Sabah saatleriydi. Kentin en işlek yerlerinden olan bulvarda hızlıca yürüyordum. Bir an kulağıma gelen tatlı bir sesle duraksadım. Duygusal tonda yükselen hoş bir nağme beni kendine çekti. Sesin geldiği yöne döndüm. Karşımda bir müzik market vardı, oraya doğru yöneldim. Zekai Tunca yorumuyla söylenen;
“Fikrimin İnce gülü, Kalbimin şen bülbülü
O günkü gördüm seni, Yaktın ah yaktın beni
Ellerin ellerimde, Gözlerin gözlerimde
O günkü gördüm seni, Yaktın ah yaktın beni”
Türk Sanat Müziğinin Acemkürdi Makamındaki bu şarkısı, yazın o sıcağında bende tatlı bir esinti yaratmıştı. Serde hoş bir sada ile müzik marketten içeri girdiğimde şarkı hala devam ediyordu. Bir yandan müziği dinliyor öte yandan da raflara göz gezdiriyordum. Plaklar dikkatimi çekti, o sanatçıların pek çoğu hayatta değildi fakat hala başköşede duruyorlardı. Pikaplar, plaklar, kasetler, gramofonlar, hediyelik müzik motifleri, bağlamalar, sazlar, gitarlar, kemanlar, çeşit çeşit erbaneler, mızıkalar var da var… Müziğe dair her şeyi bulmak mümkündü. Öyle bir ambiyans vardı ki, seni hem düne götürüyor hem de bugünde tutuyordu.
“Hoş geldiniz” diyen bir sesle hafifçe irkildim. ‘Hoş buldum hem de çook hoş buldum’ dememin ardından uzunca bir sohbet başladı.
Yılmaz Binici, işletmenin sahibi. Müzik market işini 40 senedir yapıyor. Raflara koyduğu her bir parçayı sanat eseri gibi görüyor ve özenle diziyor. Her sabah işe heyecanla geliyor…
ÖNCELERİ HEM GAZETE SATIYORDUM HEM DE PLAK…
Askerden geldikten sonra ne iş yapabilirim diye bir arayışa girdim. Tüm kardeşlerim zaten müzikle uğraşıyordu. Müzik benim de çok ilgimi çeken bir şeydi. Sonra kendimi bu işin içinde buluverdim. İyi ki de olmuş. İlk önceleri gazete satışı yanında plak satışı yapıyordum. Sonra gazete satışını bıraktım sadece plak ve kaset satışlarıyla yoluma devam ettim ve yaklaşık 40 senedir yapıyorum.
40 YIL ÖNCE PLAK REVAÇTAYDI
1986'da plakla başladık ve yine plağa döndük. 40 yıl önce Plak revaçtaydı sonra biraz etkisini kaybetti. Şimdi yine plak revaçta. 1984-85'lerde 45'likler vardı, sonra 33'lükler çıktı, sonra kasete döndü, kasetten CD'ye derken şimdi yine plağa döndük.
O ZAMANLAR ÇOK SANATÇI YOKTU
Bu işe ilk başladığımızda o dönemler öyle çok sanatçı yoktu. Bilinen sanatçı sayısı sınırlıydı. O kadar zaman geçmesine rağmen o sanatçıların plakları günümüzde hala çok revaçta ve birçoğu hayatta olmamasına rağmen.
Müzeyyen Senar, Aşık Mahzuni Şerif, Tanju Okan, Celal Güzelses, Cem Karaca, Berkant, Ayla Dikmen, Ferdi Özbeğen, Barış Manço, Esmeray, Erkin Koray dünden bugüne hala keyifle dinlene sanatçılardan… İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Şıvanperver ve daha birçok plak klasikler arasında tercih ediliyor.
BAZILARINI SADECE BAYRAMLARDA GÖREBİLİYORDUK
İşe başladığımız ilk zamanlar internet yoktu, cep telefonları yoktu, çoğu sanatçıyı televizyonlarda ancak bayramlarda veya yılbaşında görebiliyorduk. Bu sebeple o sanatçıların çıkardığı plaklar da ‘yok’ satıyordu. Kürtçe müzikler çok tercih ediliyordu fakat raflarda yoktu, ancak el altından satışı yapılıyordu.
GÜNDE 200 KASET SATTIĞIMIZ OLURDU
İnsanlar bir hafta öncesinden sipariş verirdi. Biz kasetlerimizi Diyarbakır’dan getirirdik. Plak siparişi veren müşterilerimiz biz dönünceye kadar heyecanla dükkânın kapısında bizi beklerlerdi. O zamanlar günde 200 kaset sattığımız olurdu. Bir kaseti almak için müşteri bir hafta öncesinden para verirdi ve beklerdi.
İKİ SATIR KÜRTÇE GEÇSE, PLAK PATLAMA YAPARDI
Daha çok Kürtçe plaklar tercih ediliyordu fakat Kürtçe de yasak olduğu için çok satamıyorduk o dönemler daha çok Kürtçe şarkılara ilgi yoğundu. Kadir İpek, Beşir Kaya, Şivan Perver çok satılanlar arasındaydı. Bir kasette iki kelime Kürtçe söz geçse o plak veya o kaset patlama yapardı.
HER SABAH HEYECANLA GELİYORUM
Sanırım müzik market işi yapmak insanda bağımlılık yapıyor. Çok keyifle yapıyorum. Çocuk yaşta başladım ve hala devam ediyorum. Çok iyi bildiğim bir iş. Her sabah heyecanla dükkânımı açıyorum.
BU İŞTE GÜVEN ÖNEMLİ
Bizim işte dürüstlük çok önemli. Müzikseverler güvenle geliyor. Benim yaptığım bu ölçekte bir iş Güneydoğu'da yok. Ben tekim. Kaset, CD, DVD, Plak, Pikap, Gramofon, Piyano, Erbane, Flüt, Mızıka ve bazı Uzakdoğu Müzik Aletleri vs. Herkesin talebine göre bir ürünü bizde bulması mümkün.
ELYAPIMI GRAMFONLAR ‘YOK’ SATIYOR
El yapımı gramofon Türkiye’de bir bende var bir de onu yapan ustasında. Başka yerde el yapımı gramofon satışı yoktur. Ustası ile tesadüfen İstanbul’da tanıştım. El yapımı gramofonlarını sadece kendisi için yapıyordu. Ricamı kırmadı şimdi bana da gönderiyor. Batmada gramofon çok ilgi görüyor. Özellikle hediye olarak tercih ediliyor. Batman'da neredeyse 1000'e yakın gramofon sattım. Nostaljiye meraklı çok kişi var. Belli bir yaş üstü Müzikseverler gramofon tercih ediyor. Gençlerde de gramofonu tercih eden var fakat daha çok çanta plak tercih ediyor. Bir de Uzakdoğu enstrümanı olan Kalimba var. Pandemi zamanında çok satıldı. Yumuşak bir sesi var ve taşınması kolay. Son yıllarda erbaneye de büyük ilgi var özellikle kadınlar çok tercih ediyor.
KENDİMİZİ YETERİ KADAR TANITAMIYORUZ
Biz fiyatlarımızı da uygun tutuyoruz. Hatta internet satışlarından daha uygun. Pikaplar Bin 500'den başlıyor 10 bine kadar çıkıyor. Gramofonlar da 6 binden başlıyor 10 bine çıkıyor. Plaklarımızı İstanbul Unkapanı’ndan temin ediyoruz. Onlar, Batman’daki bu satışa ve ilgiye şaşırıyor. Batman kendini aştı bence. Dışardan gelen misafirler Batman’da bu ölçekte bir müzik marketin olmasına şaşırıyor. Aslında bu şaşkınlık bizi hem sevindiriyor hem de biraz üzüyor. Demek ki kendimizi dışarda yeteri kadar tanıtamıyoruz.
HER SENE 10-15 KİŞİYİ KONSERVATUVARA GÖNDERİYORUZ
Bir enstrüman öğrenmek için özel ders alanlarımız da mevcut. Verdiğimiz kurslarla biz her sene konservatuvara birçok öğrenci gönderiyoruz. Deneyimli öğretmenlerimiz eşliğinde özel dersler verilmektedir. Daha çok bağlama ve gitara bir yönelme var. Her sene 10-15 kişi bizden aldıkları kurslarla konservatuvara giriyor. Bizim bölgede müzik kulağı çok iyi. Neredeyse her evde bir enstrüman bulunmaktadır. Artık ebeveynler daha çok duyarlı ve çocuklarını müziğe yöneltiyor. Müzikten kimseye zarar gelmez.
VAKTİMİZİN ÇOĞU CD DOLDURMAKLA GEÇERDİ
Bende bir enstrüman çalabilmeyi çok isterdim fakat kısmet olmadı. Mesleğe ilk başladığımızda vaktimizin çoğunu karışık kaset ve CD doldurmakla geçirdiğimiz için buna zaman bulamadım. Şimdi de öğrenmekte zorluk yaşıyorum.
HER PLAK, PLAK TADI VERMEZ
Plakları da ustasından almak lazım. Her plak, plak tadı vermiyor. Onun da özelliği var. Mesela plağın üzerinde 180 gram, analog master geçiyorsa kaliteli demektir. O plaktan bir şarkı dinlemek ayrı bir tat verir.
HERŞEYİ ÇABUK TÜKEN BİR GENÇLİK VAR
Bizim zamanımızda iki tane kaset satardık mutluluktan eve uça uça giderdik. Sekiz kardeştik akşam biraya geldiğimizde bir çorbayla bile çok keyif alırdık. Mutluyduk. Oysa şimdi çocuklarımızın önünde birçok çeşit yiyecek var fakat beğenmiyorlar. Ellerinde pahalı telefonlar, lüks arabalar ama mutlu değiller buna üzülüyorum. Gençlik böyle olmamalıydı.