Gökyüzü hala mavi, kuşlar uçuyor, güneş bizi ısıtmaya devam ediyor ve halen nefes almaktayız. Dünya dönmekten yorulmadı ve bizim için dönmeye devam ediyor. Peki bu yaşanılısı dünyayı somut olarak görünmeyen virüs yok edebilir mi gerçekten? Görünmeyen bir şey bizi ansızın hayattan koparabilir mi? Elbette bu hastalığa teslim olmayacağız ve sonuna karşı direnç göstereceğiz. Neden mi ? Aslında milyonlarca sebep verilebilir ama gerek yok çünkü gökyüzü hala mavi ve mavi olduğu sürece bu güzelim hayatı yaşamalıyız. Bu ölümcül yolculuğa yenik düşmemeliyiz çünkü bu sefer gerçekten bizim elimizde. Savaşıp galibiyeti biz kapmalıyız. Covid 19 hastalığı henüz yeni yeni Çin’de belirirken bizler burada panik olduk. Ve sanki her an yakalanacakmış gibi kendimizi izole edip önlemlerimizi aldık.Evet henüz Çin’de yeni yeni belirirken bizler ne marketlerde ürün bıraktık ne de düzgün bir şekilde bunu aşmayı düşündük.Sadece korku doldu içimize,ölümü nefesimizde hissettik ve nefes almaktan korkar olduk.Ölümü iliklerimize kadar hissettik diyebiliriz.Sevdiklerimizi kaybetmekten korktuk ve en önemlisi kendimiz için endişelendik.Peki ya şimdi ne oldu?Şimdi neden bu kadar rahatız?Covid-19 artık Çin’de değil de nefes aldığımız her yerde iken nasıl bu kadar rahat olabiliyoruz?Sevdiklerimiz için aylarca evde otururken neden şimdi onları hiçe sayıyoruz?Mantıklı bir açıklaması var mı gerçekten?Şahsen ben düşünüyorum ama mantıken bir cevap bulamıyorum.Ne yaptık biliyor musunuz?Düğünlerimize devam ettik,cenazelere gittik,misafirleri hem davet ettik hem de davet edildik,o koca alışveriş merkezlerini terk etmedik ve en önemlisi bencilce davrandık.Biz o maskeleri takmaktan aciz isek hayat da bizi küçük bir virüs ile öldürecek kadar acımasız.Anlayacağınız şu ki ölüm ,acı en uzağımızda iken bizler onu seve seve en yakınımıza çekmek için her şeyi yaptık ve başardık.Ve şuanda da süt dökmüş kediye benzemekteyiz.Ölüm ile bu kadar dipdibe iken halen hiç ölmeyecekmiş gibi aşırı rahat olmamız çok ilginç ve diğer ilginç yanı da sanki bu hatalık son bulmuş gibi davranmamız.Eğitim son buldu,ekonomi çöktü,hayat şartları zor iken daha da zorlaştı ve biz bunu sineye çekerek maskeyi takmayacak kadar hafif buluyoruz.Maskeyi ağız ve burun dışında her yerimize takmamız hayret verici açıkçası.Ve diğer hayret verici şey ise virüsten korunmak için taktığımız o maskeleri işimiz bitince çöp dışında her yere atmamız.Resmen virüs üretiyoruz.Çok çelişkili hareketlerde bulunuyoruz.Kolonyayı su gibi kullanırken yere tükürmeyi de ihmal etmiyoruz,yapmayalım.Diyelim ki kendinizi geçtiniz,hadi çok bencil olduğunuzu varsayalım ve ailemizi de geçtiğimizi de düşünelim,peki ya bu virüsün merkezinde olan sağlık çalışanlarını nasıl geçiyoruz?Gerçekten bu kadar mı düşüncesiz,bu kadar mı vicdansızız?O sağlıkçıların ailesi,yakınları var ve bizim duyarsızlığımız sonucunda onlar ailelerinden mahrum kalıyor.Aslında yapılacaklar çok basit:Gerekmedikçe evden çıkmayacağız,çıkarken eldiven ve maskeleri ihmal etmeyeceğiz çünkü onlar giydiğimiz elbiselerin bir parçası,ellerimizi sürekli yıkayıp dezenfektanı eksik etmeyeceğiz.Ve bazlarımıza çok üzülüyorum sırf ceza yemesinler diye maske takanlar…Gerçekten hayatınız bu denli ucuz mu?Aldığımız nefes mi önemli yoksa kesilecek ceza mı?Gerçekten canımız mı önemli yoksa mal mı?Hemen hemen hepimiz geçirmişizdir,geçirmemişsek bile yakınlarımız geçirmiştir.Bu berbat bir his olsa gerek.Haftalarca bizlerden uzak oluşları ve onlara dokunamamamız oldukça kötü!Hastalığa yakalandıkları zaman elimizden kayıp gideceklerini düşünürüz çünkü bu birden olur ve onlardan birden ayrılırız.Bu durumu yaşamamak için güçlü durup empati kuracak bir şekilde birbirimize destek verelim.Kendimizi,sevdiklerimizi,bitkiler,hayvanları her şeyi koruyalım.Sarıp sarmalayalım her şeyi çünkü bu dünya bizim,bu evren bizim,bize ait!Vücudumuza ve dünyamıza iyi bakalım.