Evet öyle çok şey var ki yazılacak
Öyle çok şey var ki konuşulacak
Ama hangisini yazalım ki?
Hangisini konuşalım ki?
Daha yazmadan eskiyor…
Daha mürekkebi kurumadan bir başka gündemle oturup kalkıyoruz
Aylarca Suriye’yi konuştuk
Televizyonlar aylarca her konuda uzmanları çıkarıp Suriye’yi anlattı bizlere
Sonra konuşmaz olduk Suriye’yi
Birden bire gündemden düştü
Sanki hiç olmamış gibi
Ve gündemimize bomba gibi bir Libya sorunu girdi
Yine televizyonla
Yine haberler
Yine tek gündem Libya oldu
Ve aylarca konuştuk Libya’yı
Sonra bıçak gibi kesildi
Libya haberleri
Duyulmaz oldu
Yine hiç konuşmamış gibi unuttuk veya bir gün tekrar konuşmak için uyku moduna aldık Libya’yı
Simdi ise Azerbaycan ile Ermenistan meselesini konuşuyoruz
Bütün televizyonlar
Bütün haberler bu savaş ile ilgili
Ermenistan’ın dağlık Karabağı işgal etmesi ile devam eden bir savası hepimiz konuşmaya başladık
İnanın bir veya bir kaç hafta sonra bu konuyu konuşmayacağız
Nitekim bir Ateşkes olursa ki olma ihtimali çok yüksek
Öyle olunca da bu konuyu da unutma moduna havale edeceğiz
Şimdi unutulmayan bir tek gündemimiz kaldı
Korona virüs belası
Onu da şimdi
Vaka ve hasta farkı tartışmasıyla sürdürüyoruz
Okullar açılıyor
Uzaktan eğitim beraberinde bir çok sorunu da ortaya çıkardı
Çocukların bilgisayar ve tablet eksikliği ve iletişimdeki alt yapı yetersizliği yüz yüze eğitimi zorunlu kılıyor ama yüzyüze eğitimde de korona’nın yaygınlığı endişelere ve kaygılara neden oluyor
Bu konuda
Belirsizlikler devam ediyor
Dünyada korona’ya yakalanma oranları rekorlara gidiyor
Ölüm oranı milyonu geçti
Bu bir savaş durumu aslında ve ne zaman sonuçlanacağı da hiç belli değil
Aşı çalışmaları 2021 e sarkabilecek gibi görünüyor
Ve korona’nın ekonomiye darbesi artık dayanılmaz boyutlara varıyor
Tüm bunlar muhalefetin erken seçim çağrılarına neden oluyor
Ve hayat bütün acımasızlığıyla devam ediyor
Belirsizlikler
Türkiye’nin dış politikasındaki yeni durumlar
İç politika da ne olacak sorularının çoğalması
Ve baş döndürücü gündemlerin varlığı
Bir türlü nefes almamızı engelliyor
Hareketsiz tek bir gün bile geçirememek
Bu ülkenin kaderi olsa gerek
Ama bu bizim ülkemiz
Ve bu ülkede yaşamaya devam edeceğiz
Evet coğrafya kaderdir deniliyor ya
Biz kader üzerinde bir kader yaşıyoruz gibi
Umut ve umutsuzluk yarışında
Umuttan yana durmaya devam edeceğiz
Bu konuda kendimize
Ve binlerce yıllık mazisi olan bu kadim coğrafyanın yaşadıklarına güvenmeliyiz
Belki bu sürekli ve bitmeyen gündemler bizi karamsarlığa itebilir
Ama unutmayın ki
İnsanlık tarihi hep yıkım ve göz yaşları ile geçmemiştir
Tarih bize umutları yeşertildiği yüz yılları da armağan etmiştir.
Bu nedenle
Bugün yaşananlar
Yarın farklı umutları doğurmanın habercisi de olabilir
Kalın selametle