8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü anlamak ve kadın hakları mücadelesine odaklanmak amacıyla 8 Kadın Emekçi ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide, bu önemli günün kökenleri ve günümüzdeki yansımaları üzerine derinlemesine konuştuk. Kadın emekçiler kendi yaşam hikayeleri, meslekleri ve deneyimleri üzerinden 8 Mart'ın toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi için ne kadar kritik olduğuna dair değerli bakış açıları sundular.
Söyleşide vurgulanan ortak nokta, eğitimde eşitlik sağlanması, iş dünyasında cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi, toplumda cinsiyet temelli şiddetin sona erdirilmesi ve bilinçlendirme kampanyalarının artırılması gibi adımların atılmasının, kadınların güçlenmesi ve toplumda tam anlamıyla eşit haklara sahip olmaları için hayati olduğuydu.
Bu söyleşiler, kadınların farklı meslek gruplarından gelerek sergiledikleri başarıları ve mücadeleleri vurgulayarak, 8 Mart'ın sadece bir gün değil, sürekli bir farkındalık günü olması gerektiğine işaret etti. Kadın emekçilerin seslerini duyurduğu ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine katkı sağladığı bu platformda, 8 Mart'ın anlamı daha da derinleşti.
Her bir kadının özgün yaşam hikayesi ve bakış açısı, emek, mücadele ve dayanışma temasının önemini bir kez daha vurguladı. Bu anlamlı buluşmalar, kadınların gücünü ve potansiyelini kutlamakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine daha fazla katkı sağlama amacını taşıyor. Unutulmamalıdır ki her kadın kendi alanında birer emekçidir ve onların sesleri, toplumun daha adil ve eşit bir geleceğe doğru ilerlemesinde kılavuzluk eder.
Doç. Dr. Fulya Köksoy
AİLE İÇİ EĞİTİM ZORUNLU OLMALI
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün tarihsel önemine vurgu yapan Doç. Dr. Fulya Köksoy, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tarihsel bir başkaldırının ardından kazanılan güçlü bir zaferin simgesidir. Kadınların anlamı sadece farklı bir cinsiyet veya sadece bir anne olarak tanımlanamaz; aksine, cesaret, başarı ve güvenin yegâne göstergesidir. Kadın, duygusallığı mantıkla birleştirme becerisiyle ayakta durabilme yeteneğini temsil eder. Ancak bu özelliklerin koşullara göre değişebileceğine dikkat çekerken, her kadının potansiyelinin farkında olabilmesi için pozitif koşullara erişim sağlanması gerektiğini belirtiyor. Özellikle vurguladığı temel nokta, aile içi eğitimin önemi. Akademik eğitimin yanı sıra, pozitif ölçekli bir aile içi eğitim, kadınları öncülleyen ve değer gösterme odaklı bir temel atar. Devletlerin bu alanda düzenlemeler yapması ve gerekirse aile içi eğitimi zorunlu hale getirmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Dünya Kadınlar Günü'ne sadece kadın hakları bağlamında değil, topyekûn insan haklarını önceleyerek yaklaşmanın önemine vurgu yapıyor. Bu yaklaşımın, kadına yönelik şiddetin azalmasına ve ayrımcılığın önlenmesine katkı sağlayabileceğini belirtiyor. Köksoy, bu özel günde tüm dünya kadınlarını ve özellikle Batmanlı kadınları selamlıyor, her günün bir kadının içindeki büyük güç, potansiyel, cesaret ve naiflikle geçmesini temenni ediyor.
Uzm. Dr. Deniz Şanlı
İNSANLIK İÇİN KAYGI VERİCİ
Uzman Doktor Deniz Şanlı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün kadınların eşit haklara ulaşma mücadelesinin bir başlangıcı olduğunu ifade ediyor. Günümüzde Türkiye ve dünya genelinde kadınların karşılaştığı sorunlara vurgu yaparak, kadına şiddet, namus cinayetleri gibi kabul edilemez durumların hala yaygın olduğunu belirtiyor. Şanlı, kadınların eğitim, istihdam, karar alma süreçlerinde etkin rol alma ve eşit temsil haklarına ulaşmada sorunlar yaşadığını dile getiriyor. Bu sorunların çözülmemiş olmasının insanlık için kaygı verici olduğunu söylüyor. Kadınların özgürlük, eşitlik ve temsil hakları konusunda yeterince ilerleme kaydedemediği bir dünyada, sürdürülebilir bir geleceğin tasarlanmasının mümkün olamayacağını vurguluyor. Uzman Doktor Deniz Şanlı, kadınların gücünün toplumsal yaşama eşit katılmasıyla Türkiye'nin daha demokratik, çağdaş ve kalkınmış bir ülke olacağına inandığını ifade ediyor. Ayrımcılığa karşı çıkmanın öncelikli ve önemli bir sorumluluk olduğunu belirtiyor.
Hamide Ablak -Yazar
TEMELİNDE EĞİTİM EKSİKLİĞİ BULUNMAKTADIR
Emekçi kadınların, emeklerinin karşılığını alabilmek, çalışma koşullarını daha iyileştirmek, mağdur olmamak, şiddete maruz kalmamak, eşit işe eşit ücret almak için verdikleri mücadelenin adıdır 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kadına yönelik mücadele, eşitlik ve kadın haklarıyla ilgili sorunların temelinde eğitim eksikliği yatmaktadır. Ve bu sorunlar ancak eğitimle giderilebilir. Kadın eğitilmeli, eğitilmeli ki kadına sevgiyi, saygıyı bilen, kadını mağdur etmeyen, kadına şiddet uygulamayan kısacası insanlıktan nasibini alan nesiller yetiştirebilsin. Toplumun en küçük temel yapı taşı olan aileyi birey oluşturur. Bireyi dünyaya getiren ve yetiştiren kadındır. Daha uygar ve sağlıklı bir toplum için kadın eğitimi elzemdir. 80’li yıllarda ilkokul öğrencilerine ders verirken sınıfların mevcudu yetmiş, yetmiş beş idi; kız çocukların sayısı onu geçmiyordu. Günümüzde sınıflardaki kız çocuklarının sayısındaki artış azımsanmayacak bir artıştır. Bunu görmek beni mutlu ediyor. Eğitim alanında az da olsa yol alındığını görebiliyorum ve bu daha da iyi olabilir. Eğitimle kadına yönelik haksızlıkları, şiddeti ve kadın mağduriyetini ortadan kaldırabiliriz.
Fatime Eren -Eğitim Danışmanı
BİYOLOJİK ÖZELLİKLERLE SINIRLANMAMALI
Eğitim Danışmanı Fatıma Eren, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kadın haklarından insan haklarına uzanan bir perspektifle ele alarak, kadının toplum hiyerarşisindeki yerinin genellikle geri planda olduğunu ifade ediyor. Kadını sadece biyolojik ve toplumsal bir varlık olarak değil, düşünen, bilen, eylemde bulunan, isteyen, özgür olan bir varlık olarak tanımlıyor. Kadına yönelik sorunlara odaklanarak, şiddet, eşitsiz istihdam olanakları, ailede sorumluluk paylaşımı, eğitim eşitsizliği gibi konuları dile getiriyor. Ayrıca, kadının özgürlüğünün biyolojik özelliklerle sınırlanmaması gerektiğine vurgu yapıyor. Dünya genelinde ve Türkiye'de yaşanan kadın hakları sorunlarına dikkat çekiyor. Son olarak, yeni bir yaşamda kadın haklarını tartışmamız gerekmeyeceğini ve Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyor. Kadınlara yönelik eşitlik ve haklar konusunda atılması gereken adımların tartışılmasını ve kadınların yaşamlarında daha iyi koşullara ulaşabilmeleri için çaba sarf edilmesini ifade ediyor ve artık kadın haklarını tartışmayacağımız yeni yaşamlara deyip 8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününü kutluyor.
Zelal Çağlın -Öğrenci
TOPLUMUN DÜŞÜNCE YAPISI DEĞİŞMELİ
Zelal Çağlın, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü işçi kadınların ekonomik ve politik haklarını vurgulayan bir gün olarak tanımlayarak, aynı zamanda kadınlar arası dayanışmanın simgesi olarak görüyor. Ancak, bu günün ardından kadın hakları sorunlarının çözüme kavuşturulmadan unutulduğunu ifade ediyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çözümü için toplumun tüm kademelerinin elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan Çağlın, sorunun temelinde kalıplaşmış düşüncelerin yıkılması gerektiğini düşünüyor. Kadınların toplum içindeki rolünü sınırlayan baskıların ve kalıp düşüncelerin değişmesi için bilinçlenme ve değişim gerektiğini belirtiyor. 8 Mart'ın anlamını, kadınların özgürce yaşadığı, toplumda rahat nefes aldığı, yüzlerinin güldüğü ve sözlerine önem verildiği bir gün olarak gören Çağlın, kadınlara yönelik mücadelede eşitlik ve haklar konusunda atılması gereken adımların, toplumun düşünce yapısının değişimiyle başlayacağını ifade ediyor. Umarım daha eşit ve sevgi dolu yarınlar için çaba sarf edilen yılların başlangıcı olur diyor ve tüm kadınların gününü kutluyor.
Şükran Altun -ÇATOM Yöneticisi
ETKİLİ YASALAR OLMALI
ÇATOM Yöneticisi Şükran Altun, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kadın hakları mücadelesi ve kazanımları üzerine odaklanmış bir gün olarak değerlendiriyor. Bu gün, kadınların sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına adanmıştır. Kadın haklarına dikkat çekilmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele ve farkındalık oluşturulması amacıyla önemli bir platform sağlar. Altun, 8 Mart'ın kadın haklarını eşitlik ilkesi doğrultusunda korumak, kadınları değerli hissettirmek ve saygı göstermek için anlam ifade ettiğini belirtiyor. Günün, kadınların direncini, haklarını arama azimlerini ve başlarını dik tutma kararlılıklarını dünya genelinde kutladığını ifade ediyor. Altun, kadın hakları mücadelesinin ötesinde, kadınları destekleyerek, hayata karşı duruşlarına ortak olarak daha güçlü bir toplum oluşturmanın önemini vurgular. Ayrıca, kadına yönelik şiddeti önlemek için daha etkili yasal düzenlemeler yapılması, kadınlara ek istihdam sağlanması ve üretmeye teşvik edilmesi gibi adımların atılması gerektiğini düşünmektedir.
Dorşin Şıkgenç -Avukat
MÜCADELE DEVAM ETMELİ
Avukat Dorşin Şıkgenç, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün kadınların mücadeleleri, eşitlik ve haklar konusunda bir hatırlatma olduğunu belirtiyor. Kadın haklarına yönelik güncel zorlukları vurgulayarak, özellikle Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin kadın hakları mücadelesini görmezden geldiğini ifade ediyor. Şıkgenç, sivil toplum, barolar, üniversiteler ve yetkililerin bu konuda cesurca konuşarak ve tartışmalara açıkça yaklaşarak mücadele etmeleri gerektiğini savunuyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan saldırıların kadınları ve kız çocuklarını tehdit ettiğini belirterek, yetkililerin bu konuda derhal ve kararlı bir şekilde harekete geçmesini ısrarla talep ediyor. Şıkgenç, hakları geriye götüren yasal düzenlemelerin engellenmesi, temel hizmetlerin sağlanması, eğitim ve istihdam konusunda eşitlik, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kınanması ve güvencelerin güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Kadın insan hakları savunucularının hedef alınmasına son verilmesi gerektiğini, hiçbir toplumun bu tür onur kırıcı duruma müsamaha göstermemesi gerektiğini ifade ediyor. 8 Mart'ın kadınların sosyal, siyasi ve ekonomik bilincin oluşması, elde edilen kazanımların korunması ve devam eden mücadeleyi hatırlatma anlamına geldiğini belirten Şıkgenç, 8 Mart ruhunun aynı zaman da dayanışmanın ve mücadelenin güzel günleri getirdiği ve getirebileceğini de hatırlatıyor.
Gülşen Güneş - Otobüs Şoförü
BEDEL ÖDEDİĞİ GÜNDÜR
Gülşen Güneş, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü sadece kutlamak değil, kadınların bedel ödediği bir gün olarak anmak gerektiğini ifade ediyor. Hala birçok kadının bedel ödediğini ve dünya genelinde Mezopotamya'nın kadına daha çok değer veren bir coğrafya olduğunu belirtiyor. Son yıllarda eşitlik adı altında kadınların değer yargılarını kaybettiğini ve omuzlarına daha çok yük yüklendiğini vurguluyor. Gülşen Güneş, kadınların gücüne inandığını ve mücadeleci ruhlarının devam edeceğini söylüyor. Ezilen, hor görülen ve sorunlar yaşayan kadınlar için üzgün olduğunu ifade ediyor, bu sorunların önüne geçebilme arzusuyla. Kadın kelimesinin büyük öneme sahip olduğunu ve bir kadının birçok rolü başarıyla üstlenebildiğini vurguluyor. Daha fazla eşitlik ve haklar için kadınların duruşunu koruması, değerlerine sahip çıkması gerektiğini belirten Gülşen Güneş, kadınların kendi kıymetini bilmeleri ve sahip çıkmaları çağrısında bulunuyor. Güneş, “Bedenimize duruşumuza değerlerimize sahip çıkalım ki dokunduğumuz yerler çiçek açsın” dedi.