İçinde yaşadığımız bu bunalımlı ve buhranlı çağda, görsel idrak öne çıkarılmakta Aklın ve kalbin idraki ıskalanmaktadır. Aklın ve kalbin ıskalandığı, ötelendiği ya da yok sayıldığı bir devirde; insanların sağlıklı, mutlu ve müreffeh bir hayatı yaşamaları mümkün değildir. Akıl ve kalbin idraki yok sayılırsa, türlü ruhsal hastalıkların, bunalımların başlaması mukadderdir.
Görsel idrak; Aklın ve Kalbin idrakiyle uyumlu bir şekilde bütünleşirse, hayat anlamlı olur. O zaman, mutluluktan, huzurdan söz edilebilir.
Mevlana’nın Pergel metaforunu (Mecazını) esas alarak, bir ayağı hakikat üzerinde, diğer ayağı bütün bir evreni dolaşarak, bütün güzellikleri, iyilikleri ve doğruları bir araya toplayarak evrensel değerler manzumesini oluşturmak durumundayız. Evrensel Bakış Açısı, zihinsel fonksiyonlarımızın, evrensel değerlerle buluşmasını ve örtüşmesini sağlar. Çünkü bizler, bu evrenin çocuklarıyız. Evrenin evrensel değerleriyle buluşmamız, bizlere zenginlik katar.
Kadim medeniyetimiz, bütünü görme üzerine inşa olmuştur. Aklın idrakinin hakkını teslim eden, Görsel ve Kalb idrakinin hakkını veren bir medeniyettir. İnsanlık, yitirdiği bu medeniyetin ıstırabıyla kıvranmaktadır. İslam medeniyet tasavvurunda, her bir insana saygınlık ve değer biçme vardır. İslam medeniyet tasavvurunda bütünsel bir yaklaşım söz konusudur. Bu bütün, bizim ve bütün bir insanlığın hakikatidir. Parçalanan hakikat, hakikat değildir. Bütün insanlığın kurtuluşu olmayan bir kurtuluş, hiçbirimizin kurtuluşu olamaz. Aklın, gözün ve kalbin yaratılış fıtratı doğrultusundaki inşası, insana bu dünyada adeta cenneti yaşatır.
Bizlerin bu çerçevede sorumluluğumuzun gereği olarak yapmamız gerekenler vardır:
Zamanımızı; ilimle, bilgiyle,
Zihnimizi; tasavvurla, hikmete ve irfanla,
Kalbimizi; imanla ve sevgiyle,
Ruhumuzu manevi değerlerle buluşturarak, rol model olmak durumundayız.
Günümüzde en çok ihtiyaç duyulan dört başı mamur böyle bir model insan inşasıdır.
Rol model insanın yaşadığı bir hayat tarzı vardır. Bu “hayat tarzında”; hayat vardır, güzellik vardır ve “benmerkezci” anlayış değil, bütün toplumsal katmanların yararını esas alan “Biz merkezci” anlayış vardır. Hikmet, irfan ve tasavvuru esas alan bir dil ile, Diğergâmlığı, fedakârlığı, toplumsal yararı, samimiyeti, sadakati, güveni inşa eden asil bir duruş; bütün bir insanlık için hava gibi, su gibi ve oksijen gibi bir ihtiyaçtır.. Bu bilinçte olanlara selam olsun. Temennimiz odur ki, bu bilinçte olmayanlar bir an önce bu bilince ulaşarak onun ab-ı hayatından kana kana içsinler. Bu bilinç, bütün bir insanlığın ortak değeri olsun.
Günümüz dünyasında Görsel İdrak, öne çıkarılmakta; Aklın ve Kalbin idraki yok sayılmakta ya da ötelenmektedir. Bu doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Bu üç idrak, birlikte anlamlıdır. Bu üçü birlikte hakikati oluşturur. Bu bütünsel hakikate hep birlikte sahip çıkmak durumundayız. Görsel idrakin tek başına esas alınması ve Aklın İdraki ile Kalbin İdrakinin yok sayılması, olayların ve olguların arka planını görmekten, anlamaktan ve kavramaktan yoksun bir yaklaşım tarzı olur ki, bu bizi hayatın gerçeklerinden uzaklaştırır.
Görsel İdrak; Aklın ve Kalbin İdrakiyle birlikte anlamlıdır.