DEVLETTE, MİLLETTE ORADAYDI!
Türkiye 6 Şubat 2023 tarihinde saat 04:17’de güne 7.7’lik sarsıntının oluşturduğu enkazlar arasında yükselen çığlıklarla başladı.
Depremin hemen ardından zaman kaybetmeden arama-kurtarma ekipleri sahaya inerek faaliyetlere başladı.
Ta ki saatler 13:24’ü gösterene dek çalışmalar devam ediyordu derken bir kez daha yeryüzü sallantı ve sallantının şiddeti bu kez de 7.6 olarak kayıtlara geçti.
Bu kez de arama-kurtarma faaliyeti yürütenlerin çoğu enkaz altlarında kaldı.
Depremin ilk gününden itibaren bölgede İslâhiye’den Hatay’ın Samandağ’ına kadar, Kahramanmaraş’tan, Malatya’sına kadar bilfiil çalışmalarda bulunan biri olarak gördüklerimi yazıyorum;
Bu deprem tarihteki hiçbir depreme benzemeyen ve aklın sınırlarını zorlayan bir depremdir bu.
11 il, onlarca ilçe, onlarca belde, onlarca köy enkaza dönmüş…
Havaalanları bitmiş, otobanlar çökmüş, karayolları kaymış, raylar yer değiştirmiş
Sanki o bölge miksere atılmış ve harmanlanmış gibiydi…
600’lü yıllarda yapılan Habib-i Neccar Camisi de yıkıldı, modern çağ diye adlandırılan bu çağda 2022’de yapılan yapılar da yıkıldı.
Depremin vurduğu alan İngiltere coğrafyasından daha geniş bir alan, depremin etkilediği kişi sayısı birçok ülke nüfusundan fazla, 13 buçuk milyon insan…
Düşünün bir devlet yıkılıyor ve aynı anda her tarafa yetişmeye çalışıyorsun.
Kentler karanlığa gömülmüş, enkaz yığınına dönmüş, ortalık kurtarılmayı bekleyen binlerce canlının çığlığına boğulmuş, kentlerin üzerindeki toz bulutlarının arasından sadece ambulansların mavi ışıkları ve cenaze araçlarının yeşil ışıkları aydınlatıyordu karanlıkları.
Evet, böyle bir yıkım var ortada…
Diyorlar ki devlet yoktu, e bre gafiller devlet kimdir, devlet ilk depremin enkaza gömdüğü canları çıkartmaya çalışan ancak ikinci depremle enkazlara gömülen arama-kurtarma kahramanlarıydı, devlet benim, sensin, odur, ötekidir, kısacası gemideki herkestir.
Orada devlette vardı millet de!..
Çanakkale savaşından sonra dünya tarihinde görülmemiş bir dayanışma sergileniyor bu depremde. Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Müslüman’ı, gayrimüslimi herkes el ele bir cana ulaşmaya çalışıyordu.
Deprem bölgesinin her tarafında Türkiye’nin her bir ilinden, ilçesinden gelen insanlar koşturuyordu.
Tüm dünya seferber oldu Türkiye için Dünyanın dört bir yanından insanlar tüm imkânlarıyla deprem bölgesindeydi.
İsrail yardım ekibi ZAKA tarihi Ester parşömenini kaçırdı
İsrail yardım ekibi ZAKA her ne kadar yardım için geldilerse de apar topar gitmeleri akıllarda soru işaretleri bırakmıştı ki nitekim kendileri belki de farkında olmadan suçlarını ifşa etti.
Türkiye'yi vuran depremlerin ardından arama kurtarma çalışmalarına katılmak için gelen İsrailli ekip ZAKA, yıkılan Antakya Sinagogu'nda bulunan tarihi Ester kitabını İsrail'e kaçırdı. ZAKA görevlisi yayına çıkıp götürdükleri eseri bir televizyon programında gösterdikten sonra tepkiler geldi. Bunun üzerine Türkiye Hahambaşılığı Vakfı, "Ester parşömeni İsrail'den teslim alınıp Hahambaşılığımızda muhafaza altındadır. Antakya sinagogumuzun tadili sonrası yuvasına dönecektir." açıklamasını yaptı.
Depremi anlatırken pat diye neden bu notu yazdım diye belki merak edenler vardır; “orada devlet yoktu” diyenlerin bunlardan bir farkının olmadığını göstermek için yazdım.
Evet, Adıyaman, Acıyaman oldu!,
Gazi olan Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Osmaniye, Elazığ, Kilis, Adana bir kez daha verdikleri deprem şehitlerinin yanı sıra yeniden gazi oldu.
Devlet deprem bölgelerine ilave valiler, kaymakamlar görevlendirdi.
Batman Valisi de İslahiye’de koordinatör vali olarak görev yapıyordu. Adeta Batman İslahiye’ye akmıştı.
Teşekkürler Alperen Valim!
Öyle ki bir enkazda bulunan Fatma Demir ve kardeşi Merve’ye ulaşmak için Ankara’dan gelen kömür işçileriyle birlikte Batman Üniversitesi’nden Mustafa Ok ve Siirt’ten AFAD gönüllüsü olarak hayvanlarını bırakıp oraya koşan çoban Mahsum ile birlikte 23 saat boyunca enkazda çalıştık. En sonunda hidrolik makas ihtiyacı doğdu ancak bir türlü bulamayınca orada görevlendirilen Batman Vali Yardımcısı Alperen Göktaş’a ulaştık, sağ olsun Alperen Vali koruması aracılığıyla o makasa ulaşmamızı sağladı ve Fatma ile kardeşi sağ salim o enkazdan çıkartıldı. Daha sonra da enkazda hayatını kaybeden 4 aylık Ayşe Lina ve 4 yaşındaki Yüsra da çıkartıldı o enkazdan.
Ordu Valisi; “Allah bizi koruyor yeter”
Adıyaman’da depremden çıkan bir baba anlatıyor, “açlıktan çöpten çıkardığım ekmeği eşimle birlikte yedik ancak sonraki gün yemek dağıtan bir tır bulduk ve üzerinde Ordu yazıyordu. Ordu’dan kalkıp imdadımıza yetişmişti. Kimi insanlar fotoğraf çekme peşindeyken orada bize yemek dağıtan biri vardı “bırakın fotoğraf çekmeyi, beni korumayı, Allah bizi koruyor, bu insanların bize ihtiyacı var diyerek bağırdı” onun Ordu Valisi olduğunu öğrendim. Allah razı olsun ondan, devletimizden”
Evet, gerçekten zor bir süreçten geçiyoruz, Sayın Vali’nin de dediği gibi bizleri Allah koruyor yeter!...
Rabbim bir daha yaşatmasın.
Deprem notlarımı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim; yarın ki yazım; “İlahi sırlarla dolu Kahramanmaraş Depremleri”