Alkol satışı veya tüketimi, Türkiye’de zaman zaman farklı cephelerden tartışılan bir konudur. Son günlerde İstanbul Valiliği’nin alkol satış ve kullanım alanları hakkında halen yürürlükte olan mevzuatın uygulanması ile ilgili olarak kurumlara yazılan genelge nedeniyle konu tüm ülke basınında ve hukuk çevrelerinde yine farklı cephelerden tartışılmaya başlanmıştır.
Bu çalışmanın amacı: Alkol satış veya tüketimi ya da uyuşturucu madde etkisi altında spor alanlarına girmek ile ilgili olarak spor mevzuatımızda yer alan hükümler ve uygulama konusunda öncelikle futbol ve basketbol taraftarları, spor federasyonları ve kulüpleri başta olmak üzere kamuoyunun bilgilendirilmesi düşünülmüştür.
YASA HALEN YÜRÜRLÜKTE
Bu çalışmanın yöntemi: Meselenin daha iyi anlaşılmasına katkı olarak mümkün olduğunca hukuki terimler ve kanun maddelerine fazla yer verilmeden konu ele alınmıştır. Ayrıca alkol tüketimi yönünden genel-özel yaşam çerçevesinde konunun lehinde ya da aleyhinde görüş belirtilmeden sadece yasada yer alan içerik ve uygulama açıklanmaya çalışılmıştır.
Bu konu spor kamu oyunca da ismi fazlasıyla duyulan 6222 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve iki kez önemli değişiklik gören Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa halen yürürlüktedir.
AMAÇ ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİ ÖNLEMEK
Belirtmek gerekir ki bu yasa, spor alanlarında şiddet ve düzensizliği önlenmek için yapılmıştır. Bu çerçevede spor müsabakası düzeninin bozulmaması, sportif faaliyetinin olağan akışının dışarıdan yapılan müdahale ile durdurulmaması, spor alanlarında yaşanacak karmaşanın önüne geçilmesi ve insan onuruna uygun koşullar içerisinde müsabaka izlenmesinin sağlanması amaçlandığı söylenebilir.
Yasal düzenlemenin kapsamı ve sonuçları ile ilgili olarak şunları söylemek mümkündür: Yasanın 18. maddesinin 7. fıkrası, önleyici idari tedbir olarak öngörülmüştür. Bu fıkra hükmüne göre, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisinde olduğu açıkça anlaşılan kişi, spor alanına alınmaz.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURULABİLİR
Bu şekilde spor alanlarına giren ve dışarı çıkmamakta ısrar eden kişi zor kullanılarak dışarı çıkarılır ve bu madde hükümlerine göre bir yıl süreyle spor müsabakalarını seyirden yasaklanır. Bu durumda ilgili kişi hakkında spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbirine karar vermeye Cumhuriyet savcısı yetkilidir (23/3. maddesi uyarınca) Eylem suç oluşturmasa bile, kişi önleyici idari tedbir olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanabilmektedir. Kanunda bu yönde hüküm bulunmamakla beraber Yargıtay ilamına göre, cumhuriyet savcısının bu konuda verdiği karara karşı 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerine göre (itiraz) kanun yoluna başvurulabilir. (Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 06.11.2017 tarih ve 2016/7704 Esas, 2017/9221 Karar sayılı ilamı)
SOMUT BİR YAPTIRIMI YASADA YOK
Bu durumda olan kişi, başka bir deyişle, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisinde olduğu açıkça anlaşılan kişi müsabaka, antrenman ve seyir alanlarına alınmaz. (Kanun maddesinde "özel seyir alanı" ve "spor alanı" kapsamındaki bir kısım alanlar sayılmamıştır.) Görevlilerce, bu şekilde belirtilen alanlara giren kişinin alan dışına çıkması söylenir ya da bu yönden ikaz edilir. Bunun üzerine kişi, kendiliğinden dışarı çıkarsa yapılacak herhangi bir işlem yasada düzenlenmemiştir. Başka bir anlatımla, başlı başına spor alanına alkollü olarak gelmenin somut bir yaptırımı yasada yoktur. Buna karşılık ikaza rağmen dışarı çıkmamakta ısrar ederse görevlilerce zorla dışarı çıkarılır. Eğer zor kullanılarak dışarı çıkarılması aşamasına gidilmişse bir yıl süreyle spor müsabakalarını seyirden yasaklanır. Bu yöndeki karar, mahiyeti itibariyle, spor müsabakalarını seyirden yasaklamanın önleyici bir hukuki (idari) tedbir niteliği anlamındadır. Seyirden yasaklanma kapsamındaki yükümlülüklere aykırı davranırsa ceza ile karşılaşır.
USUL VE ESASLARI İLGİLİ FEDERASYONLAR BELİRLER
Müsabaka, seyir ve antrenman alanlarına alkollü içecek sokulması, kullanılması ve satılması ile ilgili olarak yasa maddesinde açık bir yasaklama ve yaptırım düzenlenmemiştir. Buna ilişkin usul ve esasların ilgili federasyonlar tarafından belirleneceği belirtilmiştir.
Özetle, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisinde olduğu açıkça anlaşılacak şekilde müsabaka, antrenman ve seyir alanlarına kasten girmenin yalnız başına bir cezası yoktur. Sarhoşluk ya da madde etkisinde olan kişi ikaza rağmen eğer belirtilen alan dışına çıkmamakta ısrar ederse, sadece zorla dışarı çıkarılmasının gerekçesi olur. Uygulamada ve yansıyan dosyalarda görüldüğü şekilde, ne yazıktır ki birçok vatandaşımız müsabaka, antrenman veya seyir alanlarına gelmeden önce her nedense alkol alıyor, hatta alması gerekiyormuş havasında olanların sayısı da az değildir. Gelen bir kısım taraftarın davranışları bunu gizlemezken kimisinin elinde açıkça görülmesinin yanında zaman zaman tribünlerden esen rüzgârın uçurduğu ispirto kokusundan bile bunu anlamak mümkün olabiliyor. Suç teşkil eden eyleme karışanların önemli kısmı da bu kişiler arasından çıkıyor. Kişi alkollü, tabiri caiz ise zil zurna sarhoş gelse bile uygulanan yaptırım yok iken içmezse bile çantasında bir kutu bira ile müsabaka, antrenman veya seyir alanlarına gelirse yasal işleme, yani adli para cezasına tabi tutulur.
ALANDAN UZAKLAŞTIRMAKLA YÜKÜMLÜ
Kanun, belirtilen durumun yaşanmaması için genel kolluk olarak emniyet ile jandarmaya ve belediye zabıtasına emredici hükümle önleme görevi vermiştir. Şöyle ki genel kolluk görevlileri ve belediye zabıtası birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri kapsamına giren alet veya maddeleri spor alanı çevresinde seyyar olarak satan, satışa arz eden, dağıtan veya dağıtmak için bulunduran kişileri bu alandan uzaklaştırmakla yükümlüdür. (12. maddenin 5. fıkrası uyarınca)
Konuyu bir örnekle ele alalım: (X) isimli taraftar, açıkça anlaşılabilecek şekilde alkollü olarak müsabakayı izlemek üzere alana girdi. Durumun farkına varan görevlilerce ikaz edildi. İkaza uyarak alandan ayrılırsa herhangi bir yasal işleme ya da yaptırıma tabi tutulmayacaktır. Buna karşılık ikaza rağmen kalmakta ısrar ederse, ayrıca taşkınlık ya da başka olumsuz bir harekette bulunmasına gerek olmadan, görevlilerce zorla dışarı çıkarılır. Bu durumda da herhangi bir ceza ile karşılaşmaz ancak, idari koruma tedbiri olarak bir yıl süreyle taraftarı olduğu ve olayın yaşandığı takım müsabakalarını seyirden yasaklanır.
BİR KUTU BİRA BULUNDURMAKTAN CEZA ALABİLİYOR
Bu süre içerisinde, müsabaka günü, müsabakanın başlangıcında ve bir saat sonrasında en yakın mahalli karakola gidip imza atma yükümlülüğü olur. Eğer imza yükümlülüğünü ihlal ederse, her ihlal ayrı bir suç sayılarak ve her bir müsabaka için yirmi beş günden (yedi yüz elli TL’den) az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır. Aynı kişi, gelirken, yapılan üst aramasında bir kutu bira görülürse, kişi hiç alkollü olmazsa bile hemen yasal işleme tabi tutulur, soruşturma kapsamında idari para cezası verilir ve seyirden yasaklanır. Görüldüğü gibi bir çelişki ile karşılaştık. Eylemin daha nitelikli denilebilecek hali olan açıkça alkollü olarak belirtilen alanlara girmek ile daha az vahim olan eylem olarak hiç eliyle dokunmazsa ya da alanda içmezse bile çantasında bir kutu bira bulundurmaktan ceza alabiliyor.
CUMHURRİYET SAVCISI YETKİLİDİR
Konu ile ilgili Yargıtay kararının nitelendirmesi şu şekildedir: Bu Kanun'un 18. maddesinin 7. fıkrası önleyici idari tedbir öngörülmüştür. Bu fıkra hükmüne göre, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisinde olduğu açıkça anlaşılan kişi, spor alanına alınmaz. Bu şekilde spor alanlarına giren ve dışarı çıkmamakta ısrar eden kişi zor kullanılarak dışarı çıkarılır ve bu madde hükümlerine göre bir yıl süreyle spor müsabakalarını seyirden yasaklanır. Bu durumda ilgili kişi hakkında spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbirine karar vermeye Cumhuriyet savcısı yetkilidir. Eylem suç oluşturmasa bile, kişi önleyici idari tedbir olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanabilmektedir. (Yargıtay 19. Ceza Dairesi‘nin 25.12.2017 tarih ve 2016/2059 Esas, 2017/11531 Karar sayılı ilamı)
ALKOL METRE CİHAZIYLA ÖLÇÜMÜNÜN YAPILMASI
Bu yöndeki soruşturmaların daha hızlı ve etkin olarak yapılabilmesi, ilgililerin serzeniş ya da mağduriyetlerinin önlenmesi, başka bir deyişle maddi gerçeğin tespiti açısından, spor savcılığım sırasındaki mesleki uygulamada kolluk görevlileriyle yaptığım görüşme ya da yazışmalarda genel olarak şunların talimatını verdim: Alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisinde olduğu açıkça anlaşılan kişinin, ikaza uymayarak zorla dışarı çıkarılması aşamasına gelinmiş ise yani artık seyirden yasaklanmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekiyorsa, mümkün oldukça alkol metre cihazıyla ölçümünün yapılması, karşı çıkması halinde doktor raporunun alınması, kan vermek istememesi durumunda, doktor ve görevli huzuruyla düz çizgi testinin yapılması (düz zemin üzerinde, düz çizgi-parke-fayans çizgilerinde yaklaşık olarak 5-10 metre yürütülmesinden sonra durumunun tespiti) şahsın konuşmalarının ya da algılamalarının niteliğinin belirtilmesi, bunların tespitine karşı çıkması durumunda ise bu hususun tutanağa bağlanması.
ALKOLLÜ OLMAYAN KİŞİ MAĞDUR OLABİLİR
Bu yöndeki talimatın amacı şudur: Kişi ikaz üzerine spor alanından çıkmış ise zaten sorun ve yapılabilecek işlem yoktur. Zorla alandan çıkarılmış ise bunun sonucu olarak ve bu madde hükümlerine göre bir yıl süreyle spor müsabakalarını seyirden yasaklanır. İşte ilgili hakkında bir yıl süreyle seyirden yasaklanma koruma tedbirinin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti için delil niteliğinde bu işlemi yapmak gerekir. Zira bazen alkollü gibi görünen ama alkollü olmayan kişi mağdur olabilir. Maddi delil-doktor raporu olmadan, sadece görevlilerin buna dair tutanağı her zaman yeterli ve maddi gerçeği ifade etmeyebilir. Genel kriter olarak 0.50 promil üstü uygulanabilir. Yargıtay, trafik yönünden, alınan doktor raporlarında, hatta Adli Tıp Kurumu genel görüşünde de bu oran dikkate alınıyor. Dolayısıyla doktor raporu aldırmak, maddi delilin tespitinde lehte veya aleyhte değerlendirmeye esas alma amacına yöneliktir. Bu şekilde alkollü olarak spor alanlarına gelenlerle daha etkin mücadele edileceği gibi delil yetersizliği veya soruşturmadaki eksikliğin önüne geçilebilmesi ile standart promil altında alkollü olan kişilerin de mağduriyetini önlemek mümkün olabilecektir.
Yukarıdaki açıklamalarımıza ilişkin ilgili yasal düzenleme, 6222 sayılı Kanun’un 12/1-c,5, 13/6, 18/7,8,9. maddelerinde yer alır.