Kurban bayramını geride bırakarak normal günlerimize geçerken Kurban bayramında yaşadıklarımıza baktığımızda hiç de güzel olaylarla karşılaşmadığımızı görmüş olacağız. Yangınlar, cinayetler, intiharlar, boğulmalar peş peşe gelirken Bayram haftasında canlar kaybettik. Çok farklı olayların yaşandığı ilimizde özellikle cinayet ve intiharlar hepimizi derinden üzdü. Aile kavgası sonucunda eşiyle tartışan ve gittiği kayınpederinin evinde kayınbiraderiyle kavga eden şahıs bıçağını çekerek kaynını öldürürken kayınpederini de yaraladı, bir başka günde de 23 yaşındaki bir genç kızımız da evlerinin bulunduğu 6 kattan kendisini aşağıya bırakarak yaşamına son verdi. Bunlar bizleri derinden üzen ve yaralayan olaylardır. İnsanların sinir sisteminin çalışamaz hale geldiği böylesi dönemlerde birilerinin yüksekten atlayarak hayatını kaybetmesi, birilerinin de eşinin ağabeyini öldürmesi kabul edilir cinsten değildir. Dolayısıyla Kurban Bayramı Batmanlılar açısından hiç de iyi geçmedi. Cinayet ve intihar dışında yaşanan bir başka önemli konu da boğulmaları. Yine bayram süresince serinlemek amacıyla sulara giren üç kişi boğularak hayatlarını kaybettiler. Her yaz döneminde yaşadığımız bu olayların sonlandırılması için herkes üzerine düşeni yaparsa inanın boğulmalar azalacak ve çocuklarımız hayatlarını kaybetmemiş olacaklar. Elbette bunda birinci sorumlu ailelerdir. Aileler, çocukları ve gençlerine durgun sularda yüzmenin tehlikesini anlatırsa ve geçmişten örnekler verirse o gençler, o çocuklar sulara girmeyecek ve dolayısıyla boğulmalar da olmayacaktır. Bir hafta içinde 3 kişinin boğularak ölmesi kabul edilecek bir durum değildir. Nitekim Batman Valiliği konuyu önemseyerek uyarı niteliğinde açıklamalarda bulunmuş ve vatandaşların sulara girmemesi konusunda çağrısını yinelemiştir. Tabii ki valiliğin yaptığı bu uyarı yerindedir ama esas görev, su kenarlarında görev yapan kolluk kuvvetleri ile jandarma ve polis ekiplerinindir. Bunlara o yerleşim alanlarının muhtarlarını da eklemek gerekir. Camilerde verilecek vaazlarda, okullarda öğretmenlerin sınıflarda yapacağı uyarı etkili olacak ve belki de ölümler azalacaktır. Ne yazık ki, hemen hemen her yıl aynı konuyu işliyor ve sulara girilmemesi konusunda uyarılarda bulunuyoruz ama değişen bir şey olmuyor. Bundan sonra yine boğulmalar olacak ve yine canlarımız gidecektir. Eğer sorumluluk bilinci içinde davranırsak ve bütün kurumlar üzerlerine düşeni yaparsa inanın boğulma vakaları tam olarak bitmese de azalacaktır. Bunun dışında bir de yangınlar yaşadık. Yine bayramda İl Özel idaresine ait Kıradağ'da bulunan Kıramis piknik alanında çıkan yangın tesise büyük zarar verdiği kadar orayı kullanılmaz hale getirdi. Peki, bu yangın nasıl olmuştu? Muhtemelen piknik amacıyla oraya giden vatandaşlardan bazıları ya izmarit attı, ya da yaptığı mangal sonrasında ateşi söndürmeden alanı terk etti ve sonrasında da bir kıvılcım orasının yanmasına neden oldu Türkiye'nin birçok il ve ilçesinde bulunan yüzlerce piknik alanındaki uygulamalara baktığımızda buraların çok iyi korunduğunu, görevlilerin en ufak bir yanlışta vatandaşları uyardığını görüyoruz. Gerçekten de buralarda görev yapan özel güvenlik ekipleri işlerini hakkıyla yaparak hiç kimseye taviz vermeden en ufak yanlışta bile uyarılarında bulunarak tesise zarar verilmesini önlüyorlar. Kimse kusura bakmasın ama biz daha bu bilince erişemedik. Yani bizim için yapılan tesisleri korumak için çaba sarf etmedik. Oysa bizden sonraki nesillerin de kullanabileceği piknik alanları çok iyi korunmalı ve yanlış yapanlar da uyarılmalıdır. Evet, kurban bayramını gördüğünüz gibi olumsuzluklarla tamamladık. Çok mu mutluyuz? Bu kadar ölüm karşısında elbette mutlu değiliz. Bizler cinayetlerin, intiharların, öldürmelerin boğulmaların artık sona ermesini ve en ufak bir olayda silah, bıçak gibi aletlerin kullanılmasını istemiyoruz. Keza aile içinde yaşanan olumsuzlukların konuşarak, anlaşarak, dinleyerek çözüme kavuşturulmasından yanayız. Son zamanlardaki intihar ve girişimlerini göz önüne aldığımızda birçok evde huzurun olmadığını görüyoruz. Evet zaman değişmiş ama anne ve babalar hala çocukları üzerinde baskıcı davranarak onların hareketlerini engellemektedir. Bu da günümüzde kabul görmüyor böyle olunca da ya silaha veya bıçağa davranıyoruz, ya da çözümü intiharda buluyoruz. Bu konuda önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi kesinlikle öfke kontrolü eğitimlerinin verilmesi gerekir. Bunun dışında ailelere ve gençlere yönelik rehabilitasyon uygulamaları birazcık da olsa fayda sağlayacak ve belki ölümler azalmış olacaktır. Kurban Bayramında bunları yaşadık, bu haberleri duydukça da bayram sevincimiz sürekli azaldı. Bundan sonraki bayramlarda bu tür olayları duymak istemiyor ve kimseyi de kaybetmek istemiyoruz.