KUTSAL MADENİMİZ: GENÇLERİMİZ
Değerli dostlarım. Uzun bir aradan sonra tekrar birlikte olmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Bugün sizlerle toplum ve insanlık adına çok önemli bir konu olan gençlik üzerine konuşmak istiyorum. Sizin de bildiğiniz üzere toplumun geleceği, sahip olduğu gençliğin kalitesiyle paralellik arz eder. Zira gençlik demek gelecek kuşağın sahipleri demektir. Bu nedenle de toplumun en değerli ve işlenmek için uğruna çaba sarf edilmesi gereken en kutsal hazinesidir. Bugünün yetişkinleri olarak bu konuda neler yapabileceğimize ve neler yapmamız gerektiğine dair sizlerle fikir paylaşımında bulunma arzusundayım.
Değerli dostlarım. Hz. Ali şöyle demiştir: Çocuklarınızı kendi çağınıza göre değil onların gelecekteki çağa göre yetiştirin. Ne kadar da veciz ve derin anlamlı bir sözdür değil mi? Hele de bizim yaşadığımız bu çağda daha da anlam kazanmaktadır. Zira yaşadığımız bu dönemde, insanlık tarihinde görülmemiş hızda bir değişim ve gelişim yaşanmakta, nesiller arasındaki kültür, eğitim ve yaşam farklılığı çok hızlı farklılaşmaktadır. Nitekim tarlaların karasabanla sürüldüğü dönemi yaşayan kuşak ile uçak arabalar ve uzaya turistik seyahatin yapıldığı dönemi yaşayan bir neslin birlikteliği söz konusudur.
Değerli okuyucularım… Bu büyük ve hızlı değişimden hem büyüklerimiz hem de gençlerimiz etkilenmiştir. Büyükler gençleri saygısız, töre adap bilmezlik ve asilikle suçlarken gençlerimiz de büyüklerini cehalet, çağdışılık ve hatta bağnazlıkla itham etmektedir. Bu doğal olarak kuşaklar arası çatışmayı daha da derinleştirmektedir. Bu durumda biz büyüklere düşen en önemli görevler kanaatimce şunlardır:
Gençleri kendi dönemimizdeki yaşam biçimi ile yargılayıp dışlamaktan ve etiketlemekten uzak durmalıyız.
Gençlerimizin dünyasının bizim dünyamızdan çok farklı olduğunu bu nedenle de farklı talep, arzu ve yaşam biçimlerini anlayışla karşılamalı ve doğal yoldan sapmaları ve kendilerine zarar verecek düzeydeki davranışlar haricinde olabildiğince hoşgörülü davranmayı bilmeliyiz.
Modern hayatın beraberinde getirdiği popüler hayatın cazibesine kapılıp elindekilerle yetinemeyen ve hep bir özenti nedeniyle mutsuz olan gençlerimize sabır, kanaat, çaba ve helal kazanca yönelik gayreti aşılamalıyız.
Son olarak da gençlerimize her şeyin sanal alemde göründüğü gibi olmadığını her paylaşılanın bir arka yüzü olduğunu ve bu dünyadaki varlık sebebimizin tamamen zevk ve duygusal tatminden ibaret olmadığını güzelce ifade etmeliyiz.
Son olarak da gençlerimize hayatın gerçekçi yönleri hakkında doğru bilinç vermeli onları tamamen popüler hayatın kucağına atmamalı geleceğin sahipleri olduklarını bilerek kendi çağlarına uygun şekilde eğitim almalarını sağlamalıyız.
Güzel bir gençliğin yetişmesinde çaba sarf eden tüm büyüklere ve kutlu bir gelecek inşasında sorumluluk yüklenen tüm gençlere selam ve saygılarımla…
Çok güzel bir yazı.