Evet, zorlu bir sürecin ardından “Türkiye Yüzyılı” başladı.
Türkiye yedi düvele karşı savaş verdiği bu seçimi yüzünün akıyla, cumhuriyet tarihinin en yoğun katılımlıyla gerçekleştirdi.
Bu seçim içeride olduğu kadar dışarıda da Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne karşı el ovuşturanların bütün hesaplarını altüst etti.
İçerideki kirli hesap sahipleri kendi içinde hesap vermek yerine hala ülkenin geleceğine dair diş bilemeye devam etmektedir ve üstelik “Biz kazanacağız” nidaları atarak.
Şimdi buna ne derler biliyor musun, “gel de gülme” derler…
Yahu ka-za-na-ma-dı-nız ha!... “ma gerek desek mast”
Şimdi eteklerinizdeki taşları dökme zamanı, şapkanızı önünüze koyup düşünme ve iç dinamiklerinize, ağababalarınıza hesap verme zamanıdır...
Şimdi, “Ben yüzde 0.1 bile olmayan X partisine 40 milletvekili nasıl kaptırıp partimin içini boşalttım” diye düşünme zamanıdır…
Şimdi, “Yahu ben ana muhalefete nasıl kanıp oy verdim de doğu güneydoğudaki vekil sayımı düşürdüm” diye düşünme zamanıdır...
Şimdi, “Benim partimi kapatıp, benim liderime siyasi yasak getirenlerle nasıl kol kola bir seçim süreci yürüttüm” diye düşünme zamanıdır.
Hele herkes şapkasını önüne koyup bi düşünsün Allah aşkına “Bu seçimde ben ne yaptım” diye.
Yahu bu ülke yedi düvele rezil kepaze edildi
Dünyanın en uç ülkesinde bile Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili capsler yapıldı.
En komik olanı da ne biliyor musunuz; bir Avrupa ülke parlamentosuna uyarlanan caps idi, hatırlamayanlar için hatırlatayım;
Mecliste kürsüye başbakan çıkıyor ve diyor ki “Türkiye’de bir seçim var ikinci tura gidiliyor. Aslında seçimin kazananı belli ama dün gece telefonum çaldı beni arayan Türkiye’deki diğer adaydı(KK). ‘Sayın Başbakan partinizin desteğini istiyorum, eğer seçilirsem size de cumhurbaşkanı yardımcılığı vereceğim’ diyor.
Bu ülkenin siyaseti bu kadar ele ayağa düşürülmemeliydi.
Dünyanın bir ucundaki sözde “Arap Baharı” ile demokrasi getirecekleri ülkeleri kan gölüne çeviren ülkeler bizim muhalefetle neden işbirliği yapar. Bunu anlamamak için kör olmak, sağır olmak hatta hayatta olmamak gerekirdi.
Bu ülkenin muhalefetine dış ülkeler müdahil olmamalıydı.
Kendi yağımızda kavrulmalıydık ama olmadı. Hani derler ya “kötü ev sahibi kiracıyı ev sahibi yapar” diye evet işte tam da öyle oldu bu seçimde…
Bu seçimde Türkiye dünyaya yön veren, ülkeleri hizaya getiren ülke konumuna geldi.
Düşünün bu ülke Maduro’ya el açtırıp dua ettiren, Paşinyan’ı, Aliyev’in arkasına oturtan ülke oldu.