Her zaman korkunun üzerine git , eğer bir şeyden korkuyorsan onu fobi olarak oraya bırakıp gitme. Kendine sor neden, neden korkuyorum diye. Bu korku bir kaybediş, karanlık, yalnız kalma ya da bir hayvan olabilir. Dünyada milyarlarca insan olduğuna göre her birinde bir korku olduğunu düşünürsek milyarlarca korkunun olduğunu söyleyebiliriz. Küçük bir örnek olarak şöyle anlatabiliriz: Alışveriş yapan bir kadının gözlerine çarpan pembe bir sitiletto , o sitilettoları almak istiyor ama insanlar ne der korkusuyla alamıyor ve bu da bir çeşit korkudur. İnsanların ne düşündüğü, bizler hakkında söylenen cümleleri o kadar takıyoruz ki bir zaman sonra en büyük korkumuz yine biz insanlar oluyoruz. Bu da demek oluyor ki en büyük korkulardan biri başkalarının düşünceleri oluyor. Hayata sadece bir defa geliyoruz ve sadece bizden bir tane var. Başkaları ne düşünür diye istediğimiz hayatı yaşamayı elimizin tersiyle itmeye değer mi? Yapmak isteyip de yapamadığımız onca şeyi içimizde tutmamıza gerek var mı gerçekten? Değil yarının bir saniyenin dahi garantisi yoktur. Sadece şu an vardır. Hatta bu yazıyı okurken bile sadece bu andasın , kim bilir belki dakikalar sonra hayatta olmayacaksın. Ve şunu da ununutma eğer başkalarının kötü düşüncelerinden ve yorumlarından çekinip korkuyorsan sende aynı şeyi başkalarına yapmayacaksın. İnsanlar hakkında düşünürken iki kez düşünmelisin. Madem sana yapılan şeyden rahatsızsan sende başkasına yapmayacaksın ve temel sorunlardan biri de budur: Kendisi için her şeyin mükemmelini, güzelini , olumlusunu ister ama başka insanlarda bunu uygulamaz sadece kendisine ister ve bizler buna bencillik diyoruz. Oysaki empati en kolayı… Sadece biraz anlayış ve kibarlık hepsi bu. Sizce de tartışmaların en büyük sebebi anlayışsızlık değil mi ? Empati kapımızın önündeyken neden saatlerce yürüyüp bencilliğin kapısını çalarız? Hiçbir şeyden korkma içinden ne geliyorsa onu yap, tereddütteysen yapma . Ve şunu da hatırlatmalıyım ki özgürlük istediğini yapmak değil istemediğini yapmamaktır.