Oruç, şafaktan akşama kadar yemek, içmek, cinsi münasebet gibi oruç bozanlardan uzak kalmaktır. Ve de oruç İslam’ın beş rüknünden bir rükündür, bütün ümmetlere farz kılındığı gibi Müslüman’a da farz kılınmıştır. Keza, oruç, sadece yemek içmek ve cinsi ilişkiden uzak kalmak değildir, O, bunlarla beraber kalbi, ruhu bütün hatalardan korumak, dili, eli ayağı, aklı, gözü, hulasa iç ve dış organları bütün haramlardan, şerlerden, virüslerden korumak ve genel tövbe vesilesi olmaktır.
Binaenaleyh kişi namazın içinde her türlü gayri meşrudan korunduğu gibi oruçta da, aynı âleme girmesi lazımdır. Oruçlu, gece teravih kılmak ve sahura kalkmak gibi oruç taallukat ile bu tasfiye merasimine girer, Oruç, iftara kadar oruçluyu her türlü hatalardan muhafaza eder. Hulasa, oruçlu kişi hem kendini içme, yeme ve cinsi münasebetten muhafaza eder, hem de kalbini haset, kin, adavet, fitne gazap gibi emraz-i kelbiyeden temizler, hem de dilini yalan, gıybet, nemime, sap gibi zararlılardan korur ve hem de malını zekât, fitre, sadaka gibi meşru yollarda sarf eder. Bu şekil oruç tutanın geçmiş günahları af olunur.
Oruç bizleri tertemiz ediyor.
İç, dış âlemi tam arındırıyor.
İlahi rızayı tez kazandırıyor.
Terk eden sonuçta ey vah ediyor. Hakka namzet ol