Çok değil, daha birkaç yıl öncesine kadar basın mensupları kurumlara gider, çalışmaları kamuoyuna duyurur, varsa bir sorunu gündeme getirir ve kurumları yakından takip ederdi.
Ama işler değişti.
Şimdi her kuruma ait bir basın birimi var.
Siz görmeden, gitmeden onlar istedikleri fotoğrafla istedikleri bilgilerle servis yapar, basın kuruluşları da gelen maili servis eder, kamuoyu bu şekilde bilgilendirilir.
Ama genelde bunun yanlış olduğu kanısındayız.
Her türlü etkinliklerde basın çağrılır ve her basın mensubu kendi gözlemleri ile kendi haberini gördüğüyle kamuoyuna yansıtır.
Belki de kurum yetkililerinin göremediğini basın mensubu görebilir.
Ama bunun önüne geçmek ve olasın bir aksaklığın bilinmemesi için en ideal yol, ‘kendin çek, kendin yaz ve gönder’ mantığıdır.
Bu böyle olunca kurumun penceresinden insanlar bilgilendirilir.
Üst makamlarda alt kurumları böyle görür.
Kurumlardaki basın servisinin olması bir yandan iyi bir yandan da şeffaflık veya aksaklıkların daha erken görülmesi açısından olumsuz olduğunu düşünenlerdeniz.
Belki de haklı görülmeyiz ama yinede ben kendi haberimi kendim yazmak isterdim.
Ne de olsa 20 yıldır yazıyoruz, alışkanlıktan olsa gerek…