Tarihin utanç verici kara sayfalarına “Kanlı Cuma” olarak geçen tarihin adıdır 16 Mart…
İnsanların ölümün kokusunu ciğerlerine kadar çekerek can verdiği tarihtir 16 Mart…
Savaşın insanlığı yendiği tarihtir 16 Mart…
Ölüm kokusunun “elma kokusu”na dönüştüğü tarihtir 16 Mart 1988!..
16 Mart 1988 Cuma günü şehri bir “elma kokusu” sardı
Bir kente “elma kokulu” kimyasal gaz saldı alçaklar.
Binler o kokunun peşine düştü.
Havayı soludukça acı içinde yanmaya başladılar.
Ve… 12 saat içinde bir kent yok oldu.
Kimi kurtulma umuduyla dağlarda… Kimi yollarda… Kimi evinin önünde… Kimi sıcacık yatağında can verdi.
Onbinlerce ölüm, binlerce sakat!..
Bu katliam tarihte kimi henüz doğmamış, kimi dünyaya gözünü yeni açmış, kimi yeni yeni hayata emeklemeye başlamış, kimi yeni yeni okullu olmuş, kimi yeni yârinin elini tutar olmuş aşık, kimi hayatının baharında, kimi yaşlı… Oysa hepsi dünyadan bihaber geçim derdinde, kimi ise dünyadan bihaber olan bu masum siviller üzerinde “elma kokulu kimyasal silahlarını” denemenin derdinde…
İşte o kenti sardığı gibi insanların ciğerini de inceden inceye saran “elma kokusu” 5 bin kişiyi hayattan koparan bir katliamın adıydı “HALEPÇE KATLİAMI!”
Üstelik insanlık tarihinde direkt sivil nüfusa karşı yapılmış en büyük kimyasal katliamın adıdır “HALEPÇE”
Evet, önce inceden bir “elma kokusu” ardından “sessiz bir ölüm”…
Bir soykırımın açık adıdır “HALEPÇE”
Neymiş efendim, İran-Irak Savaşı sırasında Irak’ın Kuzeyinde çıkan El-Enfal Harekâtı isyanının bastırılma operasyonuymuş.
O gün Saddam Hüseyin’e denettirilmişti insanlığın yerle yeksan edilmesini
O gün mezar taşlarına ölenlerin isimleri Arapça yazıldı.
Çok geçmedi tarihler 11-12 Temmuz 1995’i gösterdiğinde bu kez Srebrenitsa’da soykırımın ayak sesleri gelmeye başladı.
Sırp Cumhuriyeti Ordusu ve "Akrepler" isimli paramiliter grup Srebrenitsa’yı Sırplaştırmak için bir soykırıma gitti.
Bu kez de mezar taşlarına ölenlerin isimleri Boşnakça yazıldı
Bugünde Ukrayna’da mezar taşlarına ölenlerin isimleri Ukraynaca yazılıyor!...
Mesele Irk, dil, din mi dersiniz, hırs mı dersiniz, yeni silahların insanlar üzerinde denenmesi mi dersiniz bilmiyorum ama bildiğim bir şey var o da er ya da geç İnsanlık savaşı yenecek!