Bahçede geziniyorduk sonra komşular yukarıdan üstümüze su döktüler. Onları uyarmak için yukarı çıkmak istedik. Kız kardeşim yürüyerek ben ve ablam asansör ile çıktık. Sinirlenmiştik ve onlara kızacaktık. O kata geldik, asansör durdu ama kapısı açılmadı. Korktuk…
Sonra kendiliğinden aşağıya indi. Çok şükür en azından içinde kalmadık dedik. Asansör aşağı inmeye başladı ama durmadı daha da iniyordu.
Bu nasıl olur?
Bu imkansızdı çünkü son kata gelmiştik.
Biz nereye gidiyorduk? Asansör son kez durdu ama hala kapısı açılmıyordu.
Tuğlalar ve asansör şeridi görünüyordu, bu korkunçtu. İkimizde öleceğimizi biliyorduk. Ama ablamın bir kızı vardı, o annesiz kalmamalıydı.
Ablam öleceğiz dedi. Hayır dedim, bizi kurtaracaklar.
Oysa ki öleceğimizi biliyordum. Yerin bin kat dibinde ,kapalı bir kutunun içinde gibiydik. Ağlaştık… İçimden ‘’Allah’ım karşına çıkmaya hazır değilim dedim. Ölmek istemiyordum, keşke ölmeseydik dedim. Dışarıda bizi bekleyen bir hayat vardı ama biz bu kutunun içinde kalmıştık. Bir yandan nabzım çok hızlı atarken diğer yandan çok sakindim. Birbiriyle çelişen duygular içerisindeydim. Sadece bir şans istiyordum,Allah’tan son bir şans. Sonra birden irkildim. Etrafıma baktım ve yastığım gözyaşlarımdan dolayı ıslanmıştı. Rüyaydı ,evet rüyaydı. Hepsi rüyaydı… Şimdi bir şansım vardı. Peki ne yapmak için bir şans istemiştim? Bu dünyada yapmam gereken ne vardı?
Neden sürekli ölmeyi istediğimi söyleyip de ölmemeyi her şeyden çok istemiştim? Hepimiz böyle değil miyiz? Ölmeyi, bu dünyadan gitmeyi dile getiririz fakat asla gerçek anlamıyla ölmek istemeyiz. Hayallerine giden yolda mücadele ederken birkaç engelden sonra karamsar olup,elimizi ayağımızı her şeyden çekmek isteriz. Oysa asla ne çekip gitmek isteriz ne de hayallerimizi bırakırız. Aile ortamında herkesin elinde ya bir telefon ya da gözler televizyonda. Birbirimizle ne iletişime geçeriz ne de birbirimize olan sevgiyi hissettiririz. Oysaki onları canımızdan çok severiz. Ezan sesini duyarız ama çoğu zaman namazı erteleriz , kim bilir belki kılmayız bile. İnsanlığı seviyoruz ama insanların kalbini kırıyoruz. Fakat herkes hem bunları yapıyor hem de öldüğünde cennete gitmek istiyor. Aslında şu ana kadar demek istediğim ,hiçbir şeyden vazgeçmeyin. Ne olursa olsun sonuna kadar mücadele edin ve istediğiniz şeye ulaşın.Hiçbir şeyi ertelemeyin. Hayat , tarifi olmayacak kadar kısadır. O kadar kısa ki bir saniye bile diyemem. Çünkü yaşayacağımız hiçbir olayı bilemeyiz ve hiçbir şeyin yaşam garantisi yoktur. Sadece şu an vardır, sadece bu yazıyı okuduğun an vardır. okuduktan sonra ki anı bilemezsin. Ne annenize sarılmayı erteleyin ne de yaşamak istediklerinizi. Her şey için gülümse ve mutlu ol. Güneşin doğuşuna, baharın gelişine, sıcak yemeğe , sevdiğin müziğin çalmasına mutlu ol.Mutluluk bu kadar basitken zorlaştırma. Evet şimdi bir şansım daha var. Şimdi hepimizin bir şansı var. Hadi son şansını kullan.