Doğan, Batman’da mısır tarımının başlamasından önce bölgede yaygın olarak pamuk ve tütün üretiminin yapıldığını belirtti. Pamuk tarımı, Kahramanmaraş ve Adana'dan gelen çiftçilerin bölgede bu üretime başlamasıyla yaygınlaşmıştı. Ancak pamuk üretim maliyetlerinin artması ve yurtdışından gelen daha ucuz pamuğun Türkiye pazarına girmesiyle, çiftçiler pamuk tarımından zarar etmeye başladılar. Bu nedenle, 2007 yılından itibaren bölgede mısır tarımı yaygınlaştı ve günümüzde de yoğun bir şekilde yapılmaya devam ediyor.
HASAD ZAMANI SABIRSIZLIKLA BEKLENİYOR
Doğan, Batman’da mısır tarımının yaklaşık 75-80 bin dekar alanda yapıldığını ve yıllık ortalama 115-120 bin tonluk bir rekolteye ulaşıldığını ifade etti. Batman sol sahil sulama kanalının faaliyete geçmesiyle birlikte, mısır tarımı daha da yaygınlaştı. Mart ayında ekilen mısır bitkisi, çiftçiler tarafından titizlikle yetiştirilmekte ve hasat zamanı sabırsızlıkla beklenmektedir.
ALTERNATİF ÜRÜN YOK
Geçen yıl Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) dane mısır fiyatını 6,5 TL/kg olarak açıklaması, mısır üreticilerini memnun etmemiştir. Doğan, mısır üretim maliyetinin de bu seviyede olduğunu belirterek, üreticilerin bu fiyatlarla ekonomik olarak zorlandıklarını vurguladı. Yükselen girdi maliyetleri ve düşük satış fiyatları, çiftçilerin mısır üretiminde ciddi endişeler taşımasına neden oluyor. Ancak çiftçiler, başka bir alternatif ürün olmadığı için mısır üretimine devam etmek zorunda kalıyorlar.
TOPRAĞI VERİMSİZLEŞTİRİYOR
Doğan, mısır bitkisinin toprağı yoran ve besin elementlerini tüketen bir bitki olduğunu belirtti. Uzun süreli mısır tarımı, toprakların verimsizleşmesine ve kimyasal gübrelerin artmasına neden olmaktadır. Bu durum, toprağın sağlığını olumsuz etkileyerek, su kaynaklarının kirlenmesine ve ekolojik dengenin bozulmasına yol açmaktadır. Bölgede yıllar içinde artan gübre kullanımı, toprağın kimyasal yapısını bozmuş ve verimlilikte önemli bir artış sağlamamıştır.
MADDİ DESTEK SAĞLANMALI
Doğan, çiftçilerin mısır üretimine ara vermesi ve münavebe sistemine geçilmesi gerektiğini savundu. Bu süreçte çiftçilere teknik ve maddi destek sağlanmalı, alternatif ürünler sunulmalıdır. Tarımsal üretimin planlı ve sözleşmeli olarak yapılması gerektiğini belirten Doğan, çiftçilerin ürettikleri ürünleri ne kadarlık kar marjıyla satabileceklerini önceden bilmesi gerektiğini vurguladı. Tarımsal üretimin sürdürülebilir olması için ithalat ve ihracat dengelerinin korunması ve arz-talep dengesinin sağlanması gerekmektedir.
TARIMSAL ÜRETİM ARTIRILABİLİR
Doğan, tarımsal üretimin arttırılması ve çiftçilerin desteklenmesi gerektiğini belirterek, "Çiftçilerin tarımsal üretimi bırakmaması için planlı ve sözleşmeli tarımsal üretime geçilmelidir. Bu şekilde çiftçiler, üretim süreçlerinde hiçbir endişe duymadan çalışmalarını sürdürebilir ve tarımsal üretim arttırılabilir" dedi.