İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi tarafından Batman Adliyesi önünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili basın açıklaması yapıldı.
Kadın mücadelesinin devam ettiğini belirten ve basın açıklamasını okuyan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Batman Şube Eşbaşkanı Av. Rümeysa Deniz Kaya “ Maalesef her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart’a, binlerce kadının katledildiği, binlerce kadına şiddet uygulandığı bir ortamda giriyoruz. Kadına yönelik şiddet tüm boyutlarıyla devam ederken biz, bir kez daha 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadın hakları mücadelesine bağlılığımızı dile getiriyoruz. Kadın mücadelesi devam ediyor. Ama dünyanın birçok bölgesinde yaşanan savaşlar da devam ediyor. Yoksulluk ve kriz yükseldikçe savaşçı politikalar daha da derinleşiyor ve bu savaşçı politikaların en büyük mağdurları bugün Rojava’da, Filistin’de, İsrail’de, Libya’da, Suriye’de, Ukrayna’da olduğu gibi, dünyanın birçok bölgesinde kadınlar oluyor.
Bizler medeni kanun değişikliği ile kadınların siyasal, sosyal, ekonomik hayattan uzaklaştırılmaya çalışıldığının farkında olduğumuzu, kadınların kazanımlarını yok etmeye çalışan bu tür düzenlemelerin karşısında olacağımızı bir kez daha belirtiyoruz. Kadınlar yaşamın her alanında baskıya ve ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Sokakta şiddete uğruyoruz, evde şiddete uğruyoruz, gözaltında şiddete uğruyoruz, cezaevinde şiddete uğruyoruz ve iş yerlerimizde şiddete uğruyoruz. Coğrafyamızda bir yıl önce yaşanan büyük depremin acıları ve sıkıntıları maalesef kadınlar açısından hala devam ediyor. Barınma hakları tamamen yok edilmiş olan kadınlar büyük bir yoksulluk içinde yaşamaya devam ederken, temel ihtiyaçlarına bile ulaşamıyorlar. Devletin kullandığı şiddet dili, topluma hızla yayılmakta. Bu şiddet dilinin toplumsallaşması sonucunda kadın cinayetlerinde büyük bir artış var. “ dedi.
1 AYDA 36 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Açıklamasının devamında Kaya “Son bir ayda 36 kadın, erkekler tarafından katledildi, 17 kadın da şüpheli bir biçimde yaşamını yitirdi. Bu sayılar son derece korkunç olduğu gibi aynı zamanda kadına yönelik şiddetin de büyüklüğünü gösteriyor. Kadınların ifade ve örgütlenme özgürlükleri, büyük baskı altında. Kadın örgütleri maalesef ki yaptıkları sokak gösterilerinde sürekli polis taciziyle karşılaşıyorlar, işkenceye ve kötü muameleye maruz kalıyorlar. Yine adli ve siyasi nedenle cezaevinde olan kadınlar, çıplak arama dayatmasına, çeşitli işkence ve kötü muamele uygulamalarına maruz kalıyorlar. Yaşanan ekonomik kriz de en çok kadınları vuruyor. Ekonomik kriz nedeniyle kendilerine gerekçeler üreten erkek şiddeti, kadına daha fazla şiddeti dayatıyor. Son yıllarda dünya genelinde insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan saldırıların kadınlara ve kız çocuklara yönelik korumaları zayıflattığını ve tehditleri arttırdığını biliyoruz. Kadınların ve kız çocuklarının insan haklarındaki tahribatlarını tersine çevirmek adına cesur adımlar atılması gerekmektedir. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet kınanmalı ve şiddeti önlemeye yönelik güvenceler zayıflatılmak yerine güçlendirilmelidir. Kadın insan hakları savunucularının hedef alınmasına son verilmelidir. Hiçbir toplum, nüfusunun yarısından fazlasının onurunun bu şekilde tahrip edilmesinin bedelini ödeyemez. Kadınlar ve kız çocukları için hakkaniyetli ve adil bir yönetimi başaramamanın hiçbir bahanesi olamaz.
Bütün bu baskı ortamına rağmen büyük ekonomik çöküntüye, savaşçı politikalara, yaşanan şiddet ortamına rağmen “kadın mücadelesi” devam ediyor. Bu yıl da 8 Mart’ta bir kez daha kadın mücadelesinin gücünü hatırlatıyoruz.
Evde, işte, okulda, sokakta, gözaltında, cezaevinde… Her yerde savaşa karşı, erkek şiddetine karşı, ayrımcı politikalara karşı “Biz varız, var olmaya devam edeceğiz diyoruz. Bijî 8’ê Adarê, Bijî Azadiya Jina! Yaşasın 8 Mart! ” ifadelerine yer verildi.