Batman Üniversitesi Merkez Kampus ek binadaki toplantı salonunda “Türkiye Yüzyılında Sivil Toplumun Yeri ve Önemi” konferansı düzenlendi.
Konferansa Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinden Prof. Dr. Ejder Okumuş, konuşmacı olarak katıldı.
“BİRLİKTE BAŞARDIK”
Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, “Batman Üniversitesi olarak biz 2,5 yıllık az zaman içerisinde gerçekten çok iş yaptık. Birlikte başardık. Ektiğimiz tohumlar kendisini gösterdikçe tabii biz çok mutlu oluyoruz. Yeni bölümler açtık ve açmaya devam edeceğiz. Diş Hekimliğini kurduk, öğrenci alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Ayrıca Tıp Fakültesi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Üniversitemizin bu anlamda yurt içinde ve yurtdışında repütasyonu artıyor. Bunu da siz sivil toplum örgütleri ve kanaat önderlerimizin bilgisine sunup, aktarmak istiyorum” dedi.
“464’TEN 563’E YÜKSELDİ”
Akademisyen sayılarının büyük bir artış içinde olduğunu kaydeden Rektör Demir, “Akademisyen sayımız 464 iken 563 akademisyene ulaştık. 25 hocamız doçent oldu. 32 hocamız doçent unvanını aldı. Ayrıca TSE belgesi aldık. Yani kalitemiz Türk Standartları Enstitüsü tarafından onaylandı. Eylül’de yeni dönemimiz başlayacak. Bitirdiğimiz yıldaki doluluk oranımız yüzde 98,2 idi. Bu sene ne olacak hep beraber göreceğiz” dedi.
“DAHA ÇOK ÖNEM KAZANACAK”
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “ Türkiye Yazarlar Birliği de ülkemizin kültür, fikir, sanat hayatındaki en köklü kuruluşlarından bir tanesi. 4 yıldır genel başkanlığını yürütüyorum. Sivil toplum kavramı çok geniş bir kavram. Aslında ülkemizin yüzüncü yılında sivil toplumun çok değerli ve kıymetli olacağını, olması gerektiğini düşünenlerdenim” şeklinde konuştu.
“MEDENİ TOPLUM OLARAK KABUL ETMİYORDU”
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ejder Okumuş şunu söyledi, “Türkiye Yüzyılını bir medeniyet kavramı üzerinden algılıyorum. Tanzimat Döneminden itibaren Batı sivilizasyonu kavramından bahsetmeye başladık. Sivilizasyon Batı Medeniyeti ile eşit. Batıda 17’nci, hatta 18’nci yüzyılda üretilen bir kavramdı. Batı, bizim gibi medeni toplumları hiçbir zaman medeni toplumlar olarak kabul etmiyordu. Bizim medeniyet düzeyine erişebilmemizin yolunun da Batı sivilizasyonunun takip ettiği yolu izlemek olduğu ileri sürülüyordu. Batı daha yeni yeni küresel anlamda, o da mecburen diğer toplumların, diğer insanların medeni olduğunu kabul etmeye başladı.”