Biz gençlerin gelecek kaygısını yaşamamız biraz abartılı değil mi? Çünkü zaten mesleğimiz belli. İleride ne olacağımız , ne iş yapacağımız ,nereye gidip ne giyeceğimiz hatta kiminle evleneceğimiz bile belli. Bunu kim yapıyor biliyor musunuz?
Ailemiz! Gelecek kaygısını yaşamamızı abartı olarak belirttim ama elbette öyle değil, sadece küçük bir ironi yaptım. Aslında her erkeğin mesleği çoktan belli: Baba mesleği. Tabii istisnalarda var ama çoğu baba mesleği. Klasik sorularımızdan bir tanesi de küçük çocuklara sorduğumuz ’’ büyüdüğünde ne olmak istiyorsun?’’sorusu ve onlarında yine klasik olan ; doktor,öğretmen, mühendis cevabı. Oysaki binlerce meslek var iken neden sadece bunlar söyleniyor?
Bu çocuklar büyüdüğünde bazılarının meslek seçimi değişiyor;oyuncu, şarkıcı, ressam ya da futbolcu gibi.Ama aileler bu seçim hakkını bile kendilerinde görüyorlar sanki onlar bu mesleklerde çalışacaklarmış gibi. Baba esnaf ise çocuğu küçük yaştan beri iş yerine götürür ,öğretir ve büyüdüğü zaman oraya mahkum eder. Tabii kendi isteğiyle yapan gençlere lafım yok. Yanlış anlaşılmak da istemem çünkü çocuklarının seçimlerine saygı duyanlar da var, belirtmeden geçmeyelim. Baba erkek çocuğa küçük yaştan itibaren araba kullanmasını öğretir , ileride lazım olunca kullanabilsin diye.
Burada yapılan erkek- kız farkını anlatmıyorum çünkü o bambaşka bir konu. Demek istediğim baba çocuğun kendisine benzemesini ister. Oysaki her kızın da hakkı araba kullanmasını bilmek tıpkı herkes gibi. Ve elbette annelerimizde başröldedir. Oğlunun sevdiği bir kadın ile değil de kendi seçtiği , beğendiği ve kendi tabiriyle hanım hanımcık bir kadınla evlenmesini ister.Sanki annelerimiz çocuklarının evleneceği kişi ile bir ömür yaşayacakmış gibi. Ve tabii ki kadınlarımızın mesleğide beli hemde annelerimiz tarafından: Ev hanımı. Elbette ev hanımı olmak güzeldir ama bunu yapmak istemeyıp de mecbur kalan kadınlar var. Hayalinde çalışmak, kariyer yapmak var iken yemek yendikten sonra mısafirlere sunulacak tatlıyı düşünmek zorunda olan kadınlarımız var.
Meslekler öğretmenlikten ya da başka resmi bir meslekten ibaret değildir. Dansçı olmak da ya da kendi açtığı mağazanın sahibi olmak da meslektir. Tabii dansçılığı ya da sporculuğu, kuaförlüğü veya bunlara benzer başka meslekleri sevmeyenler için bunlar gereksiz ve amaçsız gelebilir. Biz gençler ailelerimize göre birer oyun hamuruyuz. Onlar bize istedikleri şekli verebilirler. Giyimimize, hobilerimize, hayallerimize, seçtiğimiz mesleğe , düşünce şeklimize karışabilirler.
Neden mi ? çünkü hayır demeyerek biz buna izin veriyoruz. Aslında bu kelimeyi kullanmak çok basit yani bu kelimeyi kullanaman için cesaret ya da başka bir şey gerekmez sadece istemediğin için kullanırsın ‘’HAYIR’’.Hayat bu kadar kısa iken neden istemediğimiz bir hayatı yaşayalım ki? Onlar zaten kendi hayatlarını yaşıyor ve kendi seçimlerinin kararlarınını veriyorlar. Neden bizim yaşacağimız hayata da onlar karar veriyorlar?
Onların iki hayatı olmadığına göre iki yaşamın hayatınada karar veremezler sadece kendi hayatlarından sorumludurlar. Bizler birer oyun hamuru olmayalım. Bireyler yetişkin olduktan sonra kendi kararlarını kendileri vermelidir ama elbette ailelerimizin iyiliğimiz için söyledikleri düşünce ve önerilerini dikkate almalıyız. Ve yapmamız gereken samimi ve yumuşak bir üslup ile yaşamak istediğimiz hayatı anlatmak.Yürüyeceğimiz yolu bilmeliler eğer bilirler ise tümsekleri ve yokuşları anlatırlar. Kendi hayatımızı yaşamak dileğiyle…