İsteyen herkes öğretmen olabilir ama herkes gerçek eğitimci olamaz. Derse giren bir öğretmen dersi ne kadar iyi anlatırsa anlatsın, öğrencilere hayat ile ilgili bir şeyler katmadığı sürece gerçek eğitimciden uzak olur. Gerçek eğitimci- öğrenciye farklı bakış açısı kazandırıp- öğrenciyi kendi kabuğundan çıkararak kendisini keşfetmesi için imkanlar sunmalı. Lise zamanında ve sonrasında da birçok öğretmen tanıdım. Bazı öğretmenler haklıyı-haksızı, saygılıyı-arsızı ayrıt edemiyordu. Ve bazı öğretmenler vardı,öğrenci sıkıntılı bir dönemden geçerken ‘’nasılsın’’ kelimesini kullanmayı çok görenler oluyordu. Ben böyle öğretmenleri gördükçe her şeyden soğuyordum. Ve gelecek zamanda öğretmen olursam bunların aksine gerçek bir eğitimci olacağıma inanıyorum. Çünkü toplumdaki bireylerin mesleklerini belirleyen öğretmendir. Bir avukat bir doktoru yaratamazken , öğretmen hem avukatı hem doktoru hem de geri kalan bütün meslekleri yaratabilir. Demem şu ki eğer öğretmenseniz , öğrenciye bir pusulaymışsınız gibi yön vermelisiniz. Alınan maaş ile tatmin olacağına , öğrenciye vereceğiniz hayat ile mutlu olunmalı . Eğer bir doktorsanız, hastanızı iyileştirmek için her yolu denemelisiniz. Eğer bir hırsızsanız, girdiğiniz evde iz bırakmadan işinizi temiz yapmalısınız. Yani ne yapıyorsanız , hangi işle uğraşıyorsanız uğraşın işinizde en iyisi olun. Ve elbette öğrenciler de öğretmenlere karşı her zaman saygılı olunmalı. Sizlere çok sevdiğim bir cümleyi paylaşmak istiyorum, ‘’ bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.’’Hz. Ali ‘yi rahmetle anarak sizlerle kendi cümlesini paylaştım. Değerli okuyucularıma kısa hikayemi anlatmak isterim. Ben gerçek eğitimcilerden birinin öğrencisi oldum. Kendisi hemen hemen bütün BESYO ‘cuların öğretmeni. Elbette bazı zamanlar çakıştığımız yerler oldu. Fakat bunun nedeni her zaman dürüstlükten yana olduğu için meydana geldi. Geçen sene BESYO bölümüne(Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu)hazırlanmak için Ahmet hocamızın spor kulübüne kayıt olmuştum. Kendisi ve ekibi iyidi , aramızda kalsın birkaç öğretmeni hiç sevmemiştim ve sanırım hala da sevmiyorum. Üniversite sınavları başlamıştı fakat ben kaybettim. Ve tekrar hazırlanmak durumunda kaldım. Bu sefer Ahmet hocamızın kulübüne gitmemeye kararlıydım. Sanırım kaybettiğim için biraz da onları sorumlu tutuyordum. Ama üstünden zaman geçtikten sonra ve düşündükten sonra benim için en iyi yerin BBSK ‘nin ( Batman Besyo Spor Kulübü)olduğunu anladım. Çünkü orda gerçek egitimcileri gördüm. Sadece sınava dair gerekli bilgileri değil yaşama dair birçok şeyi öğrendiğimizi fark ettim: Mücadele etmeyi , hayalleri ertelememeyi, tatlı yorgunluğu…
Hikayem bitti ama son bir şey eklemek istiyorum: Her şeyin en iyisi olamayız fakat kendi işimizin en iyisi olabiliriz.