Kıymetli Batman gazetesi okurları İslam alemi olarak başımıza gelen musibet ve sıkıntıların bir sebebi de tembellik ve meylürrahat (rahata meyillik) hastalığıdır.
Cenab-ı Hak bizlere sayısız ni’metler vermiş. Bu verilen nimetlere biraz fazla erişince sanki asıl gayemizden uzaklaşıyoruz ve dünyayı layemut görüp dünyanın bütün lezzetlerini almaya çalışmakla beraber rahata ve lükse düşkünlüğümüz kat be kat artıyor. Hal böyle olunca tembellik ve meylürrahat hastalıkları karşımıza çıkıyor.
Yapmamız gereken asıl işleri yapmadığımız zaman dünyanın bütün zevklerini alsak ne fayda, bütün lezzetlerini tatsak ne fayda. Bütün bütün rahat olsak ne fayda. Tembellik edip ebedi rahatı ve saadeti kazanmadıktan sonra ne fayda. Bu yüzden meylürrahat çok tehlikeli bir hastalıktır.
Bedizüzzaman Hazretleri “Meylürrahatı umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası” olarak tarif eder.
Rahata meyil ve düşkünlük yapmamız gerekenleri bize unutturur, gaflete ve tembelliğe kapı açar. Yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan sorumlu olduğumuzu ve onlardan bir gün mutlaka hesaba çekileceğimizi unutmayalım.
Evet yapmamız gerekirken yapmadıklarımız
"Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. Çalışmasının semeresi ise ileride mutlaka görülecektir. Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir."
(Necm, 53/39-41)
Unutmayalım; bu fani dünyada sonsuzluk alemine yaptığımız çalışmalar ve rahatımızı bozduğumuz ölçüde dar-ı bekada rahat edeceğiz. Sonsuz mutluluk rahatını terk edenlerindir.
Allah'ım! Âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve cimrilikten sana sığınırız.
Kabir azâbından sana sığınırız. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırız.”
(Müslim, Zikir 50)