SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

BAŞKASININ SEVİNCİNİ PAYLAŞMAK

Son Güncelleme :

2020-12-28 07:32:04

Her insanın özünde, insanlığı ayağa kaldıracak, bu dünya hayatını cennete dönüştürecek güzellikler, iyilikler olduğu gibi; bu dünya hayatını cehenneme çevirecek kötü duygular, ihtiraslar ve olumsuzluklar da vardır. Önemli olan, erdemli bir yaklaşımla olumsuzlukları frenleyerek ve güzellikleri, iyilikleri çoğaltarak hayatımızı inşa etmek… Üzerinde yaşadığımız yer küresi, bütün bir insanlığı doyuracak kadar bir potansiyele sahiptir. Burada dikkat edilmesi gereken şey, ihtiraslarımıza tutsak olmadan, aklımızı ve yüreğimizi ortaya koyarak geleceğimizi inşa etmek...

 Geleceği inşa ederken, insan merkezli bir yaklaşımla, hilkatten kaynaklanan insan kardeşliğini ve inançtan kaynaklanan iman kardeşliğini esas alan bir perspektifle hareket etmek durumundayız.

Bir anekdot anlatılır:

“Âlimlerden biri, talebesi ile gezerken, bir tarlanın yanındaki ağaçlardan birinin altında eski bir çift ayakkabı gördüler. Belli ki civarda çalışan birisinin ayakkabısıydı.

Talebe : "Hocam bu ayakkabıyı saklasak da, sahibi geldiğinde ayakkabısını bulamayınca, o anki halini seyretsek, ne dersin? " dedi.

Hocası: "Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine kurmak doğru değildir. Gel şöyle yapalım;  sen zengin bir ailenin çocuğusun, bu ayakkabının içine bir miktar para bırak, sahibi gelip bunu gördüğü zamanki sevincini seyredelim"  dedi.

Talebe bu teklifi daha güzel buldu ve adamın ayakkabısının içine bir miktar para koydu. Hocası ile görünmeyecek şekilde bir ağacın arkasına saklandılar.

Bir müddet sonra, ayakkabının sahibi geldi. Elbiselerini değiştirdi, ayakkabısını giyerken içinde bir şey olduğunu fark etti. Baktığında bunun para olduğunu gördü. Bir müddet etrafına bakındı, hiç kimseyi göremeyince, dizleri üzerine oturdu ve ellerini açıp:  " Ya Rabbi! eşimin hasta, çocuklarımın aç olduğu

Sence malumdur, verdiğin bu nimet için Sana sonsuz şükürler olsun," deyip gözyaşlarına boğuldu ve uzun bir süre ağladı. Bunu gören Hoca ile talebesi de gözyaşlarını tutamadılar...

Sonra Hoca talebesine döndü : " Bu ilk tekliften daha güzel olmadı mı, şu an daha mutlu değil misin?" dedi.

Talebesi:  " Evet Hocam, daha sevinçliyim. Şimdi, daha evvel anlamadığım şu  cümlenin manasını anladım: Verdiğin zaman, aldığın zamankinden daha mutlu olursun”.

Hocası dedi ki:

"Evladım! Güçlü ve haklı olduğunda affetmek: Vermektir."

"Yokluğunda kardeşine dua etmek:  Vermektir."

 "Haksız iken özür dileyebilmek: Vermektir."

 "Başkasının ırzına kem gözle bakmamak: Vermektir.

"İnsanların gönüllerine sevinç ekmek:  Vermektir..”

“Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine inşa etmemek”

Varlığımızı başkasının yokluğu üzerine inşa etmemek,

Mutluluğumuzu başkasının mutsuzluğu üzerine inşa etmemek,

Aksine;

Sevincimizi başkalarının sevinciyle bütünleştirmek,

 Varlığımızı başkalarının varlığıyla bütünleştirmek,

Mutluluğumuzu başkalarının mutluluğuyla bütünleştirmek esas olmalıdır.

 

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.