İNSANLIĞIN VE DİNİMİZİN EMRİ
Türkiye çok büyük bir felaket yaşadı, onbinlerce insanımız enkaz altında can verdi, bebek, çocuk, genç, yaşlı, kadın-erkek binlerce vatandaşımız depremde hayatlarını kaybetti.
Binlerce bina, ev, işyeri yok oldu, bir anda tuzla buz oldu
Arabalar, yaşam alanları, şirketler, fabrikalar, her şey bir anda depremle yerle bir oldu.
İnsanlar seferber oldu, devletimiz başta olmak üzere yabancı devletler yaraları sarmak için adeta seferber oldu.
Arada asırlar da geçse bu felaket unutulmayacak.
Allah böyle bir felaketi ne bize ne de başka yerlerde hiçbir yerde yaşatmasın
İçimiz kan ağlasa da olan oldu, ölen öldü…
En az bu deprem felaketi kadar insanların duyarlılığı, yardımlaşma ve dayanışma ruhunun canlanması, birlik, dirlik ve yardım etme şiarı müthiş bir şekilde yayıldı, dağıldı.
İnsan, insani duygularıyla biraz kendine geldi.
Demek ki; insanların üzerindeki toza üflesen iman çıkacak…
Genel itibariyle hepimizce malum olan durum buydu.
Ama yeri gelmişken yardımlaşma ve dayanışmanın önemine değinmek istiyorum.
Paylaşma ve yardımlaşma her insanın ihtiyacı olan bir durumdur. Maddi ve manevi olarak paylaşma ve yardımlaşma herkese fayda sağlar. İslam dini de bu konuda özellikle çok dikkatli olan bir dindir. Toplumda herkes bir diğerine muhtaçtır. Çünkü insanoğlu toplumsal ve sosyal bir varlıktır.
İslam paylaşma ve yardımlaşma duygusunu güçlendirmeyi amaçlayan bir dindir. Bu konuda birçok emir bulunan islam dininde zekat, sadaka ve fitre gibi yardımlaşmayı geliştirecek emirler bulunmaktadır. Ayrıca bu tür felaketlerde zekat, sadaka gibi dini emirlerin yanı sıra, yine dinimizin emri olan ‘infak’ imkanları zorlayan yardımlaşma duygusu da ortaya çıkıyor. Böylece toplumsal ve bireysel olarak insanoğlu için faydalı olan birçok durum sağlamış olacaktır. Bireysel olarak insan cimrilikten kurtaracak olan paylaşma duygusu toplumsal olarak da sosyal adalet duygusunu sağlama konusunda oldukça etkilidir. Böylece kişiler arası maddi imkanlardan kaynaklı oluşacak uçurumun önüne geçilmiş olur.
Yardımlaşma, imkanı olanın ayni veya nakdi yardım yapmasıyla toplumun birliği güçlenir.
Bu hareketlerle birlik ve beraberlik sağlandığı için toplumsal birlik beraberlik duygusu güçlenir ve sosyal adaletsizliğin önüne geçilir.