Malumunuz bir süredir merkeze bağlı Kuyubaşı Köyü(Cigerlo) sakinlerinin huzuru kaçırılmış durumda.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kısa bir süre önce “Türkiye Yüzyılı”nın inşasında TOKİ aracılığıyla Cumhuriyet tarihinin en geniş kapsamlı sosyal konut, arsa ve işyeri müjdesini vermişti.
Harika bir müjdeydi bu 7’den 70’e ayakta alkışladı bu müjdeyi.
Bunun hemen ardından hızlı bir şekilde çalışmalar başlatıldı, başvurular alındı ve alınmaya devam ediyor derken kuralar bile çekilmeye başlandı.
Batman’da bu şanslı/şanssız iller arasında yerini aldı.
Dediğim gibi şanslı mı şanssız mı bilemedim doğrusu; çünkü Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü/Milli Emlak Müdürlüğü projenin inşası için kolları sıvadı, kentte hazine arazisi arayışına girdi ve münasip gördüğü Kuyubaşı Köyündeki (Cigerlo) yaşları 5-30 arasında değişen yaklaşık 30 bin fıstık ağacının ekili olduğu parselleri TOKİ’ye devretti üstelik köylülerden hiçbirinin haberi olmadan.
Bu köylüler daha ortada petrol yokken bu arazilerde tarım yaparak hayatlarını idame ettiriyordu. Sahanın taşlık ve kayalık kısımlarını da ağaçlandırmışlardır. Bu sahada köylülere ait 30 bini aşkın fıstık ağacı bulunmaktadır. Yıllarca çocukları gibi yetiştirdikleri bu ağaçlar ne olacak? Köylüler yıllarca bu arazilerin ecrimisil bedelini ödemişlerdir normalde hazineye ait arazileri kullanan kişilerin buraları satın alabilecekleri yönünde 6292 sayılı hazineye ait tarım arazilerinin satışı hakkında yasa bile var. Ancak bu yasa kapsamında başvuru yapan köylülerin talebi buraların petrol sahası olması gerekçesi ile reddedilmiş.
TOKİ’ye devredilen buralardaki tarlaların bir kısmı 2565 sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulunun 13.06.2016 tarih ve 2016/8968 sayılı kararı ile TPAO lehine özel güvenlik bölgesi ilan edilen ve tapularında özel güvenlik şerhi bulunan halen fiilen petrol üretimi yapılan tarlalar olduğu görülmektedir.
Kaldı ki 2016 yılında Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) desteği ile Batman İl özel İdaresi taarafından projelendirilen ve hayata geçirilen Batman merkeze bağlı Batı Raman Dağında bulunan Recepler Köyünde 300 bin metrekarelik mesire alanı yapım çalışmaları başlatılmış ancak mesire alanı yapılacak yerin, petrol sahası ve TPAO'nun güvenlik bölgesi olduğu gerekçesiyle durdurulmuştu. Gerekçe ise, petrol sahasında faaliyetlerin artarak devam etmesi ve bununla beraber bu alanda yapılan kabrondioksit enejeksiyonunun insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisinin bulunmasından dolayı buraya mesire alanı yapılamayacağı gösterilmiş böylece mesire alanı başka yere kaydırılmıştı.
TPAO bu görüşünde haklı, çünkü Türkiye belki de hiçbir zaman bu kadar istekli olmadı yer altındaki petrollerini gün yüzüne çıkarma konusunda. Bunun için Fatih, Kanuni, Yavuz ve Barbaros gemileri birbiri ardında sahaya sürüldü her gün bir yerden doğalgaz, petrol bulunduğu haberleri ile heyecanımıza heyecan katılıyor.
E, şimdi sormazlar mı “Arkadaş petrolün çıkarımı için çalışmaların arttığı bir dönemde, petrol üretimi açısından zorunlu yüksek basınçlı karbondioksit enjeksiyonu ve diğer zehirli gaz türevleri kullanılıyordu da o günden bugüne ne değişti de bu petrol arazileri üzerine yapı inşa edilmesi için TOKİ’ye devrediliyor” diye.
Bir taraftan ülkenin hem denizinde hem de her karış toprağında petrol ve doğalgaz arayan Türkiye’yi konuşurken diğer taraftan da iskan için petrol yataklarının olduğu alanları TOKİ’ye devreden bir çevreyi…
TOKİ’ye devredilen alanlarda şuan bile petrol kuyuları aktif bir şekilde çalışır durumda. Her gün o arazilerin içerisinde yılan gibi kıvrılan boru hatları döşenmekte, yeni kuyular açılmakta.
Normalde burası 2565 sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulunun 13.06.2016 tarih ve 2016/8968 sayılı kararı ile TPAO lehine özel güvenlik bölgesi ilan edilen TPAO’nun ilk ve tek özel güvenlik bölgesi ilan edilen petrol sahasıdır. Bu saha içerisinde normal şartlar altında bir kazık bile çakılamaz.
O arazilerin birçok noktasında “Bu sahada karbondioksit enjeksiyonu yapılmaktadır. Sahaya izinsiz girilemez” tabelasının olduğu alanlar TOKİ’ye konut için devredildi.
Gel de işin içinden çık, şimdi bu durum nasıl izah edilebilir bilmiyorum doğrusu.
“Bu Sahada Yüksek Basınçta Karbonmonoksit Enjeksiyonu Yapılmaktadır. Sahaya Girmek, Piknik Yapmak Tehlikeli Ve Yasaktır” tabelasının olduğu yere binalar inşa etmek!..
O zaman sorarlar size “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu”
Evet, devlet bir anda yüzlerce vatandaşın yüzünü güldürürken, yüzlercesini de ağlatmıştı.
Devlet mi yaptı, başkaları mı yaptı bilmiyorum doğrusu çünkü benim bildiğim devlet bir evladını güldürürken diğer evladını ağlatmaz, küstürmez.
Benim bildiğim devlet kaş yapayım derken göz çıkartmaz.
Bir yandan “Türkiye Yüzyılı”nın inşa edileceği, Lozan’ın sona ereceği, yer altı kaynaklarının özgürce çıkarılacağı bir seçim arifesine girilmişken öte yandan da sandıkta desteğine ihtiyaç duyulan insanların sandıkta sırtını size dönmesine yönelik hamleler yapılması…
Hani nerde “Türkiye Yüzyılı”, insanlar küstürülerek mi inşa edilecek bu yüzyıl?
Ufukta seçimin görüldüğü bir süreçte yapılacak hamle midir bu?
Kim kimin ekmeğine yağ sürüyor.
Her defasında dile getirmekten dilimizde tüy bitti arkadaş, bu bölgeler hassas bölgeler, bu bölgeler seçime giden yolda dengeleri değiştiren bölgeler.
Kim neden yaptı bu hamleyi bilmiyorum ama bildiğim tek şey bu hamlenin “Türkiye Yüzyılı”na yönelik yapıldığının ortada olduğudur.
Bu hamleden er ya da geç Cumhurbaşkanının haberi olacaktır.
Dilerim bu hatayı yapan bürokratlar bu yanlış hamleyi düzeltir, buralardaki insanları daha fazla küstürmeden onları ziyaret edip gönüllerini alır ve kucaklaşırlar.