Son kararname ile Sayın Valimiz Malatya’ya atandı yerine de Edirne Valisi Ekrem Canalp Batman’a atandı.
Allah her ikisine de yeni görev yerlerinde muvaffakiyetler versin.
Burada oturup methiyeler dizecek değilim ama birkaç kelam da etmeden geçemeyeceğim;
“Kör olur badem gözlü olur” derler ya severiz sevmeyiz orası ayrı bir konu ama sanatından, kültürüne, yeraltından yer üstüne, sanayiden turizmine, sokakta gördüğüyle muhabbet etmesinden mahalle aralarındaki muhtarlar buluşmasına kadar kentin adeta kaderini değiştiren Sayın Vali Hulusi Şahin de badem gözlüler kervanına dahil olacaktır muhtemelen.
Kimileri “iyi ki gitti” derken muhtemelen “fakir fukara, sokakta vali amcasının al bayraklı makam aracını görünce heyecanlanıp araca yaklaşmakta çekinen yetim, ihtiyaç sahibi, sokaktaki Ahmet çocuk, kahvedeki Mehmet amcanın Sayın Valimizin bu kentten ayrılmasına üzüldüğünden hiç şüphemiz yoktur.
“Ramazan ayında da bir vali bir gün evinde oturmaz mı” derseniz vallahi de oturduğuna ihtimal vermem;
Hiç unutmam yine bir Ramazan günüydü Sayın Valimizle önce Kozluk’a gittik orada kan davalı iki aşireti barıştırdı ardından da Sason’un kuş uçmaz kervan geçmez dedikleri 2973 rakımlı Mereto’nun zirvesinde kartal yuvası olarak adlandırılan köyden gelen iftar davetine önce saatine baktı sonra da bize dönüp “geliyor musunuz” diye sordu.
Elbette gidecektik çünkü gazeteci için her an haberdir hele ki bir vali vakti zamanında teröristlerin cirit attığı dağın zirvesine saatler süren bir zorlu yolculuk yaparak köylünün iftar sofrasına misafir olacaksa… “elbette Sayın Valim” dedik ve yola koyulduk iftardan yarım saat sonra köye vardık ama ne yorgunluk ne açlık hissi hiçbirimizde yoktu çünkü dünyanın en temiz insanlarının sofrasına konuk olmuştuk.
Bu sadece bir örnek, bunun gibi yüzlerce örnek sıralanabilir burada.
Batman’da geceli gündüzlü çalıştığınıza, hizmet ettiğinize şahidiz, bizler razıydık rabbimde razı olsun, yolunuz bahtınız açık olsun Sayın Valim…
* * *
Kuyubaşı jandarma Karakol Komutanı…
Önceki gün emekli TOKİ’yi geçtikten sonra yolda bir tilkinin uzandığını görünce durdum.
Yaklaşınca çırpınıyordu, yaralıydı o yüzden belediyeyi 153’ü arayıp hayvan ambulansı isteyecektim ama sürekli olarak Diyarbakır hattı düşüyordu.
Aracı ters yöne çevirim ezilmesin diye gerekli önlemleri aldım.
15 dakika sonra Kuyubaşı jandarma karakolundan bir ekip geldi, durdurdum durumu izah ettim. Araçtan inen komutan eldiveni eline geçirdi, yaralı tilkiyi biraz sevdikten sonra aracına alıp belediye veterinerin yolunu tuttu.
O komutan, Peygamber ordusunun neferi olma şefkatiyle yaralı tilkiyi kucaklarken boğazında kelimelerin düğümlendiğini, gözlerinin dolduğuna şahit oldum.
Yaralı tilkinin akıbetini soramadım, inşallah sağlığına kavuşmuştur.