam ettirilmiştir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın en düşük memur maaşının en düşük işçi maaşından aşağıda olmayacağı sözü tam olarak karşılık bulmamıştır.
Bu nedenle memur maaş artışlarının yeniden hesaplanması gerekmektedir. Ayrıca bu artışın sağlanması için memurlara 8 bin 77 TL ilave ek ödeme verilmesi öngörülmektedir. Bu ek ödemenin taban aylığa yapılması ve emekliliğe de sayılması gerekmekteydi. Ancak getirilen düzenleme ile 8 bin 77 TL’lik ödemenin emekliliğe sayılmayacağı öngörülmüştür.
Hali hazırda bir memur, emekli olduğunda çalışırken aldığı maaşın yarısı kadar emekli maaşı alabilmektedir. İlave ek ödemenin de dahil edilmesiyle birlikte bir memur emeklisi, çalışırken aldığı maaşın üçte biri dolayında emekli maaşına hak kazanacaktır.
Öyle ki, 22 bin TL’lik en düşük dereceli memur maaşı içinde, 11 bin 128 TL’lik kısım emekli maaşı hesabına dahil edilmeyecektir. Eğer bu teklif yasalaşırsa emeklilik sisteminde var olan adaletsizlik daha da büyüyecek, emeklilik, memurlar açısından tam anlamıyla bir kâbusa dönüşecektir.
Bu karar emeklilerimizi yaşadıkları dar boğaza mahkûm edecek bir uygulama olmuştur.
Unutulmamalıdır ki, memur emeklisi maaşı, Bağ-Kur ve SSK emeklilerinden farklı olarak güncel memur maaşlarıyla doğrudan bağlantılı şekilde hesaplanmakta, memur maaşı içerisinde emekliliğe sayılan ve sayılmayan unsurlar bulunmaktadır. Yıllardır, memur maaşı içinde olup da emekliliğe sayılmayan unsurların fazlalığı nedeniyle memur emeklileri büyük bir haksızlığa maruz kalmaktadır.
İlave ek ödeme uygulamasıyla bu adaletsizlik bir kat daha artacaktır.
Bu nedenle yapılan bu yanlıştan derhal dönülmeli, ilave ek ödemenin de emekliliğe sayılması için kanun teklifinde gerekli değişiklik yapılmalıdır. Bununla birlikte yaşanan ekonomik gelişmeler ve memurların alım gücündeki erime dikkate alındığında; ilave ek ödemenin emekliliğe yansımayacağı hesaba katıldığında yapılan bu artışı olumlu bulmamız ve kabul etmemiz mümkün değildir.
Öyle ki, Sayın Cumhurbaşkanının 11 Mayıs 2023 günü en düşük memur maaşının 22 bin TL’ye yükseltileceği yönündeki açıklamaları, asgari ücret düzeyinde maaş alan kamu çalışanlarını umutlandırsa da o günden bugüne ekonomide yaşanan gelişmeler, yapılacak bu artışın da kamu çalışanlarının zararını telafi etmeye yetmeyeceğini göstermektedir. .
Bu gerçekler dikkate alındığında Türkiye Kamu-Sen olarak talebimiz, en düşük dereceli memurun çıplak maaşının 22 bin TL’ye yükseltildikten sonra, üzerine 2023 ikinci dönem zammı olan %6 zam verilerek üzerine enflasyon farkının uygulanması, buna ek olarak da refah payı verilmesi ve bu artışların bütün memur ve emeklilere aynı şekilde yansıtılması yönündedir.
Ayrıca, farklı kurumlarda özel kanunları çerçevesinde görev yapan sözleşmeli personelin ilave ek ödemeden faydalanamamaları söz konusudur.
İstisnasız bütün kamu çalışanlarının ilave ek ödemeden faydalanması için teklifte düzenleme yapılmalıdır. " idafelerine yer verildi.