İlaç sıkıntısı hala devam ediyor ve kur düzenlemesi yapılmazsa sorun daha da büyüyebilir. Eczacılar, ilaç fiyatlarının azaltılması ve kur düzenlemesinin yapılması gerektiğini savunuyorlar. Aksi takdirde, daha büyük bir ilaç kriziyle karşı karşıya kalabiliriz. Yerli ilaç sanayisine daha fazla önem verilmesi ve ilaç fiyatlandırmasında tüm paydaşların katılımıyla sistematik çözümler üretilmesi gerektiği vurgulanıyor.
HALKIN İLACA ULAŞIMINI ZORLAŞTIRIYOR
Eczacı Aysel Çelebi Demirtaş, ilaçlara erişimdeki sorunları değerlendirdi. KDV oranının yüksekliği ve ilaç fiyatlarının düşük olması, halkın ilaca ulaşımını zorlaştırıyor. Devletin izlediği politika, hastaların ilaç farklarını karşılamasını gerektiriyor, bu da hastaları ekonomik olarak zorluyor. Bazı kanser hastalarının ilaçlarını devlet karşılamıyor ve bu durum hastaların mahkemeye başvurarak ilaç ücretlerini almasına neden oluyor.
İLAÇ SIKINTISI HALA DEVAM EDİYOR
İlaç sıkıntısı halen devam ediyor ve kur düzenlemesi yapılmaması durumunda ilaç erişimi daha da zorlaşabilir. Seçim sonrasında ilaç girişlerinde artış yaşanmasına rağmen birçok ilaca hala ulaşılamıyor. Eczacılar olarak, ilaç farklarının azaltılması ve kur düzenlemesinin yapılması gerektiğini vurguluyoruz. Aksi takdirde, daha büyük bir ilaç kriziyle karşı karşıya kalabiliriz.
ÇOK YÖNLÜ BİR SORUN
Eczacı Burhan Yalçın, İlaçlara erişimdeki sorunların çok yönlü olduğunu belirtti. Sağlık politikalarının ekonomik odaklı olduğunu, bu durumun üreticiler, eczacılar ve halk arasında sorunlara neden olduğunu dile getirdi. Muadil ilaç uygulamasının farklı fiyatlar doğurabileceğini ve halkın tercih etmediği ilaçlarla ekonomik sıkıntı yaşayabileceğini ifade etti. Ayrıca, kur politikasının ilaç fiyatlarını etkilediğini ve eczacıların emeklerinin karşılığını almak istediğini belirtti. Devletin eczacılara yapmış oldukları hizmet için adil bir ücret ödemesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, bu durumun ilaca daha kolay erişimi sağlayabileceğini dile getirdi. Son olarak, halk için ilaçların pahalı olmamasını desteklediğini ve devletin ilaç farklarını hastaya yansıtmadan eczacıların hak edişini artırması gerektiğini ifade etti.
BELLİ BİR ÜRETİM KOTASI VAR
İlaç sıkıntısının hala devam ettiğini ve özellikle antibiyotikler ve çocuk ilaçlarında ciddi bir sorun olduğunu belirtenler var. Üretici basamağında fiyatların düşük olması nedeniyle çözüm bulunamıyor. İlaç üretimi için belirli bir üretim kotası bulunuyor ve bu genellikle minimumda tutuluyor, ancak bu durum Türkiye genelinde ilaçların yetersiz kalmasına neden oluyor. SGK'nın ödediği tutarın düşük olması da ekonomik bir sorun olarak öne çıkıyor. Örneğin, bir şurubun etiket fiyatı 128 lira iken SGK buna sadece 41 lira ödüyor, kalan farkı vatandaş ödemek zorunda kalıyor. Muadil ilaçlarda ise devlet düşük fiyatı baz alıyor, bu da ilaç sıkıntısını artırıyor. Eğer ekonomik kriz ve devletin hasta ve eczacıya bakışı değişmezse, bu durumun düzelmesi zor görünüyor.
DÖVÜZ KURUNDAKİ YÜKSELİŞ ETKİLİ
Uzman Eczacı İhsan Tezdiğ'e göre Türkiye'de yaşanan ilaç krizinin sebepleri döviz kurundaki yükseliş ve devletin ilaçları belirlenen fiyattan satın alamaması ya da sağlık bütçesinin yetersiz olması şeklinde özetlenebilir. Sağlığa ayrılan payın artırılması ve ilaç bütçesine daha uygun pay ayrılması gerektiğini belirten Tezdiğ, Türkiye'nin bu konuda Avrupa ülkelerine kıyasla en düşük seviyede olduğunu vurguluyor.
İlaç yokluğu, ilaca erişimde iki ana engelin ortaya çıkmasına neden oluyor: piyasadan çekilen ilaçlar ve hastaların ödemek zorunda kaldığı artan ilaç fiyat farkları. Maddi sıkıntılar nedeniyle bazı ilaç firmaları, ülkemizdeki ekonomik koşullar ve döviz kurlarındaki farklılıklar sebebiyle ilaçlarının satışını durduruyor. Bu durum, özellikle Alzheimer, Parkinson, Koah, Migren, Epilepsi ve göz hastalıkları gibi kritik tedavilerin bulunduğu ilaçlarda ortaya çıkıyor. Örneğin, yabancı kökenli bir firma olan Novartis, bu tür ilaçların ülkemizde satışını durdurduğunu belirtti. Aynı şekilde Roche firması da organ naklinde kullanılan bir ilacın ülkemizde satışını durdurduğunu açıkladı.
FİYAT FARKI ORTAYA ÇIKIYOR
Bu tür durumlar sonucunda, hastaların ilaçlara ulaşımı ciddi şekilde zorlaşıyor ve hastalar yüksek meblağlarda ilaç fiyat farkları ödemek zorunda kalıyor. Özellikle, 9000 kalem ilacın 3500'ünde hastaların ödemek zorunda kaldığı ilaç fiyat farkları ortaya çıkıyor. Basit bir ateş düşürücü şuruptan bile 74 TL gibi yüksek bir fiyat farkı hastadan talep ediliyor. Bu durum, ilaç yokluğunun ve ilaç fiyatlarının artışının ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR YÖNTEMLER GELİŞTİRİLMELİ
Sorunun çözümü için şu adımlar atılabilir:
-Sağlık otoriteleri, ilaç üreticileri ve ithalatçıları düzenli olarak bir araya gelerek kalıcı çözümler üretmeli ve ilaç fiyatlarının belirlenmesinde günlük ekonomik dalgalanmalardan bağımsız, sürdürülebilir yöntemler geliştirmelidir.
-Euro'nun güncel değeri ile ilaçta geçerli olan kur arasındaki uçurum kapatılmalı ve ilaç fiyatlarının belirlenmesinde güncel kur esas alınmalıdır.
-İlaçlarda KDV oranının yüzde 10'a çıkarılması ilaca ulaşımı zorlaştırmıştır. Bu nedenle KDV oranı yüzde 1'e düşürülerek firmaların rahatlatılması ve ilaçlara daha kolay erişim sağlanmalıdır.
-Yerli ilaç sanayisine daha fazla ağırlık verilmeli ve yerli üretim teşvik edilmelidir. Bu kapsamda planlamalar, yatırımlar ve teşviklerle yerli ilaç üretiminin desteklenmesi önemlidir. Bu sayede ihtiyacımız olan ilaçları kendimiz üretebilir hale gelmemiz sağlanmalıdır.
-Akılcı ilaç kullanımı çerçevesinde, eczacılara daha etkin roller verilmesi ve sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi, hastalıkların baş göstermeden önlenmesine ve sağlık harcamalarının azaltılmasına yardımcı olabilir. Ancak, hastalara ilaçların bulunamadığı veya alternatiflerinin olmadığı açıklamasının yapılması, özellikle kronik hastalıkları olanlar için çok üzücü bir durum olabilir. Ayrıca, eczacıların piyasada mevcut ilaçlardan ilaç fiyat farkı talep etmesi durumunda ödeme güçlüğü çeken hastalarla karşı karşıya gelmeleri de sıkıntılı bir durum olabilir. Sonuç olarak, eczacıların bu tür durumların sorumlusu olmadığı ve sistematik çözümlerin gerekliliği vurgulanmalıdır.
KESİNTİSİZ İLAÇ TEMİNİ İÇİN ÇABA GÖSTERİYORUZ
Eczacı Kerem Edemci, TEB 44. Bölge Batman- Siirt- Muş Eczacı Odası Başkanı olarak, halkın kesintisiz ilaç erişimini sağlamak için çaba gösterdiklerini ancak bu çabalara rağmen hizmetlerin aksadığını belirtiyor. Bunun temel nedeni olarak ilaç fiyat kararnamesini gösteriyor. Son beş yıldır Euro kurunun gerçek piyasa değerinin yarısında olması ve pandemi sonrası artan maliyetlerin, özellikle ithal ilaçların ülkemize girişini ve yerli ilaçların üretimini zorlaştırdığını ifade ediyor. Bu durumun ilaçların bulunabilirliğini ve ulaşılabilirliğini olumsuz etkilediğini vurguluyor.
KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM GEREKİYOR
Geçtiğimiz günlerde Novartis ilaç firmasının Türkiye'de satışını sonlandırdığı 14 adet ilaç, birçok kronik hastalığın tedavisinde önemli rol oynayan ilaçlardan oluşuyordu. Bu durum, ilaç sorununun köklü bir çözüme kavuşturulması gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. Yayınlanan yeni kararname ile Euro kurunda bir değişiklik olmayacağının açıklanması, ilaç fiyatlarının yüksek seviyelerde kalacağına işaret ediyor. Önceki zam kararının kısmi bir rahatlama sağlamasına rağmen, ilaç yokluğu sorunu hala devam ediyor ve bu durumun 2024'te daha da zorlaşması bekleniyor. Hastaların uygun koşullarda ilaca erişebilmesi için ilaçlara uygulanan KDV'nin kaldırılması gerektiği vurgulanıyor, çünkü KDV oranındaki artışın vatandaşın ödediği tutarı yükselttiği belirtiliyor. Ülkedeki dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli ilaç firmalarının desteklenmesi gerektiği, ayrıca tüm paydaşların katılımıyla bir ilaç fiyatlandırma sisteminin oluşturulması gerektiği ifade ediliyor.