Dünyada tek gerçek anneliktir. Yalansız dolansız tek sevgi anne sevgisidir. Aksini iddia eden toz pembe hayallerin içinde yaşıyor demektir. Tüm hayatını bizim için feda etmiş, zorlukları bizim için aşmış o insanı hayatımızın neresine koyuyoruz? Dokuz ay karnında taşıyıp tüm sıkıntılara sabreden o insana ne kadar değer veriyoruz? Anne sonra, anne yapamam, anne sessiz ol, anne param bitti ve dahası… Öyle bir durumdayız ki bu cümlelerden başka bir cümle kuramıyoruz. İlişkilerimiz bir ihtiyaçtan ibaret olmuş. En son ne zaman annemizle kahve içip beraber zaman geçirdik? Ne zaman ona özel zaman ayırıp gezmeye gittik? Ama biz insanların bunlardan daha önemli işlerimiz var. Mesela arkadaşlarımızla eğlenmek gibi ya da elimizdeki telefon ile sanal alemde yaşamak gibi. Gerçekten bunlar annemizden daha mı önemli ? Annelik kutsaldır ve insanlara özgü bir şey değildir. Bir kedinin annesi de var ve bir aslanın da ama ben hiçbir kediyi,kuşu veya karıncayı annesine zarar verirken görmedim. Ve sanırım zarar ve kötülük kavramları insana özgü bir şeydir. Ayaklarının altında cennet olan bir insanı eğlence uğruna ikinci plana koymamız kadar daha acımasızca bir şey yoktur. Gençliğin verdiği yaşam hızı uğruna annelerimizi nasıl yok sayıp bir kenara koyarız? Oysa korktuğumuzda ,yalnız kaldığımızda, hastalandığımızda, sevilmediğimizi hissettiğimizde hatta yeni bir hayata başladığımızda bile gözlerimiz ilk önce annemizi arar. Yapacaklarımız çok basit aslında . Ona zaman ayırıp mutlu olacağı şeyler yapmak. Ya da daha da basit bir şey belirteyim, hayırlı evlat olmak…Bugün bir olaya şahit oldum. Kahramanlar aynı fakat olaylar farklı. Yolda yürürken emekçi çocuğun annesiyle paylaştığı simidi ve sırf çocuğu doysun diye aç olmasına rağmen o simidi yemeyen bir anne. Ve biraz daha ilerlediğim zaman bu sefer bir anne parası kalmadığından evladına istediği kıyafeti almadığı için çağırıp bağıran bir genç. İnanılması zor ama sırf istediği kıyafet alınmayınca annesine bağırarak hakaretler eden bir insan gördüm. O an o kişiden büyük nefret duydum. Bazen bu hareketlerin asıl nedenin şımarıklık olduğunu düşünüyorum. Çünkü henüz kendini bile tanıyamamış bir genç, hayatı her yönüyle bilen tanıyan bir anneye yaptığı bu şey şımarıklıktan başka bir şey değil. O an o annenin hüznü ve hayal kırıklığı yüzünden okunuyordu. Ama kendini gençlik rotasına kaptırmış bu gencin ne kadar umrunda onu bilemeyiz. Sizi zor bir durumdan hiçbir güç ve hiç kimse kurtaramayabilir ama annenin duası her şeyden koruyabilir. Başkaları tarafından verilen nasihatler bazen işe yarayabilir ama bir annenin nasihati bin insanın nasihatine bedeldir. Demem o ki hayatınız boyunca borcunuzu ödemeyeceğiniz o insana karşı görevinizi gerçekleştirerek hayırlı bir evlat olun. Ona yarın değil şimdi sevginizi hissettirin çünkü hiçbir canlının yaşam garantisi yok.